Nusaybin ilçesi Mitanni Kültür Merkezinde basına kapalı toplantı yapan TTB Merkez Konseyi üyeleri daha sonra yürüyerek Nusaybin sınır kapısına gitmek istedi. Polis tarafından engellenmek istenen doktorlar, engeli aşıp sınır kapısı önünde açıklama yaptığı sırada Kamışlı'dan büyük bir patlama sesi geldi.
Patlama sesi ile irkilen doktorlar adına önce TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Ahmet Özdemir Aktan konuştu ve Suriye'de yaşanan savaşı kınadıklarını söyledi.
Daha sonra konuşan TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Halis Yerlikaya, savaşların ve buna zemin hazırlayan koşulların yol açtığı doğa ve insani tahribatlar nedeniyle halk sağlığını tehdit eden en önemli sorun olduğunu belirterek, "Doğrudan silahlara bağlı yaralanmaların ve ölümlerin yanı sıra savaş ortamının yarattığı barınma, beslenme, temiz su ve atıklar gibi çevre koşullan, toplu yaşam, ulaşım, insan onuruna yakışmayan baskılar gibi olumsuzluklar ile dolaylı olarak sağlığımız üzerindeki tehdit kendini devam ettirir" diye konuştu.
Savaş ortamının yol açtığı önemli bir sorunun da sağlık hizmetine erişim olduğunu ve buna dikkat çekmek istediklerini söyleyen Dr. Yerlikaya, "Ne yazık ki, hekimler ve sağlıkçılar olarak sağlık hizmetlerinin niceliği ve niteliği ve sağlık hizmetine erişimle ilgili yaşanan ciddi sorunların tanıklarıyız. Türkiye, Suriye ve Irak Kürt Federe Devletinin Rojava'ya uyguladığı ilaç, tıbbi ve gıda yardımını da içeren ambargosu biz hekimler için kabul edilemezdir" şeklinde konuştu.
"Salgınlar artarak karşımıza çıkarsa kimse şaşırmasın"
Türkiyeli hekimler olarak sınıra komşu olan tüm ülkelerin kapılarını ilaç, tıbbi ve gıda yardımları için açmasını talep ettiklerini söyleyen TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Yerlikaya, şöyle konuştu:
"Bu talep tüm insanlık adınadır. Yine TTB ve Bölge tabip odaları olarak Rojava için başlatılan ilaç, tıbbi ve gıda yardımı kampanyasını tüm tabip odalarına yaydığımızı, toplanan yardımları kendi ellerimizle sınır illerimizdeki kapılardan teslim edeceğimizi ilan ediyoruz. Ülkede her geçen gün artan sığınmacı gerçeğine dikkat çekmek istiyoruz. Devlet kurumlarının ulaşmadığı sığınmacı nüfusu her geçen gün artmaktadır. Parklarda ve kentin varoşlarında, harabe ve yıkılmış binalarda her türlü olanaktan yoksun çok sayıda sığınmacı yaşamaktadır. Kamp dışında yaşayanlar için ayakta durmak oldukça zordur. Başta barınma, beslenme, iş, gelir olmak üzere sağlık ve eğitim alanında da ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Geçen yıl yaşadığımız kızamık, sıtma, şark çıbanı salgınlarının daha da artarak karşımıza çıkması kimseyi şaşırtmamalıdır. Tifo, dizanteri, polio gibi hastalıklarında ortaya çıkma potansiyeli mevcuttur. Sığınmacılara yönelik koşullarının düzeltilmediği takdirde bebek, çocuk, anne ölümleri ve kronik hastalıkların komplikasyonları kaçınılmaz olacaktır. Bir an önce tüm sığınmacıları gözeten, bütüncül bir sağlık hizmetini yerinde sunma anlayışına geçilmelidir. TTB tarafından oluşturulan Halk sağlığı ekibi sığınmacıların yoğun olarak yaşadıkları sınır illerinde incelemelerde bulunarak tespit ve önerilerini içeren bir rapor önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşılacaktır."