Medimagazin logo

TTB'den Suriye sınırında açıklama

İlaç yardımlarının Kürtlerin yaşadığı bölgeye geçişine izin verilmediği gerekçesiyle Türkiye Tabipler Birliği üyeleri, Suriye sınırında açıklama yaptı. Bu sırada Kamışlı'da meydana gelen patlama tedirginliğe yol açtı.
Kaynak: CNN TÜRK
TTB'den Suriye sınırında açıklama
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Nusaybin ilçesi Mitanni Kültür Merkezinde basına kapalı toplantı yapan TTB Merkez Konseyi üyeleri daha sonra yürüyerek Nusaybin sınır kapısına gitmek istedi. Polis tarafından engellenmek istenen doktorlar, engeli aşıp sınır kapısı önünde açıklama yaptığı sırada Kamışlı'dan büyük bir patlama sesi geldi.

Patlama sesi ile irkilen doktorlar adına önce TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Ahmet Özdemir Aktan konuştu ve Suriye'de yaşanan savaşı kınadıklarını söyledi.

Daha sonra konuşan TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Halis Yerlikaya, savaşların ve buna zemin hazırlayan koşulların yol açtığı doğa ve insani tahribatlar nedeniyle halk sağlığını tehdit eden en önemli sorun olduğunu belirterek, "Doğrudan silahlara bağlı yaralanmaların ve ölümlerin yanı sıra savaş ortamının yarattığı barınma, beslenme, temiz su ve atıklar gibi çevre koşullan, toplu yaşam, ulaşım, insan onuruna yakışmayan baskılar gibi olumsuzluklar ile dolaylı olarak sağlığımız üzerindeki tehdit kendini devam ettirir" diye konuştu.
 
Savaş ortamının yol açtığı önemli bir sorunun da sağlık hizmetine erişim olduğunu ve buna dikkat çekmek istediklerini söyleyen Dr. Yerlikaya, "Ne yazık ki, hekimler ve sağlıkçılar olarak sağlık hizmetlerinin niceliği ve niteliği ve sağlık hizmetine erişimle ilgili yaşanan ciddi sorunların tanıklarıyız. Türkiye, Suriye ve Irak Kürt Federe Devletinin Rojava'ya uyguladığı ilaç, tıbbi ve gıda yardımını da içeren ambargosu biz hekimler için kabul edilemezdir" şeklinde konuştu.

"Salgınlar artarak karşımıza çıkarsa kimse şaşırmasın"

Türkiyeli hekimler olarak sınıra komşu olan tüm ülkelerin kapılarını ilaç, tıbbi ve gıda yardımları için açmasını talep ettiklerini söyleyen TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Yerlikaya, şöyle konuştu:
 
"Bu talep tüm insanlık adınadır. Yine TTB ve Bölge tabip odaları olarak Rojava için başlatılan ilaç, tıbbi ve gıda yardımı kampanyasını tüm tabip odalarına yaydığımızı, toplanan yardımları kendi ellerimizle sınır illerimizdeki kapılardan teslim edeceğimizi ilan ediyoruz. Ülkede her geçen gün artan sığınmacı gerçeğine dikkat çekmek istiyoruz. Devlet kurumlarının ulaşmadığı sığınmacı nüfusu her geçen gün artmaktadır. Parklarda ve kentin varoşlarında, harabe ve yıkılmış binalarda her türlü olanaktan yoksun çok sayıda sığınmacı yaşamaktadır. Kamp dışında yaşayanlar için ayakta durmak oldukça zordur. Başta barınma, beslenme, iş, gelir olmak üzere sağlık ve eğitim alanında da ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Geçen yıl yaşadığımız kızamık, sıtma, şark çıbanı salgınlarının daha da artarak karşımıza çıkması kimseyi şaşırtmamalıdır. Tifo, dizanteri, polio gibi hastalıklarında ortaya çıkma potansiyeli mevcuttur. Sığınmacılara yönelik koşullarının düzeltilmediği takdirde bebek, çocuk, anne ölümleri ve kronik hastalıkların komplikasyonları kaçınılmaz olacaktır. Bir an önce tüm sığınmacıları gözeten, bütüncül bir sağlık hizmetini yerinde sunma anlayışına geçilmelidir. TTB tarafından oluşturulan Halk sağlığı ekibi sığınmacıların yoğun olarak yaşadıkları sınır illerinde incelemelerde bulunarak tespit ve önerilerini içeren bir rapor önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşılacaktır."

ttb
suriye
Yorum (5)
postenflamatuar
TTB "Suriye'de yaşanan savaşı kınıyor"muş. TTB suriye sınırına gitmiş. Bu TTB meslek örgütü değil mi? Her gün acillerde, servislerde, polikliniklerde tehdit edilen, darb edilen, sövülen hekimlerin olduğu mekanlara gitsinler, kınasınlar ve ivedilikle hukuk bürolarını harekete geçirsinler. Bu TTB hekimlerin trilyonlarla yargılandıkları mahkeme salonlarına gitsinler ve ivedilikle ücretsiz olarak hukuk bürolarına hekimlerin hizmetine sunsunlar. Öyle özensiz değil işini bilen ciddi ve vazgeçmeyen avukatladan oluşan bir büro kursunlar. Akla zarar malpraktis kanunlarını, akıl mantık dışı malpraktis uygulamalarını tek tek saptayıp buna karşı bunlara zemin teşkil een kanun, yönerge, KHK ları gerekçeleri ve kanıtları ile anayasa mahkemesine sunsunlar. Avrupa-Amerikadaki benzer durumdaki yasaları açıklasınlar. TTB malpraktis için potansiyel zemin hazırlayan hekimlik şartlarını, donanmsal ve mimari yapıları tek tek belirlesin. Bu iş için özel komisyonşar kursun. Tüm hek,mlerden görüş toplasınlar. Sonra hukukçuları ile oturup atacakları adımları planlasınlar. Mesela herkesin gördüğü birkaç şeyi ben söyleyeyim. Hekimlerin hata yapmasını önlemek için hasta sınırlaması ya da bir astaya ayrılacak minimum süre belirlensin. Madem bir hatada triyonlar söz konusu o zaman şartlar da ona göre olacak. bir şöförü günde 8 saatten fazla çalıştırmayan ve üst üste kesintsiz 4 saat çalıştırmayan kanun ve düzenlemeyi bile referans alabilir. Kaldı ki hekimin karşı karşıya kaldığı stres ve iş yükü şoförlerinkeinden kat be kat fazladır. Kesintisiz 16 saat , 24 saat çalıştırılma uygun hukuki mücadeleler ve pasif direnişler ile düzeltilebilir. Diğer bir örnek acillerdir. Aciller tam bir sorumsuzluk abidesidir. Bakanlığın sorumsuzluğu ve meslek örgütlerin işbilmezliğinin-duyarsızlığının bir abidesidir. Acil bir uzmanlık dalıdır. Acil bir birikim ve tecrübe işidir. Acil işi ancak devamlı acilde çalışanların yapabileceği bir uzmanlık dalıdır. Her doktor 6 yıllık eğitimde acil eğitimi almıştır dolayıyla acillerde çalışabilir argümanının bir dayanağı yoktur, yasal olarak kolayca çürütülebilir. Ayrıca her doktor üroloji stajı, dahiliye stajı, beyin cerrahi, göz stajı vb görmektedir. Acilde her hekim çalışabilir mantığını savunanlara göre her doktor ürolojini her türlü ameliyatını, gözün katarkt ameliyatını yapabilmeli, korneadan yabancı cisim çıkartbilmeli, herpetik keratiti irritasyondan ayırabilmelidir. Bu antığa göre herhangi birdoktor dahiliye polikliniğini yapabilmeli, ortopedik her türlü cerrahiyi yapabilmelidir. Ancak öyşe bir şey Türkiyede değil dünya da bile yoktur. Altı yıllık eğitim her uzmanlık daklı ile ilgili bazı temel eğitim ve beceriler kazandırmakta, bilig ve tecrübelre belirli bir seviyeden sonra yetersiz kalmaktadır. Acil servistede ilk yardım ancak yapılabilir. Gerçek acilleri acil uzmanı dışındakiler yürütemez. Acil sertifikasyonlu hekimler ancak belli bir yere kadar hizmet verebilir. bu durum kolayca kanıtlanıp hukuki olarak her hekime acil nöbeti yazma keyfilği kararlı bir hukuki mücadele ile engellenebilir. Çünkü söz konusu olan hastanın hayatıdır. Bu hukuki işlerin ve diğer hekimliğe ait mesleki problemlerin üstesinden ancak iyi örgütlenmiş bir meslek örgütü gelebilir. Yasal olarak hekimleri temsil edebilen tek örgüt TTB dir. En büyük hekim örgütü yine TTB dir. Yani yapılmayan tüm bu işlerin sorumlusu TTB dir. Durum bu kadar açık ve net. TTB bu hayati konularla uğraşacağına suriye sınırına gitmiş! Her haber TTB nin bir meslek örgütü olmadığınmaktadır. Bu kadar istikrarlı şekilde hekim sorunları ile ilgilenmeyip siyasetle, hideolojiyle uğraşınca TTB nin asıl amacının mesleki probleri çözmek değil hekimlik camiasını başka amaçlar için kullanmak olduğu görülüyor. Yani TTB yönetimi paravan bir örgüttür. Bu yönetimden hekimlere hayır gelmez. Geçmişte yaptıkları ve şu devam ettikleri işler gelecekte yapacaklarının garantisidir. İşte bunu görüp buna göre davranmak gerekiyor. TTB yi aşmak çok kolay. TTB nin ne amaca hizmet ettiğini anlayan hekimlerin yeni bir örgütlenmeye girip yukarıda saydığım hedefler doğrultusunda iş yapmasıdır. İnanın ki bu yeni örgüt iş yaptıkça farkındalık artacak ve hekimlern büyük çoğunluğu bu örgütün tavsiyelerine kulak verecektir. Sonra bu örgüt TTB de yönetime aday olur TTB nin kurumsal-yasal gücünden kaynaklı desteğiyle hekimliği yavaş yavaş hakettiği yere getirir. Ama önce tabiki başımıza musallat olan bu hekimlik düşmanı yapıyı görmek lazım. Gördükten sonra bunları sandıkla göndermek çok kolay olacaktır.
0
Cevapla
E.Erol
Postenflamatuvar tam bir seçim konuşması yapmış. Mevcut TTB yönetiminin hekim-sağlık problemleriyle ilgilenmediği tam bir palavra(isteyen ttb int sitesinden takip edebilir) bunun yanında TTB'nin bir sivil toplum örgütü olduğunu unutmamak gerek,bakkallar,kasaplar ve birçok oda savaşa karşı demeç verir de Doktorları temsil eden bir örgütün sessiz ve duyarsız kalması düşünülebilir mi? savaşın toplum sağlığının ne kadar çok etkilediğini anlatmaya gerek var mı? Bu ülkenin doktorları ve çatı örgütleri TTB savaşa karşı sesini çıkaramayacaksa nerede kaldı insan yaşamına saygı ? türkiyede resmi rakamlara göre mülteci akını olmuş ,kızamık vb enfeksiyonlarda sıçrama yaşanıyor ,hergün bir sınır ilçesinde insanlar ölüyor ,bombalar patlıyor ve ülkemiz komşusuyla savaşa girme arifesindeyken savaşa sessiz olmak ne kadar insanidir bilemedim doğrusu !
0
Cevapla
RKTR
Dr. postenflamatuar'ın yazdığı her kelimenin altına imzamı atıyorum. Eline sağlık .. Hekimlerin iftiralarla, önyargılarla, sırf para almaya yönelik zırvalarla “Milli Tıp Hukuku Formülü” çerçevesinde mahkemelerde perişan edildiği bir memlekette, T.T.D. denilen örgütün en önemli işinin bu insafsız katliamı önlemek olması beklenirdi. Ama bunu hiç ama hiçbir zaman yapmadı. Ne yaptı peki ? Bol bol etnik milliyetçilik ve bildiğiniz diğer ideolojik sallamalar .. Bizim paramızla tabii.
0
Cevapla
üç harfli
TTB hekim hakları dışında görüş sunamaz diye bir şey yok. Şimdiye kadar sunduğu görüşlerin %99'unu eleştirsem de suriye'de yaşanan savaşı kınadıklarını bildirmelerini saygıyla karşılıyorum. "İşte bu" diyorum. Sivil TK olmak budur, hekimlerin tümünün desteklediği görüşü ortaya koymaktır. Bir ucu İmralı'da diğeri Kandil'de olan şehit kanı deresinin üzerine basıp hekimlerin çok azının desteklediği görüşleri çemkirmek değil.
0
Cevapla
ali dede
postinflamatuar kardeşim ağzına sağlık 4 gözle alternatif bir birlik çıkmasını bekliyorum hekimder adında bir birlik kurulduydu sonradan pek duyulmadı ne oldu acaba ?
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir