Medimagazin logo

Doktorlara 'oğlumu kör ettiniz' davası

Görme bozukluğu şüphesiyle ameliyat ettikleri 8 yaşındaki bir çocuğun, geri dönülmez şekilde görme engelli olmasında kusurları olduğu gerekçesiyle özel bir göz hastanesinde çalışan 2 doktor hakkında, "taksirle yaralama" suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Kaynak: AA
 Doktorlara 'oğlumu kör ettiniz' davası
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol


-İlk ameliyat-

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Reşat Uğur Soysal tarafından hazırlanan iddianamede, 2005 doğumlu Habib Kol'un (8) görme bozukluğu yaşaması nedeniyle, babası Mustafa ve annesi Seher Kol tarafından Bağdat Caddesi'ndeki özel bir göz hastanesine götürüldüğü belirtilerek, buradaki doktor K.D'nin, branşı gereği Habib Kol'u, 1. Levent'te bulunan hastanenin diğer şubesinde görevli şüpheli doktor N.K'ye sevk ettiği ve N.K'nın da çocuğu 16 Kasım 2005'de ameliyat ettiği ifade edildi.

Şüpheli N.K'nin gerçekleştirdiği ameliyattan sonra Habib Kol'un gözünde kızarıklık, çapaklanma ve beyazlama şikayetlerinin görüldüğü ve Kol'un ailesinin de bu durumu ameliyatı gerçekleştiren doktor N.K'ye bildirdikleri aktarılan iddianamede, N.K'nin bu durumu 23 Kasım 2005'de diğer şüpheli doktor C.A.Y'ye danıştığı, tedaviye başlandığı ve 29 Kasım 2005'de iki şüpheli doktorun katılımıyla Kol'un yeniden ameliyat edildiği ifade edildi.

-"Gören sol göz, kör oldu"-

2 Ocak 2006 tarihine kadar Adli Tıp Kurumu ve Yüksek Sağlık Şurası'nın belirlediği tedavilere devam edilmesine ve cerrahi müdahalelerin sürmesine rağmen, mağdur Habib'in tedavi başlangıcında gören sol gözünün görmez olduğu anlatılan iddianamede, iki şüphelinin de gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek

"taksirle yaralama" suçunu işlediklerinin anlaşıldığı dile getirildi.

İddianamede, incelenen Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Genel Kurulu'nun 23 Aralık 2010 tarihli ve Yüksek Sağlık Şurası'nın 20-21 Eylül 2010 tarihli raporlarına göre, şüpheli doktorlar N.K ve C.A.Y'nin "görme işlevinin yitirilmesine neden olan taksirle yaralama" suçundan 6 ay ile 2 yıl arasında değişen hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

Doktorların, ceza almaları durumunda 3 aydan az ve 3 yıldan fazla olmamak üzere mesleklerini yapmalarının yasaklanması da istenen iddianamede, mağdur Habib'i Levent'teki hastanede olan şüpheli doktor N.K'ye sevk eden doktor K.D hakkında, takipsizlik kararı verildiği de ifade edildi.

Hazırlanan iddianame, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca onaylandıktan sonra, Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) kanalıyla İstanbul 7. Sulh Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. İddianameyi kabul eden mahkeme, ilk duruşmayı 11 Haziran'da yapacak.

-'Tv'yi yakından izliyor' şikayetiyle başlayan dram-

Şüpheli doktorlar aleyhine, mağdur Habib Kol'un ailesinin avukatı Ömer Turanlı tarafından, 120 bin TL maddi ve 90 bin TL de manevi olmak üzere toplam 210 bin TL'lik tazminat talebiyle açılan hukuk davasının görülmesine ise İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde devam ediliyor.

Avukat Turanlı tarafından mahkemeye sunulan dava dilekçesinde, 2005 yılında annesi ve babasının Habib Kol'u, "yakından televizyon seyretme" şikayetiyle özel göz hastanesinin Feneryolu şubesine götürdüğü ve muayene edilen çocuğun hastanenin Levent şubesine sevk edildiği bilgisi veriliyor.

Dilekçede, "Levent şubesinde Dr. N.K, çocuğun ameliyat edilmesi gerektiğini, ameliyat neticesinde probleminin tamamen ortadan kalkacağını söylemiştir. Bunun üzerine müvekkillerim ameliyatı kabul etmişlerdir" ifadeleri kullanılıyor.

-4 ameliyat sonunda oluşan körlük-

Habib Kol'un Dr. N.K. tarafından 16 Kasım 2005 tarihinde ameliyat edildiği ve ameliyattan sonra 2. bir ameliyata gerek duyulduğunun N.K. tarafından aileye bildirildiği aktarılan dilekçede, yapılan ikinci ameliyattan sonra üçüncü, bundan sonra da dördüncü ameliyatın 2 Ocak 2006'da gerçekleştiği ve bu ameliyatlar sonrasında küçük çocuğun sol gözünün tamamen kör olduğunu, göremeyeceğinin aileye söylendiği anlatılıyor.

"Müvekkillerim, çocuklarının yakından televizyon seyretme probleminin küçük bir ameliyatla düzeleceğini umut ederken, hastane ve doktorların ihmal ve ağır kusurlarından dolayı çocuklarının kör olmasının şaşkınlığını yaşamışlardır. Küçük çocuğun sol gözünün kaybında kusur tamamen davalılara aittir" ifadesi kullanılan dilekçede, mağdur edilen Kol ailesi için 120 bin lira maddi ve 90 bin lira da manevi olmak üzere toplam 210 bin lira tazminatın, yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak, davacı tarafa verilmesi isteniyor.

-Dosyaya giren sağlık raporları-

İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülen dava dosyasına, ameliyatlarda kusur olup olmadığının belirlenebilmesi için Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ve Yüksek Sağlık Şurası'ndan talep edilen kurul raporlarının da eklenmiş olduğu gözlendi.

Yüksek Sağlık Şurası'nın 20-21 Eylül 2012 tarihli raporunda şu ifadeler yer alıyor:

"Ameliyatın usulüne uygun bir biçimde yapıldığı, şikayetle birlikte hekimin hastayı yatırarak tedaviye başladığı, ancak endoftalmiye neden olan mikrobiyal ajanın tespitine yönelik inceleme yapmadığı ve vitreus içi antibiyotik tedavisi uygulamadığı, bu eksik eylemden dolayı hastanın konsülte edildiği belirtilen Dr. C.A.Y'nin de müştereken sorumlu olduğuna karar verildi."

Aynı raporda, hastaneye yöneltilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığına karar verildiği de belirtiliyor.

Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın 23 Aralık 2010 tarihli raporunda ise,

"ameliyatın tıbbi usullere uygun olduğu, N.K'nin ameliyattan sonra vitrektomi yapılması kararı almasındaki gecikmesinin zararlı sonucun ortaya çıkışında müşterek etkisi olduğu, davalı iradenin zararlı sonuçta herhangi bir kastının bulunmadığı" ifadeleri bulunuyor.

-Avukat Ömer Turanlı-

AA muhabirine bir açıklama yapan mağdur ailenin avukatı Ömer Turanlı, müvekkillerinin mağduriyetinin büyük olduğunu ve 8 yaşındaki Habib ile ailesinin olay nedeniyle psikolojilerinin bozulduğunu belirterek, "Ailenin mağduriyetinin giderilebilmesi için hukuk ve ceza davaları açtık. Yasal süreçte sona gelindi. Adalet, geç de olsa tecelli edecek" diye konuştu.

doktorlara
'oğlumu
kör
ettiniz'
davası
Yorum (18)
göz doktoru
Şüpheli doktor ne demek ya. Çürük gözü adam etmeye çalışmışlar olmamış,komplikasyon diye de birşey var. Hem ameliyat güzel olsa da kişinin yapısına, iyileşme seviyesine bağlı önceden kestirilemeyecek durumlar da ortaya çıkabilir. Bu davanın sonucundan bir şey çıkmaz. Sonuçta olacak şeyler; zor vakalara ellemeyin, sevk edin gitsin(sevk eden doktor hakıında takipsizlik kararı verilmiş) , doktorların şevkinin kırılması, hekime şiddet olaylarının artması. Bu hekimler bir daha baş ağrıtacak vakaya bulaşır mı? Niye bulaşsınlar salıver gitsin. Bir doktorun ömrü boyunca kazanacağı parayı tazminat olarak istiyorlar, devletin o ameliyata ödediği para 400 tl. Devlet senin gözüne bu kadar değer biçmiş, tazminatın da bununla orantılı olması lazım. HASTALAR VE AVUKATLAR BU OLAYLARI RANT KAPISI OLARAK GÖRÜYOR. HERKESİN ŞUNU BİLMESİ LAZIM: DOKTOR ELİNDEN GELENİ YAPAR AMA ŞİFAYI ALLAH VERİR. ALLAH ŞİFA VERMEZSE DOKTORUN ELİNDEN NE GELİR? Ölümlerden, sakatlıklardan, iyileşmeyen durumların tek sorumlusu doktorlar olarak lanse edilirse, her gün bunlarla ilgili saçma sapan haberler yapılırsa hekimler nasıl hizmet verecek, niye hizmet verecek? Bu şartlarda kaliteli hizmet olmaz, kimse zor vakaya ellemez. Alınan 3 kuruş para da tazminata gider. Maliyedeki memur gibi olmak lazım, salla başını al maaşını. SEVK ET GİTSİN, SENDEN İYİSİ YOK.
0
Cevapla
göz doktor
Muhtemelen bu hasta konjenital katarakt nedeniyle opere edilmiş, postop endoftalmi nedeniyle retina uzmanına danışılmış, medikal tedavi ile gerilemeyince vitrektomi uygulanmış, sonra da ftizis bulbi denilen gözün küçülmesi ve görme yeteneğini kaybetmesi ile sonuçlanmış şanssız bir vaka. Bunların hepsi komplikasyon, hekimler ellerinden geleni yapmışlar. Endoftalmi, göz içi cerrahileri sonrası bütün önlemler alınmasına rağmen ortaya çıkabilen, etkenin virulansına göre genellikle görme kaybı, körlük ve gözün küçülmesi ile sonuçlanan, en korkulan komplikasyondur. Baş harflerinden çıkarabildiğim kadarıyla da retina cerrahı ülkenin en iyilerinden, kimsenin ellemeye cesaret edemediği vakaları elleyen bir cerrah. Maalesef adam olmayacağı belli olan bir vakaya ellemeye cesaret etmek tazminat davası ile sonuçlanıyor. Sistem bize şunu söylüyor: AMELİYAT YAPMAYIN!!! Bu iş artık ranta dönüştü, avukatlar hastane bahçelerinde komplikasyon olsa da dava açsak diye dolaşıyorlar. Hastalar ömürleri boyunca göremeyecekleri paraları bir anda elde etmenin peşinde. Doktoru şifa bulamadım diye dava eden zihniyet, çocuğumu niye kataraktlı yarattın diye de Allah'a isyan ediyordur. BUNLARIN HEPSİ İNANÇ EKSİKLİĞİNDEN KAYNAKLANIYOR. İNSANLARIMIZIN ŞİFANIN ALLAH'TAN OLDUĞUNU BİLMESİ LAZIM.
0
Cevapla
Ahmet Bozdoğan
Yazının tamamında defalarca 'şüpheli doktor 'ifadesi kullanılmış,taksirle yaralama suçundan dava açılmış,bu haberleri okumaktan benim de psikolojim bozuldu.
0
Cevapla
göz doktoru
-Şüpheli doktorlar (BU NE DEMEK YA) -Taksirle yaralama???????!!!!!!!! -Dr. N.K, çocuğun ameliyat edilmesi gerektiğini, ameliyat neticesinde probleminin tamamen ortadan kalkacağını söylemiştir.(KUYRUKLU YALAN, HİÇ BİR CERRAH BÖYLE BİR CÜMLE KURMAZ) -Müvekkillerim, çocuklarının yakından televizyon seyretme probleminin küçük bir ameliyatla düzeleceğini umut ederken, hastane ve doktorların ihmal ve ağır kusurlarından dolayı çocuklarının kör olmasının şaşkınlığını yaşamışlardır. Küçük çocuğun sol gözünün kaybında kusur tamamen davalılara aittir( AL SANA KÜÇÜK AMELİYAT GÖZ GİTTİ. AMELİYATIN KÜÇÜĞÜ BÜYÜĞÜ OLMAZ, HER AMELİYATIN RİSLERİ VARDIR. )
0
Cevapla
Md
Şu memlekette hala ameliyat yapıyorsunuz ya helal olsun...
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir