Genel seçimlerin yapılmasının ardından, yeni Bakanlar Kuruluda yakında açıklanacak. Sağlık Bakanlığı için basında bazı adayların ismi geçiyor. Bir yandan, mevcut Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın yerini koruyacağı konuşulurken, diğer taraftan Sağlık Bakanlığı Eski Müsteşarı ve 2 dönemdir milletvekilliği yapan Necdet Ünüvar, TBMM Sağlık Komisyonu Başkanlığını yürüten Cevdet Erdöl ve İstanbul Milletvekili Mehmet Müezzinoğlu gibi isimlerin de Sağlık Bakanı olabileceği basında yer alıyor.
Şu an için Sağlık Bakanının kim olacağı değil, kim olursa olsun önce ne yapması gerektiği daha önemlidir. Çünkü Bakan kim olursa olsun, mevcut politikaların yürüyeceği görülmektedir. Elbette yeni Sağlık Bakanı açıklandığında bazı farkların olabileceğine dair fikirlerimizi de yazacağız.
Yeni seçilecek Bakanın ilk yapması gereken iş ise sağlık personeline ve onların moral ve özlük haklarına yönelik bir eylem planı hazırlamasıdır.
Mevcut iktidarın tekrar seçilmesinde ulaşım ve sağlık konularında yapılanların önemli rol oynadığı hemen her kesim tarafından kabul edilmektedir. Sağlık çalışanları olarak bizlerin hemfikir olduğu konu ise hasta memnuniyeti yükselirken, sağlık çalışanlarının memnuniyetinin de o oranda düştüğüdür.
Ben bunun hem mevcut Sağlık Bakanı hem de yazımın başında saydığım Bakan adayları tarafından da görüldüğü kanaatindeyim.
Eğer sağlık göstergelerindeki iyileşmelerin devamlılığı, politikaların başarılı bir şekilde yürütülmesi isteniyorsa, sağlık profesyonellerinin sorunları paket program halinde gündeme alınarak çözülmelidir.
Aslında sağlık çalışanlarına şiddet, mesleğin itibarının giderek kaybolması, performanstaki sıkıntılar, eczacıların giderek gelir kaybetmesi, serbest çalışan diş hekimlerinin sorunları, asistanların sıkıntıları gibi sorunlar Medimagazin’de hem okuyucu yorumları hem de haberler vasıtasıyla sürekli gündeme getiriliyor.
Bu sorunların tasnifi ve çözüm yollarının bulunmasıyla ilgili Medimagazin okuyucularının da katkı verebileceğine eminim.
Sağlık Bakanı Akdağ’ın Medimagazin’i ziyaretinde özellikle sağlık çalışanlarına şiddet konusu sık sık gündeme gelmişti. Hasta haklarıyla ilgili daha önce Hasta Hakları Derneklerinin hedefi olsak da durumun bir hak arama olmadığını, hekimlerin, hemşirelerin bir darp aracı olarak kullanıldığını söylemiştim. Aynı şeyi Sayın Akdağ’la da paylaşıp, hem hekimin hem de hastanın ortak hakkı olan “sağlık hakkı” kurumlarının olması gerektiği ve “hasta hakları” birimlerinin “sağlık hakkı kurulları” olarak değiştirilmesi gerektiği yönündeki görüşümü de kendisine ifade etmiştim. Bu konudaki gelişmeleri ileride göreceğiz.
Kısacası, sağlık çalışanlarının öncelikle moral olarak, özlük hakları olarak “rehabilitasyonu” şu an temel bir “sağlık sorunu” olmuştur. Bunun çözümü için de politika yapıcıların “müdahalesi” gereklidir.