MEDİMAGAZİN - Bir araştırma, koku veya tat kaybı yaşayan COVID hastalarının, enfeksiyondan uzun süre sonra antikorlara sahip olma olasılığının iki kat daha fazla olduğunu buldu.
Önceki araştırmalar, güçlü bir bağışıklık tepkisinin burunda yaşayan hücreleri öldürerek semptomlara neden olduğunu göstermiştir.
Ancak bu, kötü bir COVID nöbetinin uyarı işareti de olabilir, çünkü bu hücreler genellikle virüs tarafından ilk enfekte edilen hücrelerdir.
Tat ve koku kaybı, beş hastadan üçünün semptoma sahip olduğu tahmin edilen pandeminin erken dönemlerinde daha yaygındı.
Ancak aşılama ve yeni varyantların yayılmasıyla birlikte semptomlar daha az yaygın hale geldi.
Katılımcılardan hiçbirinin aşılanmadığı ve virüsün o zamandan beri önemli ölçüde mutasyona uğradığı göz önüne alındığında, sonuçların şu anda ne kadar alakalı olduğu net değil.
Katılımcıların üçte ikisi tat ya da koku kaybı bildirdi
Çalışma için Columbia Üniversitesi'ndeki bilim insanları, New York City'nin kuzeyindeki Manhattan'da yaşayan ve pandeminin ilk aylarında COVID geçiren 306 yetişkinde araştırma yaptı.
Yaklaşık üçte ikisi bilim insanlarına COVID enfeksiyonu geçirdiklerinde koku veya tat alma duyularında kayıp yaşadıklarını söyledi.
Enfeksiyonları temizlendikten en az iki hafta sonra antikor kan testi için kliniğe davet edildiler. Testler Nisan ve Haziran 2020 arasında yapıldı.
266 katılımcı için antikor testi sonuçları mevcuttu.
Bunlardan 176'sının (yüzde 66) COVID-19 ile savaşan antikorları için yapılan testler pozitif çıkarken, 90'ının (yüzde 34) testi negatif çıktı.
Tat ve koku kaybı olanlarda güçlü bağışıklık tepkisi ölçüldü
Antikor seviyeleri zamanla azalır, bu da COVID-19 bulaşmış birinin sonunda proteinler için negatif test yapacağı anlamına gelir.
Sonuçlar, tat veya koku kaybı bildirenlerin yüzde 71'inde COVID-19 antikorları olduğunu gösterdi. Karşılaştırma için, semptomları bildirmeyenlerin ise sadece yüzde 57'si pandemik virüsle savaşan proteinler için pozitif test yaptı.