Medimagazin logo

Klinik Nörofizyoloji Derneğinden TMS açıklaması

Klinik Nörofizyoloji Derneğinden TMS açıklaması
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Son günlerde bir grup basın organlarında GATA’da askerler üzerinde manyetik alan uygulaması yapılması ile ilgili olarak, uygulamanın “insan sağlığına zarar veren, tehlikeli bir işlem, işkence” niteliğinde olduğu şeklinde yayınlar yapıldığı izlenmektedir. Bu tümüyle yanlış bilgi ve izlenimler içeren yayınlar nedeni ile kamuoyunu bilgilendirmek amacı ile Türkiye Klinik Nörofizyoloji EEG EMG Derneği olarak bu konuda bilimsel bir açıklama yapma gereği duyduk.

 

Bahsi geçen yöntemin tam adı transkraniyel manyetik stimülasyon (TMS)’dur. Bu yöntem 1985 yılında Barker ve arkadaşları tarafından ilk kez tanıtılmış ve bu konudaki ilk uygulamayı kendileri üzerinde yapmışlardır. Yöntem ağrısız ve tamamen insan sağlığına zararsızdır. Dünyada ve Türkiye’de, ciddi tüm elektrofizyoloji laboratuvarlarında bulunan, teşhis ve tedavide kullanılan rutin bir cihaz ve çok önemli bir yöntemdir. Bu yöntemin tanı ve bazı durumlarda tedavi açısından tıbbi yararları bilimsel olarak kanıtlanmış ve kesinleşmiştir. Bugüne kadar hayvan ve insanlar üzerinde yapılmış çalışmalarda ciddi herhangi bir yan etkiye rastlanmamıştır. Yöntemin geliştirildiği ilk yıllarda, kullanılan teknolojinin nihai haline kavuşmasından önce, çok az sayıda hastada uygulama sırasında epileptik nöbet görülmüştür. Bu epileptik nöbetler yalnızca uygulama sırasında görülmüş, asla tekrar etmemiştir. “Bugüne kadar TMS sonrası epilepsi hastalığına yakalanmış hiç bir insan yoktur.” Yöntemin yan etkileri bazı hastalarda ortaya çıkabilen uygulama sonrasında geçici baş ağrısı, kulaklarda çınlamadır. “Bugüne kadar TMS uygulaması nedeniyle kalıcı bir yan etki bildirilmiş değildir.” Konu ile ilişkili olarak ciddi bilimsel platformlarda yayınlanmış 5000’ in üzerinde makale vardır. İlgilenenler bunlara kolayca ulaşabilirler.

 

TMS tanısal veya tedavi amaçlı olarak şu hastalıklarda kullanılmaktadır: Parkinson hastalığı, hareket bozuklukları, beyin damar hastalıkları, felç, inme, konuşma bozukluğu, ağrı, distoni, omurilik felçleri, ALS, multiple skleroz, epilepsi, depresyon ve diğer bazı psikiyatrik hastalıklar...

 

TMS tüm dünyada artık bir tedavi yöntemi olarak ta yer bulmuş ve depresyon konusunda 2008 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde FDA onayı almıştır. FDA onayının temel koşulu bir tedavi yöntemi veya ilacın hastaya zarar vermediğinin açık bir şekilde kanıtlanmasıdır. TMS için bu kanıtlar fazlasıyla mevcut olduğundan yöntem bahsi geçen onayı alabilmiştir. Avrupa Nöroloji Federasyonları Birliği Nöroloji uzmanlarına yönelik “Pratik uygulamada TMS” başlıklı tanısal rehberi yakınlarda yayınlamıştır. Bu belge Avrupa da da yöntemin kabul edilirliğinin resmi göstergesidir.

 

Yukarıda kısaca açıkladığımız bilimsel veriler, TMS’nin teşhis ve tedavi aracı olarak yararlı ve insan sağlığına zararsız bir yöntem olduğunu göstermektedir. Halen ülkemizde birçok üniversite ve Sağlık Bakanlığımıza bağlı eğitim hastanelerinde bu cihaz bulunmakta ve çoğunlukla teşhis amacıyla kullanılmaktadır.

 

Yukarıda belirttiğimiz nedenlerle, son günlerde basında yer alan haberlerin asılsız ve bilimsel destekten tamamen yoksun olduğunu belirtiriz. Bu tür yanlış yönlendirmelerin hastaların TMS konusunda korku duymasına ve kendilerine faydası olacak bir yöntemden mahrum kalmaları sonucuna yol açacağı kaygısını taşıyoruz. Kaygılarımızı Türk halkı ile paylaşırken, ilgilileri bu ve benzeri konularda daha dikkatli yayın yapmaya davet ediyoruz.

Saygılarımızla 31.03.2011

Türkiye Klinik Nörofizyoloji ve EEG EMG Derneği Yönetim Kurulu adına

Türkiye Klinik Nörofizyoloji EEG-EMG Derneği Başkanı

Prof. Dr. Zafer ÇOLAKOĞLU

 

 

klinik
nörofizyoloji
derneğinden
tms
açıklaması
Yorum (4)
cemil
çok güzel zafer bey (prof dr)harikasınız. durumdan vazife çıkarıp askerlerimizi savunmaya girişmişsiniz. Amenna. Bende size şunu soruyorum. Sizin kardeşiniz oğlunuzun vs. gibi herhangi bir akrabanızında bu deneye tabi tutulmasını istermisiniz. Kabul ediyorsanız lütfen onam formunu burada yayınlayın. O zaman görelim bilimselliğinizi.
3
Cevapla
ömer poyraz
Kişiler nasıl bir işlemle karşılacağını bilerek kendi hür iradeleri ile kendilerini denek olarak kullandırabilirler. Eğer durum böyle ise kimsenin bir şey söylemeye hakkı yoktur. Ama denek olarak kullanılanlar erler olunca acaba gerçekten bu araştırmaya katılma yönünde rızaları olmuşmudur, yoksa asker oldukları için, hayır deme lüksleri olmadıkları için mi bu araştırmaya katılmışlardır. Günümüzde gelişigüzel hayvan deneyi dahi yapılamazken rızaları olmadan gariban askerler bu deneye tabi tutulmuşlarsa bunu yapanları savunmak, bu tür olayları onaylama demektir. Konunun muhatabı araştırma yapan hekimlerin bu konuda çıkıp tatmin edici açıklama yapmaları gerekir. Yöntem zararsız da olsa sonuçta kişileri irrite etmekte. Komutanlık yetkilerini kullanarak yaptılarsa bu olayı aklamaya çalışmak kamu vicdanını rahatlatmaz. Bu tür olayların tekerrür etmemesi ve insana insan olarak değer verilmesi için kimsenin bu olayı savunmaması gerekir. Burada mesele yapılan deneyin zararlı olup olmaması değil, bu askerlerin gerçek rızasının alınıp alınmadığıdır. Bu deney bu askerlere hasta oldukları için tanı ya da tedavi amacıyla mı yapılmıştır. Yoksa araştırma amacıyla mı yapılmıştır. Araştırma amacıyla yapıldıysa gerçekten bu askerlerin rızası alınmış mıdır yoksa ses çıkaramadıkları için mi bu deneyler üzerlerinde denenmiştir. Bu olayı savunanlar askere gönderdiği kendi çocuklarına zararsız da olsa rızası alınmadan böyle bir uygulama yapıldığını görseler acaba tepkileri nasıl olurdu. Tüm kamuoyunun olayın muhatabı olan komutan hekimlerden bizzat kendilerinden tatmin edici bir açıklama beklediklerini düşünüyorum.
2
Cevapla
bedrettin alyamaç
Askerlerimize yapılan bu uygulamanın detayları açıklanmalıdır hastalığın kesin teşhisi indikasyon kriterleri ayrıca denemeye tabi tutulan erlerin yeminli ve gizli ifadeleri alınmalıdır zira askerde erin hayır demeye hakkı yoktur maalesef ....olayın çok boyutlu ve halkı aydınlatma ve tatmin etme yonundeki şüpheleri giderilmelidir...
0
Cevapla
ahmet kemal
bu yöntemin çok bir faydası olduğuna inanmıyorum ayrıca klinikler de hiç te yaygın kullanılan bir yöntem değil...
5
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir