Ege Üniversitesi’nin 2014- 2015 Akademik yılının açılışı için bugün Prof. Dr. Yusuf Vardar (MÖTBE) Kültür Merkezi’nde tören düzenlendi. Törene, Rektör Prof. Dr. Candeğer Yılmaz’ın yanı sıra, öğretim üyeleri öğrenciler ve davetliler katıldı. Ege Üniversitesi’nin kuruluşunun 60’ıncı yılı olması nedeniyle hazırlanan ve üniversitenin kuruluşundan bugüne geçen serüveninin anlatıldığı klip ilgiyle izlendi, ardından açılış konuşmasını Rektör Yılmaz yaptı. Ege Üniversitesi’nin zor şartlar altında kurulduğunu anlatan Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, şunları söyledi:
"Ege Üniversitesi 20 Mayıs 1955’te 194 öğrenciyle yola çıkmış, 60 yılda 60 bini aşan öğrenciyle 70 bin kişilik bir aileyle, çok önemli bir noktaya gelmiştir. Geçen yıl üniversitemizden 6 bin 721 öğrenci mezun ettik. Bu yıl 11 bin 245 genç enerji, ailemize katıldı. Bütün bunlar bizim sorumluluklarımızın önemli göstergeleridir. Ege Üniversitesi bazı üniversitelerin kuruluşunda, bazı üniversitelerin garantörlüğünde ve şu anda da kurulum aşamasında olan üniversitelere öğretim üyesi yetiştirme konusunda da sorumluluklarına devam ediyor. Uzmanlar, dünyanın 17 bin üniversitesini değerlendirilmiş ve çağın gereklerine uygun üniversite modelini ortaya konmaya çalışmış. Bunlardan ilk 200’e giren üniversitelerin araştırma üniversiteleri olduğu görülüyor. Araştırma üniversitesi olmayı herkes ister. Ama dünya ölçeğine baktığımızda, ilk 200’ün içinde örnek olarak bir Amerikan üniversitesini alırsanız, yıllık araştırma bütçesi 2 milyar doların üzerinde. Bu üniversitelerin bir diğer özelliği öğrenci sayılarının 25 bin civarında olmasıdır."
Akademik sorunlara da değinen Rektör Yılmaz, konuşmasının ardından, üniversiteden dereceyle mezun olanlar ve üniversiteye dereceyle girenlere çeşitli ödüller verdi.
İlk kez bir kadın profesör tarafından cübbe giydirildi
Törenin ilerleyen bölümünde, dünyada mikro sinir cerrahisinin kurucusu olarak bilinen ve ‘Yüzyılın Beyin Cerrahı’ unvanına sahip Türk bilim insanı Prof. Dr. Gazi Yaşargil’e, Ege Üniversitesi Senatosu tarafından verilen ‘fahri doktora’ unvanı beratı Rektör Yılmaz tarafından takdim edildi. Ardından Yılmaz, Prof. Dr. Yaşargil’e cübbesini giydirdi ve elini öpmek istedi. Ancak Yaşargil elinin öpülmesine izin vermedi. Rektör Yılmaz’a teşekkür eden Prof. Dr. Yaşargil, "Bana şimdiye kadar birçok kez cübbe giydirildi. Bu 15’inci. Beni heyecanlandıran ise ilk defa bir kadın profesör bana giydirdi" dedi. Bunun üzerine salonda gülüşmeler oldu.
Belki bir gün ışık hızıyla uçulabilir
Prof. Dr. Gazi Yaşargil, akademik yıl açılışı kapsamında ‘Bilimlerin Evreni’ başlıklı bir ders verdi. İnsan beyninin yüzde 10’unun kullanıldığı gibi bir düşüncenin gerçeği yansıtmadığını söyleyen Prof. Dr. Yaşargil, "Bazıları, en mükemmel mikroskobu alınca ameliyat yapabileceğini düşünüyor, yok böyle bir şey. Bir Sümer atasözü ‘Boş vakit geçirdin, neye yaradı?’ der. Bana soruyorlar ‘Tatil yaptın mı?’ diye. Hayır tatil yapmadım. Neden? Benim çok daha önemli işlerim var meslekte. Gökyüzüne bakmışsın ne olmuş. Bilim adamları teknolojiyle çalışanlar, öyle bir lisan geliştiriyorlar ki ben bile beyin cerrahisinde çalışan arkadaşlarımı anlamakta zorluk çekiyorum. Böyle olunca biz halktan uzaklaşıyoruz ve insanlar bu yüzden bizden memnun değil. Bir gün belki ışık hızıyla uçulacak ama fiziki problemler var. Beyin çok hassas, bir kısmı çalışıyor bir kısmı çalışmıyor gibi beynin yüzde 10’nun çalıştığı gibi saçma sapan şeyler var, bu insanına bağlı" dedi.
Salondakilerin büyük bir dikkatle dinlediği Prof. Dr. Yaşargil, beyinde ortaya çıkan tümör ve damar yumaklarıyla ilgili ise "Benim ortaya koyduğum düşünce şu; bir damar yumağı, bir tümör beynin bir bölümünde çıkıyorsa orada kalıyor. Beyin sapında çıkan diğer tarafa geçmiyor. İddiam, en büyük patolojideki yanlış, infiltrasyon. Doğada olduğu gibi bizde infiltrasyon yok" dedi.