Konuyla ilgili olarak Novartis Onkoloji Genel Müdürü Pınar Üstündağ ile mevcut durum ve gelecek hedefleri üzerine konuştuk.
Novartis Onkoloji’nin kanser tedavisine yaklaşımı ve bu alandaki temel faaliyetleri nelerdir?
Novartis Onkoloji’de kanserli hastaların yaşamlarını değiştirecek, geniş bir yelpazede yenilikçi tedaviler sağlama konusunda kanıtlanmış bir geçmişe sahibiz. Uzman bakım gerektiren 200’ün üzerinde farklı kanser türü var. Novartis Onkoloji olarak hastalarımıza çeşitli tedavi seçeneklerini sunabilmek için Araştırma ve Geliştirme çalışmalarımıza son derece kararlı ve özverili biçimde devam ediyoruz.
Novartis Onkoloji’de Kuzey Amerika, Avrupa, Japonya, Latin Amerika ve gelişmekte olan pazarlar olmak üzere beş bölgede ve 55 ülkede 6 binin üzerinde çalışanımızla faaliyet gösteriyoruz. Global olarak son derece başarılı çalışmalar yürütmemize imkan tanıyan yapımız, dünyanın tüm noktalarındaki hastaların tıbbi ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı olan yenilikçi tedavi seçenekleri sunma imkanı sağlamaktadır.
Küresel faaliyet gösteren bir firma olarak onkoloji alanında hastaların ihtiyaçlarını en etkin nasıl karşılayacağımız konusundaki odağımızı her zaman koruyoruz. Hastalarımızın tedavilerinden alınan sonuçları en yüksek seviyeye çıkartmak üzere tedaviyi kişiye özel hale getirme yaklaşımını benimseyerek çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Kanserin tedavi sürecinde zamanla yarıştığınız için, doğru hasta popülasyonunu tanımlamamız, hastalarımıza ilaçlarımızı hızla ulaştırmamız ve hastalarımızın ihtiyaçlarını karşılayacak hizmetler, araçlar ve kişiselleştirilmiş çalışmalar sunmamız gerekmektedir. Tüm faaliyetlerimizi planlarken bu önceliklere azami dikkat göstermekteyiz.
Güçlü araştırma ve geliştirme çalışmalarımız ve hastalarımızın tedavi süreçlerinde istikrarlı ve olumlu sonuçlara ulaşmamız sayesinde onkoloji alanında dünya liderlerinden biriyiz. Onkoloji ve hematoloji alanında karşılanamamış ihtiyaçları hedefleyen güçlü bir portföye ve geliştirilmekte olan yenilikçi tedavilere sahibiz.
Geliştirme aşamasındaki ürün portföyümüzde 25 yeni molekül bulunmakta. Bu da hastalarımızın ihtiyaçlarına cevap verebilecek 25 yeni tedavi seçeneği üzerinde çalıştığımız anlamına geliyor. Umuyoruz ki en yakın zamanda bu tedavileri de hastalarımıza sunmuş olacağız.
Portföyümüzde şu anda bulunan, tıbbın hizmetine sunulmuş olan ve geliştirilmekte olan ürünlerimiz, Akciğer, Lenfoma, Tüberoskleroz, Cushing, Akromegali, Karaciğer, Nöroendokrin Tümörler, Böbrek, Safra Kesesi, Kemik, Cilt, Beyin, Meme, Mide, Lösemi, Miyeloma, Kolorektal, Demir Toksisitesinden oluşan hastalık alanlarına yöneliktir.
Novartis’in AR-GE’ye ayırdığı pay nedir?
Novartis, hastaların ve toplumların değişen ihtiyaçlarına yönelik tedavi çözümleri sağlamaktadır. Novartis, hastalarımızın ihtiyaçlarını en iyi karşılayacak birçok tedavi seçeneği için yoğun Ar-Ge çalışmaları yürütmektedir. Novartis, araştırma-geliştirmeye (AR-GE) ve inovasyona en çok önem veren lider firmalardan birisi. 2012 yılında Grubumuzun devam eden operasyonlarımızda ciromuzun yüzde 20’sini, yaklaşık 9.3 milyar dolarlık kısmını Grup çapında araştırma-geliştirmeye ayırıp bu alanda en fazla yatırım yapan firmaların önde gelenleri arasında yer aldık. Yenilikçilik konusunda emsalsiz geçmişimiz ve AR-GE’ye verdiğimiz önem hastalarımızın karşılanmamış ihtiyaçlarına yönelik etkin tedaviler geliştirebilmemiz için en büyük motivasyon kaynağımız. Türkiye’de 2 bin 200 çalışanımız ile 1955 yılından bu yana üretim pazarlama, ilaç AR-GE faaliyetlerimizi yürütmekteyiz. Firmamızın biri hammadde olmak üzere 4 üretim tesisi bulunmakta, 100 dolayında ülkeye de Türkiye’den ihracat yapmaktayız.
Yakın zamanda dünyada kansere karşı savaşta atılmış olan en büyük adımlar nelerdir? Bu inisiyatifler ile ilgili Novartis Onkoloji olarak ne tür faaliyetlerde bulunuyorsunuz?
Novartis olarak doğru hastanın doğru zamanda, doğru ilacın doğru dozuyla tedavi edilmesini amaçlıyoruz. Biz, tedavilerin hedefe yönelik olması, hastanın kendine özgü genetik yapısı ve ilaca bireysel yanıtı hakkındaki bilgilere dayalı olması gerektiğine inanıyoruz.
Uzun zamandır ilaçlar “herkese tek beden” yaklaşımı ile geliştirilmekteydi. Ancak bugün görüldü ki ilaç kullanan hastaların yaklaşık yarısı ilaçlara yanıt vermemekte. Bu da, ilaç keşfinde ve geliştirilmesinde daha hedefli bir yaklaşım yönünde çok önemli bir ihtiyacın olduğunu gösteriyor. Teknoloji sayesinde artık insan genleri ve proteinleri üzerinde eşi görülmemiş analizler yapılabiliyor. Bu gelişmeler de, yeni tanısal araçlar aracılığıyla belirli tedavilere olumlu yanıt verebilecek hastaların belirlenmesine yardımcı oluyor.
Gelecekte, kişiye uyarlanan tedavilerin ve bunlara eşlik eden tanı imkânlarının, her bir hastada en iyi etkinliğe ve zararlı yan etkiler açısından en düşük olasılığa sahip ilaçları belirleme konusunda hekimlere yardımcı olacağına inanıyoruz.
Amacımız, hedefe yönelik tedaviler sunarak hastalarda elde edilen sonuçları optimize etmektir. Belirli tedavilere olumlu yanıt verecek hastaları genetik yolla belirleme adımıyla başlayarak, ilaç geliştirme sürecinin en büyük iki zorluğunun; yani önemli ve karşılanmamış ihtiyaçların söz konusu olduğu bir hastalık alanını belirleme ve klinik bir hipotezi test edecek çalışmalar başlatma yolunda önemli adımlar attık.
Novartis Onkoloji bundan sonraki dönemde dünyada ve Türkiye’de hangi yeni alanlarda faaliyet gösterecek?
Örnek olarak, halen tedavi seçeneklerinin kısıtlı olduğu miyelofibroza yönelik çalışmalarımızdan bahsedebilirim. Miyelofibroz, nadir ve yaşamı tehdit edici bir kan kanseri olup kemik iliği yetmezliği, dalak büyümesi, yorgunluk gibi zayıf düşürücü semptomlar, gece terlemeleri, düşük yaşam kalitesi, kilo kaybı ve kısalmış sağkalım süresi ile karakterizedir. Şu anda belirtileri giderici ve hastanın kötü yönde etkilenen hayat kalitesini düzeltici tedaviler uygulanmaktadır. Bunun yanı sıra tüberoskleroz, meme kanseri, karaciğer kanseri, akciğer kanseri, lenfoma, lösemi, Cushing hastalığı da dâhil olmak üzere, birçok kanser türünde en doğru tedaviyi bulmak adına çalışmalarımız devam etmektedir.
Sosyal sorumluluk projelerinizden bahsedebilir misiniz?
“Önce İnsan, Önce Sağlık” anlayışını ilke edinerek, geçtiğimiz yıllar içerisinde gerçekleştirilen “Annemle Biz Kanseri Yeneriz”, “Harekete Geç! Hikayeni Gönder”, “Umudun Rengi Kan Kırmızı” gibi birçok önemli projenin hayata geçmesine destek verdik.
Meme kanseri konusuna kadınların dikkatini çekerek erken tanı ve teşhis için yönlendirmek, tanı almış hastaları da tedavileri konusunda cesaretlendirmek amacıyla Meme Hastalıkları Federasyonu, Türk Kadınlar Birliği, Europa Donna Türkiye, Âvâze Türk Müziği Topluluğu ve Novartis Onkoloji tarafından desteklenmiş olan “Annemle Biz Kanseri Yeneriz” Projesi kapsamında; Ekim 2008 - Mart 2009 tarihleri arasında18 halk bilgilendirme toplantısı gerçekleştirilmiştir. Proje kapsamında uzmanlarca meme kontrolü de yapılarak katılımcılara ücretsiz mamografi kuponu sunulmuştur.
2010 yılında başlayan ve Meme Hastalıkları Dernekleri Federasyonu, Europa Donna Türkiye, Kanserle Savaş Daire Başkanlığı, Meme Hastalıkları Dernekleri Federasyonu ve Novartis Onkoloji tarafından desteklenmiş olan “Harekete Geç! Hikayeni Gönder” projesi ile ile meme kanseri deneyimi yaşamış kişi ve yakınlarının hikayelerini paylaşarak “harekete geçmelerini” ve hikayeleri okuyan sağlıklı ve meme kanseri yaşayan kişilerin de meme kanserinin erken teşhis ve tedavisi için düzenli kontrollerini ihmal etmemek için “harekete geçmelerini” sağlamak amaçlanmıştır.
2011 yılında Türk Pediatrik Hematoloji Derneği’nin öncülüğünde Novartis Onkoloji’nin destekleri ile gerçekleştirilen “Umudun Rengi Kan Kırmızı” oyunu ile talasemi hastalığı ve talasemi hastalarının sosyal hayatta yaşadığı sıkıntılar sahneye taşınarak talasemi konusunda toplumu bilgilendirmek ve farkındalığı artırmak amaçlanmıştır. “Umudun Rengi Kan Kırmızı” isimli performans Adana, Antalya ve İzmir illerinden toplam 33 hastanın rol aldığı 6 bölümden oluşmuştur. Bu performansta oyuncular talasemi ile yaşamı ve hastalığı anlatmanın yanısıra, hastalıklarıyla mücadelelerini, doğru bilinen yanlışları, yaşadıkları sıkıntıları ve yaşamlarından kesitleri sergilemişlerdir.
Tüm bu başarılı projeler ile hastalıklar hakkında toplumu bilgilendirmeyi, farkındalığı artırmayı amaçlıyoruz. Bu projeler hasta odaklı vizyonumuzun hayata geçmiş en güzel örneklerinden.
Tüm projelerin yanı sıra 2011 senesinden başlayarak, Brezilya’da FIA İşletme Fakültesi ve GESC Enstitüsü’nün Novartis Onkoloji işbirliğiyle gerçekleştirdiği “Sivil Toplum Kuruluşları Kapasite Geliştirme” programını Türkiye’de de Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsü ile hayata geçirdik. Bu program yardımıyla derneklerin, hastaların ihtiyaçlarına ve bu ihtiyaçlara en iyi nasıl yanıt verebileceklerine ilişkin bilgi düzeylerini artırabileceklerine inanıyoruz. Bu şekilde topluma daha faydalı çalışmalara imza atabilmelerine destek olmak amacıyla programın Türkiye’de de uygulanmasını desteklemeye karar verdik.
Teşekkürler.