İSTANBUL - İÜ Veteriner Fakültesi İç Hastalıklar Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Alev Akdoğan Kaymaz, böbrek hastalıklarına kedi ve köpeklerde sıklıkla rastlanıldığını, bu konuyla ilgili çalışmalar yaptıklarını belirtti.
Hemodiyaliz konusunda New York'ta bir sertifika programına katıldığını, ayrıca 21 yıldır kedi ve köpeklerde üriner sistem hastalıkları konusunda çalıştığını bildiren Kaymaz, ''Bunların dışında idrar kesesi taşları, idrar yolu tıkanıkları, kalıtsal hastalıklar, bakteriyel ve viral hastalıklar gibi pek çok nedenle kedi ve köpeklerde böbrek hastalıkları gelişebilmektedir. Ülkemizde genellikle hastaların veteriner hekime geç götürülmeleri, aslında kolay bir şeklide tedavi edebilecek böbrek hastası olmayan vakaları dahi zor duruma sokabilmektedir'' dedi.
Avrupa ve Amerika'da böbrek rahatsızlığı bulunan kedi ve köpeklerde ''peritoneal diyaliz'' işleminin kullanıldığını belirten Kaymaz, ''Ancak ülkemizde bir iki deneysel çalışma yapılmasına rağmen bu yöntem ilk defa rutin olarak fakültemizde uygulanmaktadır. Daha önce sadece damar yolu açılarak hastaya farklı özelliklerde yoğun bir sıvı tedavisi yapılıyordu. Bu da kısa sürede kanın sulanmasına ve hastanın güçten kesilmesine yol açıyordu. Bu işlem sayesinde, hastadaki sıvı kaybı daha kısa sürede yerine konabilmekte ve hasta normal yaşantısını sürdürebilmektedir'' diye konuştu.
4 KİLO ALTINDAKİ KEDİLER İÇİN ÖNEMLİ BİR PROJE
''Peritoneal diyaliz'' işleminin basit olarak şeker içeren ve ''diyalizat'' adı verilen bir sıvının karın içine verilmesi ve daha sonra da bu sıvının dışarı alınması olduğunu anlatan Kaymaz, şunları söyledi:
''Bu işlemi şu anda kedi ve köpeklerde rutin olarak uygulamaktayız. Merkezimizde kedi ve köpeklerde sık olarak görülen böbrek yetersizlikleri, özellikle erken dönemde bulunan hastalara yerleştirilen bir katater yardımı ile yapılan periton diyalizi uygulamalarıyla başarıyla tedavi edilebilmektedir. Bu yöntemle kısa sürede hastanın genel durumunun düzelmesi ve yaşam kalitesinin arttırılması sağlanabilmektedir. Bu da bir diyaliz sistemi. Erken dönemde işe yarayan ve erken dönemdeki zehirlenmelerde kullanılan bir diyaliz yöntemi. Hemodiyalizin daha basit ve daha az aleti olan şekli. Zaten hayvanda da insanda kullanılan malzemeler kullanılıyor. Erken dönemdeki böbrek hastalıkları için bir umut. Kedi ve köpeklerde kullanılıyor. Hemodiyaliz çok pahalı bir işlem. Hem her seansı çok pahalı bir sistem, hem de hemodiyaliz örneğin 4 kilogramın altındaki kedilerde yapılamıyor. Kedi ve köpekler için hayat kurtaran bir yöntem. Bu işlem sadece 4 kilogram altındaki kedilerde yapılabiliyor. Bu işlem, hayvanın hem genel durumunu düzelmesi, hem de yaşam süresinin uzamasını sağlıyor.''
Tedavi sürecinin hastanın kandaki zararlı maddelerden arınması dikkate alınarak yaklaşık olarak 1 ile 3 hafta arasında değiştiğini vurgulayan Kaymaz, hastanın bu süre zarfında diyaliz odasında özel bir kafes içinde kaldığını, uygulanan işlem aralıkları sık olduğundan ekibin 24 saat süreyle hastanın başında beklediğini belirtti.
Diyaliz işlemi uygulanan hastalarda, böbrek yetersizliğine bağlı olarak kusma, iştahsızlık ve ısının düşmesi gibi birçok belirtinin görülebildiğini aktaran Kaymaz, ''Diyaliz yapılan bu hastalarda verilen ve alınan tüm sıvı miktarları, yenen yemek miktarı, yapılan idrar ve dışkı miktarları ölçülmekte ve kaydedilmektedir. Hastanın düzenli olarak diyet yemeklerle beslenmesi ve özellikle idrar çıkışının olması sağlanmaktadır. Barınma kafeslerimiz büyük olduğundan hasta bu alan içinde rahatlıkla günlük aktivitesini yapabilmektedir'' şeklinde konuştu.
Kaymaz, bu ay içinde TÜBİTAK'a bu konuyla ilgili bir proje sunacaklarını, projenin kabul edilmesi durumunda yaptıkları çalışmaları genişletmeyi düşündüklerini sözlerine ekledi.