Çalışmayı ve üretmeyi kutsallaştıran modern toplumun en büyük antitezi dilencilerdir. Bu nedenle gazetelerde sıkça gördüğümüz "Dilenerek servet yaptı" başlıklı haberler bizi sinirlendirir. Dilencileri gurursuzlukla, duygu sömürücülüğüyle ve kolaya kaçmakla itham ederiz. Çünkü biz kendimizi parçalarcasına çalışırken, onlar alıştığımız biçimde çalışmadan yaşamayı başarabilmişlerdir. Peki buna rağmen neden dilencilere para veririz? Belki, "Başımın gözümün sadakası olsun" diyerek verdiğimiz paranın kendimize bir fayda sağlamasını umut etmemizden, belki de başka sebeplerden. Peki ya dilenciler? Onlar kendilerine verilen her parayı yalnız kendi çıkarları için mi kullanırlar? Belki çoğu öyle. Ancak "dünyanın en asil dilencisi" olarak bilinen Abdül Edhi, kesinlikle onlardan biri değil.
İLK AMBÜLANSI O ALDI
Hastanelerin harap, doktorların nadir olduğu Pakistan'da yaşıyor Edhi. Onu Karaçi'nin sokaklarındaki basit bir dilenciden kahramana dönüştüren hikâyeyse parasızlıktan doktora götüremediği annesini kaybetmesiyle başladı. Kendi ifadelerine göre, ülkesinde her yıl kolayca tedavi edilebilecek hastalıklar yüzünden on binlerce kişinin yaşamını yitirmesi, o dönemde genç bir adam olan Edhi'yi isyan noktasına getirdi. Dilenerek kazandığı paraları kuruşu kuruşuna biriktiren Edhi, 1951 yılında ufak bir dispanser açtı. Toptancılardan aldığı ilaçları piyasa fiyatının altında ihtiyaç sahiplerine satan ve yoksulların dispanserde ücretsiz sağlık hizmeti almasını sağlayan Edhi, toplumun güvenini kazandıkça, hayırseverler ona daha yüklü bağışlarda bulunmaya başladı.
HAVA FİLOSU BİLE VAR
Dilencilikten kazandığı parayı topladığı bağışlarla birleştiren Edhi, kısa süre sonra Pakistan'ın ilk ambülansını satın alarak yoksulların hizmetine sundu. Ardından devamı geldi. Onu sokakta dilenirken görenler, amacını bildikleri için sadakaların miktarını arttırdı, bağış yapmak isteyen hayırseverler onun dilendiği sokağı daha sık ziyaret etmeye başladı. Bugün 83 yaşında olan Edhi, halen yoksul bir adam olarak yaşıyor ve eskisi kadar sık olmasa da dilencilik yapmayı sürdürüyor. 50 yıldır topladığı sadaka ve bağışları hastalar için kullanan Edhi'nin kurduğu vakıf, yıllar içinde ücretsiz hizmet veren 250'nin üzerinde hastane, dispanser ve bakımevinin sahibi haline geldi. Dünyanın en büyük ücretsiz hava ve kara ambülans filosu da yine bu vakıf tarafından işletiliyor.
PARALARI DAĞITIYORUM
Zenginlerden "çalıp" yoksullara dağıtan İngiliz halk kahramanı Robin Hood'dan farkının, insanların kendi rızalarıyla verdiği parayı dağıtmak olduğunu söyleyen Edhi, neden "İyilik meleği" olarak adlandırıldığını şöyle anlatıyor: "Yoksul bir adam olduğum doğru, ancak paraya benden çok daha fazla ihtiyacı olan insanlar var. Bu nedenle kazandığım paraları onlara vermekte bir an olsun tereddüt etmedim. 20 yıldır aynı şalvarı ve aynı terlikleri giyiyorum. İyi bir Müslüman böyle davranmalı. Çünkü din, dil, ırk ayrımı yapmadan insanlığa hizmet etmek en büyük cihattır."