Medimagazin logo

İzmir'li asistanlardan hepinize mektup var!

İzmir'li asistanlar haklarını kazanmak için pazar günü yürüyüş düzenleyecek...
İzmir'li asistanlardan hepinize mektup var!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

İzmirli 2 200 Asistan Hekim, 13 Şubat 2011 Pazar günü saat 13.00'de Alsancak Kıbrıs Şehitleri Tansaş'tan Sevinç Pastanesi'ne; nöbet sonrası izin hakkı, mesai saatlerine uyulması, insanca yaşamak ve de düzgün eğitim için annesiyle, babasıyla, kardeşiyle ve de eşiyle yürüyüş yapacak.

 

İşte İzmirli asistanların bu yürüyüş için mektubu: 

 

 

 

Merhaba,
Şuan da İzmir’de çalışmakta olan 2200 asistan hekime iletilmiş olan bir mektubu okuyorsunuz. Bu mektubun yazılma amacı; her zaman yakındığımız ama sadece kendi aramızda konuştuğumuz sorunlarımıza hep birlikte sahip çıkmak ve çözüm için ilk kez bir araya gelip harekete geçmektir.


“Asistan” kimdir?
Laboratuar sonuçlarının peşinde koşan dahiliye personeli mi ?
Nöbet ertesi gözleri kapanmak üzereyken ekartör tutmaya çalışan ve yediği küfürleri yutmakta olan bir cerrahın stres topu mu?


Mesai saatleri dışında da bölümde kalarak işleri tamamlaması, ilgili tüm kitapları okuması, makaleler yazması ancak bu süreçte yememesi, içmemesi, aile kavramını unutması beklenen bir patoloji öğrencisi mi?


Hocasının muayenehanesinden gönderdiği hastasına serviste özenle bakmak zorunda olan özel personel mi?


Eğitim saatleri hiçe sayıldığı, performansa dahil olmadığı için eğitim verecek nitelikli kimse bulunamadığı halde herşeyi bilmesi beklenen bir falcı mı?


Hocasının özel ameliyatları için dekont toplayan banka veznedarı mı?


Gün aşırı nöbet tutan, nöbet sonrası çalışmaya devam eden biyonik robotlar mı?


Hayır, değiliz! Bizler hekimiz! Bizler insanız!


Asistanlık, “hoca” nın sözünden çıkmayarak tamamlanması gereken bir dönem değil, daha iyi eğitim alıp daha iyi hekim olmak ve özlük haklarımızı kazanmak için mücadele etmemiz gereken bir dönemdir.


Mesai saatlerini geçmeyen çalışma süreleri için, meslek ahlakı-etiği içerisinde hekimlik yapabilmek için ve daha iyi eğitim almanın şartı olan nöbet ertesi izin hakkımız için;

 

13 ŞUBAT 2011 PAZAR SAAT: 13.00’ DE ALSANCAK KIBRIS ŞEHİTLERİNDE TANSAŞ’IN ÖNÜNDE BULUŞUP SEVİNÇ PASTANESİNE YÜRÜYORUZ.

 

www.twitter.com/asistanhekim

i̇zmir'li
asistanlardan
hepinize
mektup
var!
Yorum (19)
aydın
Allah yolunuzu açık etsin, yıllar oldu asistanlığımı tamamlayalı tüm dertlerinizi bizzat yaşadım. Yeri geldi isyan ettik arkadaşlarla beraber ama toplu bir hareket olmayınca sonuç alınmıyor. Evet dertler büyük ama yine de tüm sorumluluk hocaların değil, şu an bu size ters gelebilir ama yılların verdiği tecrübe ile ben bu şekilde düşünüyorum. Hedefe sadece hocaları koymamakta,meslektaş dayanışmasını çok yıpratmamakta fayda var. Tabii ki bu duruma hocalarda dikkat etmeli yeni döneme, yeni eğitim programlarına ve yeni nesil asistanlarına uyumlu olmalılar.
0
Cevapla
Dr Hakan
Evet haklısınız, yukarıdaki yazıda yazan hocasının özel ameliyat fişlerini toplama, hocanın özel işlerini yapma konusuna ben de katılmıyorum, asistanlık hocaların insanları kullanma yeri değildir. Ancak asistanlık; 1-Geçici bir dönemdir. 2-Bu dönemde ne kadar çok yorulur hasta bakar ve ameliyata girerseniz uzman olunca o kadar rahat edersiniz. 3-Türkiye'de evet özveri kısmı fazladır ama ihtisas sonunda gerçek anlamda bir sınav da yoktur. İhtisas süresini tamamlayan ve sınava giren arkadaşlara "ihtisas süreniz içinde yapmış olduğunuz çalışmalar dikkate alındığında" diye başlayan bir cümle ile sınavda başarılı olduğu belirtilir ve hepsi uzman olur. Olamayan gördünüz mü? Sizlerin istediği sistemde ise formal bir eğitim yapılırsa sonunda ÖSYM tarafından merkezi bir yazılı ve uygulama sınavı ile kişilerin uzmanlık ünvanını alması daha doğru olacaktır. Lütfen bunu hemen tehdit gibi algılamayın, çünkü bizde olay Avrupa'dakinden farklı olayın iki yönü var oralarda asistanlar sizin dediğiniz gibi eğitim alıyor ve sonunda herkes uzman olamayabiliyor. Bizde usta-çırak olayı devam ediyor o yüzden böyle. Şimdi o zaman hocalara da sınav olsun yeterli olmayanın ünvanı geri alınsın ben dikiş atamayan, film bakamayan hoca gördüm vs vs gibi şeyler dediğinizi duyar gibiyim, evet bence de öyle olsun. Ama işte bunlar zamanla olacak işler, gün gelir hocalar da sınava girer, gün gelir uzmanlarda belli aralıklarla sınava girer başarısız olanların lisansları iptal olur hocalar uzman, uzmanlar, pratisyen haline gelir, gün gelir sistem değişir ne diyelim...
0
Cevapla
op dr özkan
yolunuz açık olsun.bütün meslek kurumlarında bu bahsettiğiniz haklar tek tek uygulanıyor. neden bizde uygulanmıyor. çünkü sorun bizde . uzman olduktan hoca olduktan sonra unutuyoruz veya ben çektim onlarda çeksin. söz hakkın yok .kıdemlin hıocan karşısında konuşamazsın. neden konuşamaz bir asistan bence edep çerçevesine rahatlıkla konuşabilmeli gerekirse hocasınıda eleştirebilmeli. yoksa tıp gelişmez. keşke imkanım olsada bende gelebilsem!!!!!
0
Cevapla
cüneyt akaoğlu
Değerli asistan kardeşlerim mektubunuzda belirtilen bir çok olumsuzluğu bizlerde birebir yaşadık ama mektubun bazı yerleri varki ne size ne de bir hekim arkadaşıma yakıştıramadım. Dertlerinizi anlatıp çözüm arayışı içinden destek ararken aynen Sağlık Bakanının uslubuyla hocalarınıza, size emek veren ve mesleğinizin kitaplarda bulamayacağınız inceliklerini size gösteren insanlara yapmış olduğunuz iftiraları kabullenmek mümkün değildir ve bu şekilde yapacağınız eylemde de asistan kardeşlerimden başka kimsenin desteğini alabileceğinizi zannetmiyorum. Saygılarımla.
0
Cevapla
m.ü
Eskiden de asistanlık zordu fakat insanlar artık şunu sorgulamaya başladı .Bitirdikten sonra öyle çok da para kazanamayacağım küçük yerlerde sürüneceğim büyük bir yere gelinceye kadar göbeğim çatlayacak. O zaman kendimi bitirme derecesinde yıpratmaya gerek yok.Saygınlık dersen eskisi gibi değil. Artık ben de komşum gibi hafta sonu yapayım. Bayramı, iznimi kullanayım nasıl olsa bu toplumda kimse iyiyi takdir etmiyor; aksine kaçanı değil çalışanı görev başında travmatize ediyor.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir