Medimagazin logo

Hemodiyaliz, yaşlı hastaların bellek fonksiyonlarını olumsuz etkiliyor

Türk Böbrek Vakfı (TBV) ile Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji ve Geriatri bölümleri işbirliğinde yapılan araştırma, hemodiyalizin, kronik böbrek hastalarının duygu durumunu, zihinsel fonksiyonlarını ve günlük yaşam aktivitelerini olumsuz etkilediğini ortaya koydu.
 Hemodiyaliz, yaşlı hastaların bellek fonksiyonlarını olumsuz etkiliyor
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

İSTANBUL-Araştırmaya, 65 yaş üstü 53 kadın ve 68 erkek diyaliz hastası dahil edilirken, bu hastalara ayrıntılı geriatrik değerlendirme yapıldı. Hastalara diyaliz seansları boyunca temel günlük yaşam aktiviteleri, enstrumental günlük yaşam aktiviteleri, mini mental test ve geriatrik depresyon ölçeği uygulandı.

Kronik böbrek hastalığı olup diyaliz programına alınan hastaların hafızayla ilgili problemleri ve kronik böbrek hastalığı, günlük yaşam aktivitelerini etkileyen önemli faktörler arasında yer aldı.

Hemodiyaliz hastalarında yaşlanma gerçeğine dayanarak, yaşlanma ile ilgili bazı konular önem taşırken, böbrek hastalığı olan insanların sayısının, geriatrik popülasyonda diğer yaş gruplarına göre daha fazla artış gösterdiği gözlendi.

Hemodiyalizin, kronik böbrek hastalarının duygu durumunu, zihinsel fonksiyonlarını ve günlük yaşam aktivitelerini olumsuz etkilediği, hemodiyaliz terapisi alan yaşlı hastalar söz konusu olduğunda bu problemlerin göz önünde bulundurulması gerektiği belirlendi.

-Yaşlı hemodiyaliz hastalarında beslenmenin değerlendirilmesi-

Beslenme durumunun değerlendirilmesi yaşlı hastalar için, özellikle de kronik böbrek hastalığı olanlar için önem taşırken, kötü beslenmeyi ve kötü beslenmeyle ilgili olabilecekleri önlemek için geriatrik ve nefroloji pratiğinde riskte olan hastaların erken tespitinin gerektiği kaydedildi.

Gelecek yıllarda 65 yaş ve üstü popülasyonun artmasının, uzun yaşayan insanların diyabet, demans, kanser, kalp krizi, damar sertliği ve böbrek hastalıkları gibi yaşla ilgili sorunlara maruz kalabileceği anlamına geldiği belirlendi.

-"Böbrek fonksiyonları dışındaki konuların ihmal edilmemesi gerekiyor"-

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Geriatri Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Ahmet Turan Işık, çalışmada kronik börek yetmezliği olan geriatrik olguların bellek fonksiyonlarına, beslenme durumlarına ve günlük yaşam aktivitelerine uygulanmakta olan hemodiyaliz tedavisinin etkilerini incelemeyi amaçladıklarını ve hemodiyaliz tedavisinin bu olgulara bakım sağlayan kişilere olan etkilerini de araştırdıklarını belirtti.

Işık, çalışma sonucunda hemodiyaliz tedavisinin geriatrik olgularda bellek fonksiyonlarını olumsuz etkilediğini, günlük yaşam aktivitelerini yerine getirmede bağımsızlıklarını azalttığını ve bu olguların iyi beslenemediklerini ve hemodiyaliz tedavisinin bu geriatrik olguların bakım verenler üzerindeki bakıcı yükünü artırdığını saptadıklarını kaydetti.

Geriatrist gözüyle değerlendirildiğinde, hemodiyaliz uygulanan olgularda bellek fonksiyonlarının bozulduğunu, tam olarak bunama olmasa da bellek fonksiyonlarının olumsuz etkilendiğini vurgulayan Işık, şu bilgileri paylaştı:

"Bu hastalarda gerek iyi beslenemedikleri için gerekse hastalığa bağlı iştah azlığı nedeniyle malnütrisyon dediğimiz ileri düzey beslenme bozukluğu gelişmekte. Diyaliz için haftanın 2-3 günü 2-4 saat kadar sağlık merkezine gitme zarureti, hastaların otonomi dediğimiz kendi kendine yaşamlarını idame ettirebilmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Gerek hastalığın gerekse bu tedavi nedeniyle bu hastaların depresyon duyarlılıkları artmaktadır."

Işık, çalışmada bakım verenler üzerindeki yük artığının gözlendiğine işaret ederek, bu durumun "bakıcı tükenmişliği" denilen durumun ortaya çıkmasını kolaylaştırdığını söyledi.

Hastaların yönetiminde böbrek fonksiyonları dışındaki konuların ihmal edilmemesi gerektiğine dikkati çeken Işık, "Bu konulara gerekli özenin verilmesi, gerek hasta gerekse hasta yakınlarının iyilik halini olumlu yönde etkileyecektir" dedi.

-"Bulgular karıştırılmamalı"-

Prof. Dr. Ahmet Turan Işık, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de 65 yaş ve üzeri yaşlı nüfus oranının hızla arttığına değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yaşlanma bir hastalık değil, doğumla başlayıp ölüme kadar devam eden doğal bir süreçtir. Sıklıkla yaşlıların hastalık ve şikayetleri önemsenmez, yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak düşünülür. Yaşlı hastanın hastalığa yaklaşımı da genelde benzer şekildedir. Oysa organ sistemlerinde meydana gelen fizyolojik değişiklikler sonucu oluşan yaşlanma ile hastalıklara bağlı bulgular karıştırılmamalıdır.

Yaşlanma, tüm dünya ülkeleri açısından önemi her geçen gün artan evrensel bir gerçekliktir. Bugün her ne kadar bir gençlik iksiri keşfedilmiş olmasa da dinamik ve üretken olabilmek, yaşamdan zevk alarak sosyal hayatta aktif bir rol oynayabilmek, bio-psiko-sosyal açıdan iyilik halini mümkün olduğunca uzun bir süre devam ettirebilmek için 'başarılı yaşlanma' kavramı geliştirilmiştir. Bu bağlamda 1999'da Dünya Sağlık Örgütü tarafından Sağlıklı Yaşlanma Deklarasyonu yayımlanmış, 'sağlıklı yaşlanma/yaşanan yıllara yaşam katılması' hedef olarak belirtilmiştir. Günümüzde yapılan bilimsel araştırmalar göstermektedir ki, özellikle 40-50'li yaşlardan itibaren alınacak tedbirler, insanların hem tıbbi hem sosyal hem de ruhsal yönden sağlıklı bir yaşlılık süreci geçirmesini, kısaca 'başarılı yaşlı' olabilmelerini sağlayabilmektedir."

hemodiyaliz
yaşlı
hastaların
bellek
fonksiyonlarını
olumsuz
etkiliyor
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir