Yaz gelince sedef hastaları panikliyor. Vücutlarındaki lekelerin ve döküntülerin ortaya çıkmasıyla, çevrelerinden "cüzzamlı" muamelesi görmeye başlayan sedefliler mutsuz oluyorlar. Oysa sedef bulaşıcı bir hastalık DEĞİL.
Hastalıklarının "bulaşıcı" olmadığını anlatmakta sıkıntı çeken sedef hastaları, daha çok dirsek, diz ve bazen vücudun tümünü tutabilen sedeflerinden çok utanıyorlar. Yeni geliştirilen biyolojik ilaçlarla sedef hastalığının tedavi edilerek kontrol altına alınabildiğini müjdeleyen uzmanlar, "Hastalarımızın sadece bu aylarda sedeflerini dikkate almalarını istemiyoruz. Özellikle genç yaşta başlayan sedef, eğer tedavi edilmezse ömrü 20 yıl kısaltıyor" uyarısında bulunuyorlar. Uluslararası Serono Sempozya Vakfı'nın Avrupa Dermatoloji Kongresi kapsamında düzenlediği konferansta, yeni gelişti-rilen biyolojik ilaçların sedef hastalığı üzerindeki etkinliği anlatıldı. Prof. Dr. Mehmet Ali Gürer, bulaşıcı değil fakat kronik bir hastalık olan sedefin tedavisinde bugün gelinen noktanın çok önemli olduğuna dikkat çekti.
GENETİK YATKINLIK
Sedef hastalarının, toplum tarafından yıllar boyunca "cüzzamlı" olarak dışlandığını, aslında sedefin cüzzamdan apayrı bir hastalık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gürer, hatta sürekli "bulaşıcı" olmadığını da vurgulamak zorunda kaldıklarını belirterek şunları söyledi: "Kronik iltihapla seyreden bir hastalık olduğu anlaşılmıştır. İlerleyen yıllarda da sedef hastalığının genetik yatkınlıkla ilgili bir hastalık olduğu ortaya çıkmıştır. Kişinin ailesinde sedef hastalığı varsa, yüzde 30 sedef olma olasılığı vardır. Bu yatkınlık; stres, üzüntü, boğaz enfeksiyonları, hipertansiyon ilaçları, depresyon tedavisinde kullanılan ilaçlar, fiziksel travmalarla tetiklenirse aniden de sedef ortaya çıkabilir. "
SEDEF TAMAMEN İYİLEŞEBİLİR
Sedef hastalığının kişiye özgü olduğunu ve herkes için farklı seyrettiğini anlatan Prof. Dr. Gürer, "Sadece lokal birkaç bölgede sedefi olan hastalarımızı kortizon içeren kremlerle tedavi edi-yoruz. Eğer bütün vücuda yayılmışsa sistemik tedaviler kullanmak gerekiyor” dedi.
GÜNEŞE DİKKAT!
Sedef hastalarının özellikle yaz başında tedaviye hücum ettiklerini söyleyen Gazi Üniversitesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilsel İlter, "Ultraviyole ışınlarını hastalığın tedavisinde kullanıyoruz ama hastalık aktif durumda ise fayda yerine olumsuz etkiler. Güneş, hastalığın ilerlemesine neden olabilmektedir. Yaşam boyu taşınacak, kontrol altında tutulması gereken bir hastalık" dedi.
MODERN LEPRA
Deri üzerinde çok ciddi, kalın kızarıklıklar ve döküntüler olduğu için "modern lepra" olarak tanımladıklarını söyleyen Kanada'dan katılan Prof. Dr. Kim Papp, "Tabii ki cüzzamdan çok farklı bir hastalık. Öncelikle bulaşıcı değil. Ama bugün sedefliler sanki 'cüzzamlı' gibi dışlanıyor. Hastalar havuz, plaj gibi yerlere gitmekten çekindikleri gibi kovuldukları da oluyor. Bankacı, hastanın uzattığı parayı almıyor" diyerek hastalığın sosyal ve psikolojik açıdan zor bir hastalık olduğuna dikkat çekiyor.
Sedef nedir
Sedef hastalığı çeşitli biçimlerde ortaya çıkabilen, tekrarlayıcı, kronik bir deri hastalığı. Deride tipik olarak üzeri sedef rengi pullarla kaplı kızarık alanlar mevcut. Derinin üst katmanı aşırı derecede büyümekte, kalınlaşmaktadır. Toplumun yaklaşık % 1-3 ünde görülür. Hemen her yaşta görülebilmesine rağmen 15-35 yaş arasında daha sık rastlanmaktadır.
Yenişafak