Medimagazin logo

Prof. Dr. Türeci bu kez Ukrayna’da: Savaşın ortasında hayat mücadelesi

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Prof. Dr. Ercan Türeci, Alman sivil toplum örgütü Cadus ile gittiği Ukrayna’da sivil ve asker yaralıların, hastaların tahliyesinde görev alıyor. Türeci toplam beş hafta burada kalacak
Kaynak: Diken - Mesude Erşan
Prof. Dr. Türeci bu kez Ukrayna’da: Savaşın ortasında hayat mücadelesi
Pokrovsk’ta sağlık görevlilerinin kaldığı koğuş
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Türeci 2005’den beri misyonlara katılıyor. Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü (MSF), Uluslararası Kızılhaç (ICRC), Operation Rainbow (OR) ve Operation Smile (OS) ile şimdiye kadar 14 ayrı ülkede, toplam 31 misyona katıldı.  Üç haftadır da Rusyayla savaşta olan Ukrayna’da görev yapıyor.

Cadus iki yıldır hastaları, yaralıları tehlike altındaki bölgelerden Batı Ukrayna veya komşu ülkelerdeki güvenli hastanelere tahliye ediyor. Tıbbi malzeme dağıtımı konusunda destek veriyor. Afet, savaş ve şiddetten etkilenenlerle dayanışmayı hedefleyen örgüt Ukrayna’nın yanı sıra Suriye, Irak, Bosna, Akdeniz, Pakistan’da farklı projeler yürütmüş.

Halen cephe hattına 25-30 km mesafedeki Pokrovsk’ta olan Türeci’yle röportajı elektronik posta üzerinden yapabildik. Çünkü diğer yaygın iletişim kanallarını kullanması güvenliği nedeniyle yasak.

Diken’den Mesude Erşan'ın soruları ve Türeci’nin yanıtları şöyle:

Cadus sizi ekibine dahil ederken hangi kriterleri göz önüne aldı? Süreç nasıl işledi?

Onlar da diğer sivil toplum örgütleri gibi kabul edilir uluslararası referanslarınız varsa, ilk olarak eğitim ve tecrübe süreçlerinizle ilgili belgeleri istiyorlar. Yeterli görülürse, bu aralar genellikle olduğu gibi online görüşme gerçekleştiriliyor. Kendilerini, amaç ve felsefelerini aktarıp sonrasında da sizinkileri soruyorlar. Sonra uzmanlık alanı, bilgi ve tecrübelerinize dair ilerliyor konuşma. Etik konulara da değiniliyor. Kendi içlerindeki değerlendirme süreci sonrası da kabul edilip edilmediğiniz bildiriliyor.

Ukrayna’ya gitmek için nasıl hazırlandınız?

Yazılı bilgilendirme dosyaları gönderildi. Yolculuk, sağlık ve güvenlik gibi olgularla ilgili formları doldurup göndermem istendi. Güvenlik, psikolojik süreçler, medya ilişkisi gibi değişik konularda beş ayrı online brifinge katılmam zorunlu tutuldu.

Güvenliğinizle ilgili eğitimler verildi mi?

Evet. Zorunlu brifinglerden birisi güvenlik üzerineydi. Ayrıca Dinyeper’de hem ekip sorumlusu hem de MSF güvenlik sorumlusu tarafından iki ayrı brifinge daha tabi tutuldum. MSF brifingi kişisel koruyucu ekipman  ki; kurşun geçirmez yelek-miğfer, gaz maskesi ve koruyucu gözlüklerin niteliği ve kullanımına dair teorik ve pratik bilgilendirmeyi de içeriyordu. Haritalar üzerinden de cepheler, savaşın ve yerleşim merkezlerinin durumu, sokağa çıkma yasağı saatleri üzerine bilgilendirildim. Rus kanadı yabancı telefonları izleyip “hack”lediği için kendi kartımı kullanmamam istendi ve bir Ukrayna kartı verildi. Genelde yazılı iletişim (elektronik posta) kullanılıyor. Kesinlikle Whatsapp kullanmamız istenmiyor. İletişimin Signal üzerinden yapılması isteniyor. Ayrıca çalışacağım yerlerdeki hareket serbestliği, mesafeler ve merkezle sürekli konum paylaşır, dolayısıyla izlenebilir olmama dair de bilgilendirildim.

İlk durağınız Dinyeper’e ulaşmanız kaç saat sürdü? Yolculuğunuzu anlatır mısınız? Sınırdan nasıl geçtiniz?

Doğrusu, şimdiye kadarki en uzun yolculuklarımdan biriydi. İstanbul’dan uçakla Polonya Krakow’a gittim. Havaalanı karşısındaki otelde geceledikten sonra ertesi sabah iki etaplı otobüs yolculuğu yaptım. Öğleden sonra Ukrayna sınırındaki Przemysl’e ulaştım. Oradan kalkan akşam treni ile 18 saatlik bir yolculuk sonrası da Dinyeper’e vardım. Przemysl’de eski ve tarihi görünümlü bir tren garı olmasına karşın Ukrayna yolcuları garın dışında, bir kaç konteyner ve küçük bir binanın olduğu alanda bekletiliyor, niyeyse? Havanın ve akşamın ayazında bekledik. Harekete bir saat kala küçük binanın kapısı açıldı, pasaport kontrolü sonrası perona girmemize izin verildi ki tren de ayrı bir perondaydı.

Bizim demiryollarının Allah’ı var, gerçekten tangır tungur giden bir tren-vagon, dört yataklı Horhor hamamı misal kompartman… Pek keyifli bir yolculuk değildi açıkçası. Sınırda tren durdu ve Ukraynalı güvenlik görevlisi pasaportları topladı. Gümrük görevlisi şöyle bir bakındı ve sınırdan geçtik. Herkes dışarı kaçarken, içeri girenler pek dertleri değildi anlaşılan.

Dinyeper’de kaç kişiydiniz ve nerede kalıyordunuz?  Güvenliğiniz nasıl sağlanıyordu?

Dinyeper ekibi yerli üyeler dahil yedi ila dokuz kişi arasında değişiyor. Cadus’un kiraladığı iki yer var. Bu evlerin odaları paylaşılıyor. Brifingde anlatılanlar dışında güvenlik sağlama diye bir şey yok. Zaten şehirdeki insanlar bir şekilde ‘normal‘ hayatına devam ediyorlar. Arada bir telefonlara hava saldırısı uyarısı geliyor ama bunları kimsenin iplediği yok. Yine arada II. Dünya savaşı belgeseli gibi geliyor insana, sirenler çalıyor ama biz dahil kimselerin sığınağa falan koştuğunu görmedim.

İstisnası var elbet. Patlama görme veya sesi duymak. O zaman herkes tam siper. Biz de evlerdeysek, alarm iptal edilene dek sığınak olan odalarda bekliyoruz.

Pokrovsk’da?

Dinyeper’den sonra geçtiğim Pokrovsk’taysa hastane zemin katındaki altı kişilik koğuşta kalıyoruz. Koğuşun camları kum torbalarıyla takviye edilmiş. Güvenlik burda da aynı hikaye. Farkı sokağa çıkma yasağı daha uzun ve hastane merkezli bir km çaplı daire dışına tek başına çıkmamız yasak.

Pokrovsk merkezli cephe hattı alanında MSF ve Cadus ortak çalışıyor. Ben, hemşire ve sürücü olmak üzere tek ekibiz. Sürücümüz Ukraynalı. MSF’in bir hastanesi ve hepsi yerli 12 ekibi, beş tane de ambulansı var.

Sadece yaralı askerlerle mi ilgileniyorsunuz?

Travma yeri, yer ile sağlık merkezi arasındaki süreç yani transfer ve travma vakasına yaklaşımda ‘altın standart‘ olan, hasar kontrol resüsitasyonunun uygulanacağı sağlık merkezi. Cadus bu sacayağının birinci ve daha çok da ikinci aşamasında  görev alıyor. Dolayısıyla vakalarımız sivil-asker karışık. Çoğunlukla asker ki bu da benim için bir soru işareti!

Savaşın başında çok sayıda sivil ülkeyi terk etti. Yaralılar içinde çocuk, kadın, yaşlı da görüyor musunuz?

Haklısınız. özellikle Pokrovsk ve çevresinde bu terk edilmişlik gözlenebiliyor. Ama yaşlı ve az da olsa çocuk hastalarımız oluyor.

Orada yaptıklarınızı anlatır mısınız? Yaralılara nerede müdahale ediyorsunuz? Stabil ettiğiniz hastayı neyle hastaneye nasıl gönderiyorsunuz?

Ya ilk yanıt olarak gidip vakayı alıyoruz ya da olay yerinden götürüldüğü sağlık biriminden alıp hasar kontrol resüsitasyonun yapılabildiği bir merkeze taşıyoruz. Bizimki gibi, kullanılan ambulanslar; ‘reanimobil‘ tabir edilen bazal ve orta yaşam desteği verip sürdürebilecek nitelik ve donanımda sivil araçlar. Her iki konumda da aldığımız vakaları medikal olarak stabilize edip üçüncü aşama merkezine sağ-salim götürmek de bizim işimiz.

Yaralanmalar ateşli silah yaralanmaları mı? Başka (kimyasal vs) yaralanmalar var mı?

Ateşli silah, bomba, mayın, roket, balistik füze yaralıları ve yıkıntı altında kalanlara müdahale ediyoruz. Kimyasal yaralanma ben görmedim.

Hastaneleri ne durumda? Savaş tıbbı/cerrahisi için yeterli mi? Tıbbi malzeme, ilaçla ilgili sıkıntı var mı?

İyi durumda olan hastaneler de var, kötü görünenleri de. Cerrahilerini izlemediğim için bir şey diyemem. Dinyeper’den Kiev’e gönderilen, Pokrovsk ve çevresindeki veya Dinyeper’e taşıdığımız vakalara ve o sürece kadar yapılanları travma cerrahisi ile pre (ameliyat öncesi), post-op (ameliyat sonrası) bakımında bir bilgi ve tecrübe eksikliği olduğunu düşünmekten kendimi alıkoyamadığım zamanlar çok sık oluyor.

Daha önce de savaş veya iç savaş bölgelerinde bulundunuz. Farkları anlatır mısınız?

Çok daha fazla üniformalı görmek. Bir de balistik füze yaralısı girdi jargona.

Tıbbi tahliye sorumluluğu daha önce de yapmıştım ama onlarda aldığım hastayı takip ve tedavi de benim işim.

Dinyeper’de hayat nasıl akıyor? Çok sayıda sivil kalmış mı?

Dinyeper işgal altında değil. Yalnız sokakta gördüğüm her beş kişiden birisi askeri üniformalı. Savaş bir ölçüde kanıksanmış gibi. Füze isabeti ve patlamalar hariç hayat normale yakın gidiyor görünüyor.

Pokrovsk ile Dinyeper ile arası kaç kilometre? Oraya nasıl geçtiniz?

Pokrovsk’a ekip olarak kendi ambulansımızla geçtik. Ambulans yol boyuncaki kontrol noktalarında da geçiş kolaylığı sağlıyor. Dinyeper – Pokrovsk arası 186 km Pokrovsk‘da an itibariyle cephe hattına 25-30 km mesafede. İşgal hattındaki Donetsk’in hemen kuzeybatısında.

Pokrovsk’da durum ne? İki şehri kıyaslar mısınız?

Doğal olarak cephe hattına yaklaştıkça savaş koşulları ve izleri artıyor. Yaşama dair olan etkileride. Dinyeper normale yakın bir rutini sürdürüyor görünürken, Pokrovsk tam olarak değilse de kapıları-camları kapatılıp terk edilmiş evler ve azalmış nüfus nedeniyle daha bir savaş yorgunu ‘hayalet şehir‘ görünümünde. Geceleri de tam anlamıyla karanlığa gömülüyor.

Yaralıları Dinperere götürüyorsunuz. Pokrovsk’ta hastane kalmadı mı?

Çoğunlukla Dinyeper’e götürüyoruz. Vakanın durumuna göre yolculuk 4-10 saat arası sürüyor.

Pokrovsk hastanesi hizmete devam ediyor ama sadece bazal ve orta seviye tıbbi işleri yapabilecek nitelikte bir hastane.

Bir şehirden diğerine giderken güvenliğiniz nasıl sağlanıyor?

Allah’a sığınıyoruz!

Yılbaşında da oradaydınız. Yılbaşı nasıl geçti? Ateşkes oldu mu? Kutlama vs.?

‘Christmas’ı da yılbaşını da herkes kendi mezhebince ve koşullar el verdiğince kutladı. Ateşkes olmadı. Ama insanlar yine de çam ağacı vs. rutinlerini gerçekleştirmeye çalıştılar.

Şimdiye kadar çok farklı bölgelerde görev yaptınız. İnsani ve mesleki tatmin açısından bu son misyon sizi mutlu etti mi?

Hayır. Çünkü burada yaptığımız, bir anesteziyoloji ve/veya yoğun bakım uzmanından ziyade eğitimli veya eğitilen bir paramedik işi. Anestezi ve yoğun bakım uzmanları taşıma öncesi ve sonrası süreçlerde de söz sahibi olmalı ve yer almalıydı. Bu yüzden süremi uzatmama kararı aldım zaten. Buraya hareketlenmemden üç gün önce Cenevre’den (Kızılhaç) aranmış ve Gazze’ye acil gidiş için çağrı almıştım. Son anda olduğu için mecburen olumlu yanıt veremedim. İki hafta daha buradayım. Periyodumu tamamlayınca dönüp Gazze’ye gideceğim.

prof dr ercan tureci
cadus
ukrayna
doktor
savas
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir