Medimagazin logo

Kuşhan'a 1 yıl 8 ay hapis

Polonezköy'de 2008 yılında Muzaffer Kuşhan'ın zayıflama kliniğinde Dila Kurt'un ölümün davasında Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesi, Kuşhan'a “Taksirle ölüme neden olma” suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi.
Kaynak: AA
Kuşhan'a 1 yıl 8 ay hapis
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Duruşmaya, sanık Muzaffer Kuşhan ile birlikte avukatı Fatih Çınar ve Kurt ailesinin avukatı Murat Kaan Oral katıldı.
Kuşhan, duruşmada söz alarak Dila Kurt'un ölümüne kendi çocuğunu kaybetmiş gibi üzüldüğünü, ailesine başsağlığı dilediğini ve cenazesine çiçek gönderdiğini ifade etti.

'BERAATİMİ TALEP EDİYORUM'

Bir doktor için en üzücü olayın hastasını kaybetmek olduğunu vurgulayan Kuşhan, benzer ölümlerden örnekler verdiği savunmasını şöyle sürdürdü:
“Gizli kalp rahatsızlığının ne zaman geleceği belli olmaz. Otopside elde edilen makroskopik ve mikroskopik bilgilere göre, myokard dokusunda geçirilmiş myokard enfaktusuna (kalp krizi) ait bulgular saptanmış olan kişinin ölümünün kendinde mevcut kronik kalp damar hastalığının aktif hale geçmesi sonucu meydana gelmiştir. Obez kişilerde hızlı kilo vermenin kronik kalp hastalığını aktif hale geçirebileceğinin tıbben bilindiği cümlesi varsayımdır. Neden geçirdiği diyemiyor. Öyle olsaydı kalpte küçülme, taze kanama bölgeleri ve ölü doku mihrakları olacaktı. Veya akut kalp krizine ait kalbi besleyen damarlarda taze tıkanma bulguları olmalıydı. Ama bunların hiçbiri olmadığına göre teori varsayımdan ibarettir. Dila Kurt'a kronik-damar hastalığı teşhisi otopsi bulguları neticesinde kondu. Otelimize girişi esnasında hiçbir hastalık beyanında bulunmadı. Yapılan muayenede de hiç hastalık belirtisi tespit edilmedi. Bu olayda tıbbi olarak benim hiçbir suçum yoktur. Hata yapmadım. Beraatimi talep ediyorum.”

KUŞHAN'A 1 YIL 8 AY HAPİS

Kuşhan”ın avukatı Fatih Çınar da Kuşhan'ın beraatine karar verilmesini, eğer ceza verilecekse bunun paraya çevrilmesini veya ertelenmesini istedi.
Kurt ailesinin avukatı Murat Kaan Oral ise, sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasının talep etti.

Mahkeme, Kuşhan'ı önce “Taksirle ölüme neden olma” suçundan 2 yıl hapis cezasına çarptırdı. Sanığın mahkemedeki hal ve tavırlarını dikkate alan mahkeme cezayı 1 yıl 8 aya indirdi.

Ayrıca sanığın işlediği suçtan dolayı yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla, tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede olumlu kanaat oluştuğundan cezanın ertelenmesine, sanık hakkında 3 yıl denetim süresi belirlenmesine, sanığın denetim süresi içinde kasıtlı suç işlemesi halinde ise ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilebileceği uyarısı yapıldı.

Muzaffer Kuşhan duruşma sonrası yaptığı açıklamada, “Karar, Adli Tıp Kurumu'nun varsayıma dayalı raporu üzerinden verilmiştir. Burada esas ispatlanmış kesin bulgu kendisinde mevcut kronik kalp hastalığıdır (önceden geçirdiği kalp krizleri). Zayıflamadan dolayı ölmedi. Uygulanan diyet programı ile ölüm arasında illiyet bağı yoktur” dedi.

Beykoz Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Muzaffer Kuşhan'ın “Taksirle ölüme neden olma” suçundan 2 ile 6 yıl arasında hapis cezası ile cezalandırılması isteniyordu.

kuşhan'a
1
yıl
8
ay
hapis
Yorum (5)
RKTR
Adam, asemptomatik genç bir kızda ağır koroner arter hastalığı olduğunu nereden bilsin ? Bu milyonda kaç ihtimaldir ? O zaman, bundan sonra zayıflama programlarına gelen İSTİSNASIZ HER İNSANA ful, gerekirse invazif kardiyolojik inceleme yapılması gerekecek. Üstelik, Dr. Kuşhan'ın Adli Tıp'ın klinik ve histopatolojik verilerin yorumuna ilişkin söyledikleri de çok doğru. Bu olay metabolik bir acil olabilir, ama MI olduğu hiçbir şekilde kesin değil. Adli Tıp raporlarında çok ciddi mantık ve tıp hataları olabildiğini daha önce örnekleriyle yazmıştım. Daha da fenası, gerek Adli Tıp, gerekse de Yüksek Sağlık Şurası raporlarına imza atanların çoğunun, hatta bazen HEPSİNİN, SUÇLANAN HEKİMİN BRANŞIYLA ALAKASIZ insanlar olması. Yetkileri olduğu halde, akademik kurumlardan BRANŞ JÜRİSİ DE SEÇMİYORLAR. Branşınızla, uzmanlık dalınızla tamamen alakasız olan kişiler, dava edildiğiniz vakada sizi kesin suçlu bulabiliyorlar. Bu kurullarda bir dermatolog, bir KBB'ci, bir nöroşirürjist, bir ortopedist, bir nörolog, vb. vb., yargılanan bir Kadın-Doğumcuya "% 100 suçludur" diye rapor yazıyorlar. Yüzlerce örneği var. Dünya üzerinde hiçbir ülkede böyle bir şey yok. Alman arkadaşlarıma anlattım; inanamadılar. Şimdi; Anlatıldığına göre; Dr. Kuşhan, en iyi ve en pahalı avukatları tutmasına, mükemmel bir savunma yapmasına, iyi hal ve pişmanlık göstermesine, ve kendisini destekleyen çok sayıda tıbbi veriyi mahkemeye sunmasına rağmen HAPİS CEZASI aldı. Ve yine bereket, az vermişler. 6 seneye kadar yolu var. Erteleme, paraya çevirme vb. Hakim'in tasarrufunda. İstemezse, yapmaz. "Doktorlar hapse girmez" diyen gafil arkadaşlara: medimagazin sütunlarında kodese tıkılan dr. haberleri kaç kez çıktı ? Ben de gözümle gördüm. Dr. Kuşhan MESLEKTEN MEN de edildi. Bu dava sürecinde, aile ve sosyal çevresinde yaşamış olabileceği şeyleri hiç saymıyorum bile. Bundan sonra, sıra TAZMİNATTA. Ölen genç bir kız, muhtemelen dr. korkunç bir para ödeyecek. Olay Temmuz 2009'dan önce olduğu için, sigorta koruması filan da olamayacak tabii. Bu iş, Türkiye'de fiilen havadan para kazanma aracıdır: İstanbul'da 7 davalı el cerrahı var. Hep yazdım, tekrar yazıyorum: Türkiye'de KATİLLERE böyle cezalar verilmiyor. Medimagazin yazarı Prof. Haldun Güner'in şu yazısını da lütfen okuyunuz: Ankara’nın Sağlık Baronları http://www.medimagazin.com.tr/authors/haldun-guner/tr-ankaranin-saglik-baronlari-72-9-3170.html
0
Cevapla
hekimsel
kolayı var RKTR azizim 3 kural: 1. işin olmayan işi yapma 2. işinle ilgili endikasyonsuz iş yapma 3. işinle ilgili endikasyonlu girişim, ilaç vb. işlemleri de başka çaren kalmayana kadar yapma son çareden önceki girişimden kaçınma önlemleri: 1. ilaç-yaşam tarzı değişiklikleri eş ya da eşe yakın sonuç veriyorsa yaşam tarzı değişikliklerini dene 2. ilaç seçmek zorunda kaldıysan reçeteyi donatma, hedefe uygun 1 tane, mümkünse ilaç etkileşim ihtimali düşük olan ilaç seç 3. girişim-ilaç eş ya da eşe yakın sonuç veriyorsa ilaç tedavisi seçin 4. girişim mutlak gerekliyse hastaya risklerini iyice ve abartarak anlatın, olabilecek en ufak ihtimali dahi atlamayın, aksi takdirde 5 damar bypass ameliyatı kafeteryada eş dostla sohbet edilerek beklenecek tırnak çekme ameliyatı kadar basit sanılıyor, gereksiz bir rahatlık oluyor. müşteri kaçırmamak için yapılan reklamların ve ameliyatı basit göstermenin şovmenlerin başına ne işler açtığına şahidim 5. hasta işlemi kabul eder ve ameliyat zorunlu hale gelirse mümkün olan en basit ameliyatı seçin, mümkün olan her türlü konsültasyonu isteyin ve her türlü tetkiki yapın (bazı hastalar da bu aşamada operasyondan vazgeçer). 6. hastadan yazılı onam formlarını, mümkün olan en fazla yakını yanında, mümkünse video kaydı ile alın. olası tüm komplikasyonların iyice anlaşıldığına emin olun 7. operasyon kararlarını mümkünse konseylerde alın 8. ameliyat sonrası hasta ve yakınlarına hemen bitti bu iş, geçmiş olsun demeyin, temkinli olun
0
Cevapla
RKTR
Sn Dr. hekimsel, Önerdiğiniz ful Defansif Tıp. Ama elbette böyle olmalı; günümüzde başını derde sokmamak için başka çare yok.
0
Cevapla
drA
sn RKTR, dr kushan'ın cezası kesin mi? bu işin yargıtayı yok mu?
0
Cevapla
RKTR
Adli Tıp Kurumu, birbiriyle tamamen çelişkili kararlar vermesiyle ünlüdür: http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/guncel/tr-adli-tip-bir-oyle-bir-boyle-dedi-1-11-30570.html Bir seferinde de, kafasından vurulmuş bir adama “Ölüm kalp sektesi sonucu, doğal yollarla vuku bulmuştur” diye rapor vermişlerdi.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir