Dr. Lee giderek artan sayıda çalışmanın, modern dünyamızda oturmanın kanser, kalp damar hastalıkları, inme, hipertansiyon gibi ölümcül
hastalıklarla anıldığına işaret etti. Dr. Lee koltuğun sağlığa zararlı olduğunu belirterek oturmayı ‘yeni sigara içme’ tehlikesi olarak tanımlayarak ‘bırakmanın zamanıdır’ dedi.
Amerikan Spor Hekimliği Derneği’nin düzenlediği 61. Yıllık ve 5. Egzersiz İlaçtır Kongresi (ACSM) Orlando’da gerçekleştirildi. 90 farklı ülkeden 45 bin akademisyen ve uzmandan oluşan Amerikan Spor Hekimliği Derneği, spor bilimleri ve spor hekimliği alanında çalışmalar yapıyor.
80 saat oturdu kanı pıhtılaştı
Oturmanın ölümcül olabileceğine ilişkin ilk vaka 80 saat boyunca oturduğu yerde internet oyunu oynayan 24 yaşındaki bir erkekte görülen ve kan akımının azalması sonucu oluşan pıhtılaşma olayıdır. Avustralya’da 60 bin kişi üzerinde yapılan çalışmada günde 4 saat ve üzeri oturanlarda kronik hastalıklara yakalanma riskinin önemli ölçüde arttığı gösterildi.
Dahası bu durum kişinin yaşı, cinsiyeti, beden kitle indeksi ya da fiziksel aktivite düzeyinden bağımsız idi. Nitekim bir başka çalışmada günlük oturma süresi 11 saatin üzerinde olan insanlarda günde 4 saat oturanlara göre üç yıl içerisinde ölüm riski yüzde 40 artıyordu.
23 bin sağlıklı kadında yapılan Kadın Genomu Sağlık Çalışması isimli araştırma sonuçlarına göre de fiziksel fitness düzeyi ne olursa olsun fiziksel aktif kadınların koroner kalp hastalığına yakalanma riskinin daha düşük olduğu belirtiliyor” dedi.
ACSM’ ye katılan, Türkiye Spor Hekimleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Ülkar, kongre süresince obezitenin önemli bir hastalık olduğu ancak hareketsiz yaşamın bundan daha da büyük bir sorun olduğunun pek çok oturumda vurgulandığını belirterek "egzersiz ilaçtır" sloganının gerçekliğinin pekişmiş olduğunu ifade etti.
10 saat oturuyoruz
ACSM’yi takip eden Aktif Yaşam Derneği Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Haydar Demirel, yapılan çalışmaların oturma süresi uzadıkça tip 2 diyabete yakalanma riskinin de arttığını gösterdiğini belirterek: “Aslında sandalye ve koltuk geçmişte sadece kısıtlı sayıda insan tarafından kullanırken 16. yüzyıldan itibaren insan yaşamına daha çok girmeye başladı. Günümüzde ise
insanoğlu büyük ölçüde çalışırken, işe gidip gelirken, evde sürekli oturuyor. Böylece günde ortalama oturma süresi 10 saati buluyor.
İlaç yerine ‘erken yaşta başlayan egzersiz alışkanlığı’
Prof. Dr. Metin Ergün, egzersiz yapmanın yaşlılıkla birlikte ortaya çıkan, başta kas iskelet sistemi, kardiyovasküler sistem ve beyin işlevindeki değişiklikler olmak üzere pek çok olumsuz etkiyi önleyebileceğini veya geciktirebileceğini vurguladı. Ergün, “Buradan çıkan sonuç; giderek yaşlanan nüfus için ‘ilaç’ yerine ‘erken yaşta başlayan egzersiz alışkanlığı’ hem daha kaliteli hem de düşük sağlık giderleriyle yaşamak anlamına gelmektedir” dedi.
Yaşlılarda hızla gelişen fiziksel düşkünlüğün önlenmesinde yardımcı
Türkiye Spor Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Metin Ergün, de kongrede paylaşılan araştırma sonuçlarına değindi:
“Fiziksel aktivite ile sağlıklı ve başarılı yaşlanma ilişkisinin araştırıldığı ve bu alandaki en kapsamlı çalışma olan ‘The Life Study’ araştırmasının sonuçları paylaşılmıştır.
İleri yaşta 400 metre kadar yürüyememenin majör bir fiziksel kısıtlılık kriteri olarak alındığı araştırmada; 70-89 yaşlarında 1635 kişi egzersiz programı ve sağlık eğitimi olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Egzersizler; 2 yıl boyunca haftada 150 dakika yürüyüş ve oturur pozisyonda küçük ağrılıklarla bacaklara yönelik kuvvet çalışmalarını içermekteydi.
Araştırma sonunda egzersiz yapanların inaktif veya hareketsiz yaşlılara göre yürüyüş mesafe oranlarının yüzde 18 arttığı ve daha da önemlisi fiziksel kısıtlılık gelişiminin yüzde 28 daha az olduğu ortaya konmuştur. Bu sonuçlar, orta şiddetteki egzersizlerin, yaşlılarda hızla gelişen fiziksel düşkünlüğün önlenmesinde ve onların daha aktif ve bağımsız bir yaşam sürmelerinde anahtar rol oynadığını göstermektedir.”
Egzersiz gelecek nesillere aktarılacak çok değerli miras!
Prof. Dr. Bülent Ülkar, “Düzenli egzersizle yalnızca egzersiz yapan kişinin vücudunda değil, aynı zamanda genetik yapısında da olumlu değişiklikler ortaya çıkmaktadır. Egzersizin yararlı etkisi gelecek nesillere aktarılacak çok değerli bir mirastır” dedi.