Caplan yazısında şunları aktardı:
“Geçenlerde Wall Street Journal'da doktorların bir uçakta tıbbi bir acil duruma ne zaman ve ne şekilde müdahale etmeleri gerektiği sorusunu araştıran ilginç bir makaleye rastladım.
Bunun gerçekten incelenmesi gereken ilginç bir etik soru olduğunu düşündüm. Uçakta bir pilot, bir hostes ya da bir yolcu ile yaşanan tıbbi bir olaydan pek çok insan potansiyel olarak etkilenebilir. Görevlerimiz nelerdir? Yükümlülüklerimiz nelerdir? Bu ortamlarda bireylerin ne gibi hakları vardır? Sorumluluklar nelerdir?
"Yasal değil, ahlaki"
İlk olarak, yardım etmeye çalışmanın ahlaki bir görev olduğunu düşünüyorum.
Bence doktor ve hemşirelerin de, hostes ya da pilotun acil tıbbi bir durum olduğunu söylemesi halinde, başı dertte olan birine yardımcı olabilecek beceri ve eğitime sahip olarak yardım etmek gibi özel bir görevleri vardır. Bunun hem kendinizi tanıtmayı hem de müdahale etmeye çalışmayı gerektirdiğini düşünüyorum.
Ancak, her tıbbi acil durumun uçakta sahip olabileceğiniz uzmanlık alanına girmediğinin de farkındayım.
Patolog olan biri, nöbet geçiren birine yardım etmek için en iyi konumda olmayabilir. Psikiyatrist olan biri, kalp krizi geçiren birine yardım etmek için en iyi konumda olmayabilir.
Bazı açılardan getirebileceğiniz uzmanlık ve yapabileceklerinizle sınırlısınız. Bence insanlara şunu söyleyebilirsiniz: Ben bir doktorum ama bu alanda uzman değilim. Tıp fakültesinde yakın zamanda ya da uzun zaman önce öğrendiklerime ya da eğitimimi sürdürürken doğru olduğunu bildiğim şeylere güvenebilirim. Elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışın, ancak gerçekten çok yardımcı olacak beceri setine veya uzmanlığa sahip olmadığınız durumlar olabilir.
Yapamayacağınız bir şeyi yapmaya çalışmak zorunda olduğunuzu düşünmüyorum. Yardım sağlayabiliyorsanız ve hava yolunu nasıl açacağınızı, kalp masajı yapmayı ya da başı dertte olan birine yardımcı olabilecek diğer müdahaleleri nasıl yapacağınızı bildiğinizden eminseniz, bunun ahlaki bir görev olduğunu düşünüyorum.
Yasal bir görev var mı? Aslında hayır. Bu etik bir görevdir. Kanuni bir görev değil. Bence elinizden gelenin en iyisini yapmaya ve doğru olduğuna inandığınız şeyleri uygulamaya çalışırsanız, siz yardım etmeye çalıştıktan sonra birisi ölse ya da birisi ona yardım etmeye çalışırken onu yaraladığınızı söylese bile herhangi bir yasal sorumluluk altına girmezsiniz.
Uçakta doğum yapan biri gibi başka durumlar da vardır. Bazı insanlar orada yardım etmeye çalışırken rahattır, bazıları ise biraz daha az rahattır, ancak bu kesinlikle birinin başının belaya girmesinden farklı bir durumdur çünkü onları öldürebilecek veya sakat bırakabilecek bir olay yaşarlar.
Ayrıca, bir kişinin anksiyete veya bir tür zihinsel sorun yaşadığı ve uçuş korkusu, endişeler veya başka bir şeyin onu rahatsız ettiği, trakeotominin nasıl yapılacağını bilmekten farklı bir uzmanlık türünün gerekli olabileceği durumlar da vardır.
Bir doktorun bununla başa çıkamayacağını ama bununla başa çıkabileceğini düşündüğü tepkileri tetikleyebilecek çeşitli durumlar vardır. Birinin bir hastanın ölüp ölmediğini sorabileceği çeşitli durumlar vardır. Hayati değerleri ölçebilir ve ölmüş gibi göründüklerini söyleyebilirsiniz. Havayollarının uçakta bir yolcu öldüğünde bunu ele almak için prosedürleri vardır.
Farklı uzmanlık türleri gerektiren psikiyatrik veya obstetrik sorunları içeren durumlar olabilir ve bu durumlarda bir müdahale mümkün olabilir veya olmayabilir.
Yapabiliyorsanız yardım etmeye çalışın. Etrafınıza sorabilir ve orada yardım edebilecek başkalarının da olup olmadığını görebilirsiniz. Belki de farklı becerilere sahip insanlar yardım edebilir ve bir müdahaleyi destekleyebilir.
Bence doktor olmanın ya da halkın saygısını kazanmanın bir parçası da ahlaki olarak öne çıkıp, bildiklerim ve yapmakta rahat olduğum şeyler dahilinde yardım etmeye çalışacağım demektir.”