TANI: Anal muayene ile tanı rahatlıkla konur. Ağrı ön planda olduğu ve çatlak dışarıdan rahatlıkla görülebildiği için parmak muayenesi veya endoskopik kontrol yapılmasına genellikle gerek yoktur.
TEDAVİ: Hastalık erken evrede (akut) tanınırsa kolaylıkla tedavi edilir; ameliyat ya da başkaca girişimlere gerek olmaz. Tedavisinde akut alevli dönemlerde anestetik kremler, sıcak oturma banyoları kullanılır, diet önerilerinde bulunulur. Her dışkılamadan sonra en az 10 dakika sıcak su banyosu spazmı çözmede çok etkilidir. Kabızlığın giderilmesi ve düzenli bir barsak alışkanlığı sağlanmasıyla hastalık kısa sürede iyileşir. Hastalığın kronikleşmesi durumunda ise yukarıda tanımlanan konservatif yöntemler genelde yetersiz kalacaktır. Kronik anal fissürün klasik tedavisi cerrahidir. Anal fissür hastalığında asıl neden anüs etrafını saran düz kaslardaki spazm (kasılma) olduğu için tedavideki amaç da bu spazmı çözmeye yöneliktir. Kronik anal fissürde yukarıda bahsedilen tıbbi tedaviler başarılı olmaz. Çünkü bu olgularda spazm kalıcı hale geçmiştir ve bu spazmı ancak cerrahi olarak ortadan kaldırmak mümkündür. Kronik anal fissürde adele spazmını Botox adlı adelede geçici felç oluşturan ilaçlar kullanılmış ancak sonuçları başarılı olmamıştır. Olguların hemen hepsi nüks etmiştir. Çünkü botoxun etkisi geçici olup etki bitiminde aynı spazm tekrar oluşmaktır. Bu nedenlerden dolayı Botox uygulamasını önermiyoruz. Kas spazmını cerrahi olarak ortadan kaldıran sfinkterotomi ameliyatı bu hastalık için en kesin ve güvenli tedavi yöntemi olup hastanemizde de başarıyla uygulanmaktadır. Bu ameliyat bazı merkezlerde poliklinik koşullarda bile yapılabilen basit bir işlemdir. Ancak hastanemizde spinal anestezi altında ve ameliyathane koşullarında sıfır ağrı ile yapılmaktadır. Bu şekilde hastanede yatmaya da gerek kalmadan hastalarımız birkaç saat dinlendikten sonra çok rahat ve ağrısız bir şekilde evlerine gidebilmekte ve hastalığa kalıcı ve kesin bir çözüm sağlanmaktadır. Anal bölge çok hassas ve ağrılı bir bölge olduğu için lokal anestesi altında poliklinik şartlarında bu işlemin yapılmasını doğru bulmuyoruz.