ÇÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar imzasıyla Adli Yargı ve Adalet Komisyonu Başkanlığı'na gönderilen yazıda, ÇÜ Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi bünyesinde Adana Valiliği, 6. Kolordu Komutanlığı görevlileri, bölge ve il müdürleri, hakim ve savcılar ile birinci derece yakınlarının hastane hizmetlerinde öncelikli olarak yararlanabilmeleri, hastanede bulundukları süre içinde dinlenebilmeleri için bir irtibat bürosu oluşturulduğu belirtildi.
Bilgilendirme yazısı, Adana Valiliği, 6. Mekanize Piyade Tümen ve Garnizon Komutanlığı, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, Adli Yargı ve Adalet Komisyonu Başkanlığı, Adana Bölge İdare Mahkemesi Başkanlığı ve Adana Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı'na da dağıtımı yapıldı.
"BU DURUM AYRIMCILIK DEĞİL"
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Başhekim Prof. Dr. Yeşim Taşova, irtibat bürosunun amacının çok önemli işlerde bulunan kişilerin zamandan tasarruf etmesi olduğunu belirterek, "Çok büyük hastaneye sahibiz. Bu büyük hastanede oldukça geniş bir alana hitap ediyoruz. Büyük hastanenin gereği olarak da özellikle bizim çevremiz içerisinde Adana Valiliği çalışanları, 6. Kolordu Komutanlığı çalışanları, Adalet Bakanlığı çalışanlarının işlerinin yoğun olması nedeniyle tabi bizim öğretim üyelerimizin aynı şekilde işlerinin yoğun olmasından dolayı, bu büyük hastane içerisinde işlerinin biran önce halledip muayene ve tetkik işlerini halledip iş kaybı olmaksızın geri işlerinin başını dönmelerini hedefledik. Bunun için irtibat bürosu hazırladık. Ayrımcılık değil bizim buradaki hedefimiz açıkçası bu çalışanların birinci derece yakınları ve kendileridir. Bu çalışanlarımız özellikle hastanemize geldikleri zaman oldukça önemli vakitlerini burada geçiriyorlar. Kendi işlerinden alıkonuluyorlar, hem onların işleri hızlıca halletmek hem de oradaki vatandaşlarımızın işlerini kolaylaştırmayı amaçladık. Türkiye'de bu uygulama bir ilk" dedi.
ÇÜ Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'ndeki uygulama hasta yakınlarının tepkisine neden oldu. 13 yaşındaki oğlu doğuştan bağırsak felci olan İhsan Demirkol, hastaneye gelmek için randevu talep ettiğini kendisine 2 ay sonraya randevu verdiklerini belirterek, "2 ay sonra randevuya gelip muayene olabildik. Oğlumun hastanede yatmasına karar verdiler ancak yer olmadığı için 1 ay sonra yatabildi. Ancak bu önemli kişileri ve yakınlarını hemen muayene ediyorlarmış bu durum bir ayrımcılıktır" diye konuştu.
"BU UYGULAMA YASAYA AYKIRI"
Sağlık Bakanlığı'nın uygulamaları konusunda araştırmalar yapan Avukat Kerem Aydın ise ÇÜ Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Başhekimliği'nin yapmış olduğu uygulamanın yasaya aykırı olduğunu belirterek, "Bununla ilgili 12 Eylül 2010 tarihinde halk oylamasına sunularak kabul edilen 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın bazı maddelerinde değişiklik yapmasına dair, kanun hükümleriyle Anayasa'nın 10. maddesine eklenen fıkralarda yer alan kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliği yaşama geçirmekle hükümlüdür. Bu nedenle alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. Hükümlü çocuklar, yaşlılar, engelliler, harp ve vazife şehitleri dul ve yetimleriyle malul ile gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz" dedi.
Sağlık Bakanlığı'nın da 20 Ekim 2010 tarihli genelgesinde sağlık hizmetlerinde öncelikle olarak yararlanacak kişilerin tek tek sayıldığını hatırlatan Aydın, şunları kaydetti:
"Buna göre acil vakalar, ağır engelli raporu bulunan engelliler, hamileler, 65 yaş üstü yaşlılar, 7 yaşından küçük çocuklar ve en son olarak harp ve vazife şehitleri dul ve yetimler gaziler hastanelerde öncelikli olarak yararlanmak zorundadırlar. Çukurova Üniversitesi'nin belirlemiş olduğu Adana Valiliği çalışanları, subaylar, yargı mensupları ve il müdürleri herhangi bir kanun önünde öncelikli olarak hastane hizmetlerinden yararlanmaları gibi bir şey söz konusu değildir. Bu zaten anayasanın 10 . maddesi olan eşitlik ilkesine aykırı. Bu yapılan uygulama yanlış bir uygulamadır. Bundan biran önce dönülmesinde fayda vardır. Bu durumunu son bulması için gerekli yerlere başvuru yapacağız. Kaldı ki Çukurova Üniversitesi'nin çok sayıda yolsuzluk mahkemeleri devam etmektedir. Bu etik olarak da doğru değildir."
