İSTANBUL (A.A) - İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Burhan Ferhanoğlu, lenf bezi kanserlerinin, son yıllarda tedavi alanındaki gelişmeler sayesinde giderek tedavisi daha mümkün bir hastalık haline geldiğini söyledi.
Ferhanoğlu, Hilton Oteli'nde düzenlenen ''Hematolojide Yeni Yaklaşımlar'' sempozyumu kapsamında yapılan basın toplantısında, hematolojik kanserlerin başta lösemi, lenfoma, multiple myelom olmak üzere toplumda önemli bir grup hasta ve yakınını ilgilendiren, tedavisi zorluklar içeren ve ne yazık ki kimi zaman ölümcül seyreden hastalıklar olduğunu belirtti.
Bu zorluklara karşılık, genel anlamda kanser, daha dar anlamda ise hematolojik kanserlerin, en çok bilimsel çalışmanın yapıldığı, tedavi seçeneklerinin aylar içinde bile çok önemli değişikliklere uğradığı bir alan olduğunu ifade eden Ferhanoğlu, şunları kaydetti:
''Lenf bezi kanserleri, son yıllarda tedavi alanındaki gelişmeler sayesinde giderek daha tedavisi mümkün bir hastalık haline geldi. 2010 yılına gelindiğinde, bir zamanların ölümcül hastalığı olan ve büyük B Hücreli Hodgkin dışı lenfoma olarak bilinen lenfomanın bir alt grubuna, bir ilacın klasik tedaviye eklenmesiyle daha iyi tedavi yanıtları alınabiliyor. Bir dönem bu hastalığın tedavisinde ilk tanı sırasında uygulandığında tedavi başarısını artırabileceğine inanılan kemik iliği nakli destekli çok yüksek doz kimyasal tedavi uygulamasının yararsız olduğu net olarak anlaşıldı.''
Ağır kalp hastalığı olup lenfoma gelişen kişilerin tedavisinin yakın zamana dek büyük bir sorun teşkil ettiğini ifade eden Ferhanoğlu, ''Tedavide kullanılan ve kalbe toksik etki yaptığı bilinen bir ilaç yüzünden etkin tedavi verebilmek önemli bir sorundu. Çünkü hastalar bu ilacı kalpte yarattığı istenmeyen etki yüzünden alamayabiliyordu. Son çalışmalar, bir kimyasal tedavi ajanının kalbe toksik uygulayan bu ilacın yerine kullanılmasının etkinliği değiştirmediğini gösterdi. Bu bulgu, kalp sorunu olan hastaların lenfoma tedavilerinin de etkin verilebileceğini kanıtlıyor'' diye konuştu.
-YAVAŞ SEYİRLİ LENFOMA TEDAVİSİNDE YENİLİKLER-
Ferhanoğlu, yavaş seyirli lenfomaların uzun süre sessiz kalmalarına ve yavaş ilerlemelerine rağmen, kanser pratiğinde tedavisi en zor hastalık gruplarından biri olduğunu ancak son yıllarda akıllı moleküller olarak bilinen kimi moleküllerin tedavide kullanılmaya başlaması ve akıllı ilaçlarla yapılan tedavilerle özellikle foliküler lenfoma ile yaşam süresinin uzadığının bilindiğini aktardı.
Kan hastalıkları denilince akla ilk akut lösemilerin geldiğini, akut lösemilerin ani başlangıçlı, çoğu zaman ileri derecede halsizlik, derin kansızlık, kanama, ciltte morluklar veya tedaviye dirençli enfeksiyonlar ile günler içinde ortaya çıkan bir grup hastalık olduğunu anlatan Ferhanoğlu, ''Tedavisinde halen ciddi sorunlar yaşanan ve ölümcül seyredebilen akut lösemiler, kan hastalıkları alanında üzerinde en çok çalışma yapılan hastalık gruplarından biri'' diye konuştu.
''2010 yılına gelindiğinde halen yapacak çok şey var ve sonuçlar halen çok yüz güldürücü olmaktan uzak. Özellikle ileri yaştaki lösemi hastalarının tedavisinde çok ciddi bir sıkıntı var ve ne yazık ki yeni gelişmelere bakarsanız bu sıkıntının bir süre daha devam edeceği kesin'' diyen Ferhanoğlu, şunları kaydetti:
''Kronik lösemiler akut lösemilerden farklı olarak klinik seyri daha yavaş ve iyi olan lösemiler. Özellikle KML olarak bilinen lösemi tipi, sadece ağızdan alınan bir ilaçla tedavi edilebiliyor. Eskiden kemik iliği nakli gibi zor tedavilerle ancak kontrol edilebilen hastalık, kan hastalıklarının sorunlu hastalıkları arasından hızla çıkıyor.
Az bilinen kemik iliği kanserlerinden biri de multiple myelom. 2001-2006 ABD verileri esas alındığında bu hastalık ile yaşam süresinin belirgin olarak arttığını müjdeleyebiliriz. Özellikle 65 yaş altında tanı konulan hastalarda yaşam süresi 2000'lerden önceki verilerle karşılaştırıldığında 2 kat daha artmış durumda.''