Medimagazin logo

Apendektomi sonrası bir ölüm daha

İzmir'de apandisit ameliyatı olan 34 yaşındaki adam hayatını kaybetti
Kaynak: SABAH
Apendektomi sonrası bir ölüm daha
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

İzmir'in Buca İlçesi'nde işitme engelli 34 yaşındaki Murat Cam, karın ağrısı şikayetiyle gittiği Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi'nde apandisit ameliyatı oldu. Taburcu edildikten sonra evine dönen ve tekrar rahatsızlanınca aynı hastaneye getirilen Cam, ikinci kez ameliyata alındı, bir süre yoğun bakımda kalan Cam yaşamını yitirdi. İki çocuğundan biri kaybeden 65 yaşındaki Kadir Cam ihmal iddiasında bulunup, "Bu çocuk 22 ay önce beyin ameliyatı oldu, beyin ameliyatından kurtuldu, apandisit ameliyatında öldü. Savcılığa gidip suç duyurusunda bulundum" dedi.
Karşıyaka Belediyesi'nde işçi olarak çalışan ve kendi gibi işitme engelli Seda Cam ile evli olan Murat Cam, geçen 7 ağustos cuma günü karın ağrısı şikayetiyle evinin yakınındaki Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi'ne gitti. Aynı gün apandisit ameliyatına alınan, hafta sonunu hastanede geçiren Cam, pazartesi taburcu edildi. Ancak Muraet Cam evde fenalaştı ve ertesi gün ailesi tarafından aynı hastaneye götürüldü. Burada yapılan kontrollerin ardından yatışı verilen Cam, geçen çarşamba gecesi durumunun kötüye gitmesi üzerine tekrar ameliyata alındı. Ameliyatın ardından Yoğun Bakım Ünitesi'ne alınan Murat Cam dün sabah saatlerinde yaşamını yitirdi.


BABA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

Çevresinde sevilen bir kişi olan Murat Cam'ın ölüm haberini alan annesi 63 yaşındaki Kamile Cam, eşi Seda Cam ve yakınları gözyaşlarına boğuldu. Cam'ın yakınları hastaneye akın etti. İşçi emeklisi baba Kadir Cam şunları söyledi:

"Benim oğlum işitme engelli. Karın ağrısı şikayetiyle hastaneye getirdik. Daha sonra R.A. adlı doktor apandisit ameliyatı yaptı. Ameliyattın ardından hafta sonunu hastanede geçiren çocuğumla ilgilenilmedi ve hafta başı da taburcu edildi. Ancak evde rahatsızlandı, hemen aynı hastaneye getirdik. Doktor bana, 'Dakika bir gol bir. Siz bu çocuğa evde bakamamışsınız' dedi ve yatış verdi. Çocuğum soluk alıp veremiyordu. Nöbetçi doktora söyledik, çocuğun bir şeyinin olmadığını söyledi. Zorla hava tedavisinin uygulanmasını sağladık. Ertesi gün kendi doktoru geldi, 'Yok bir şeyi' dedi. O gece bir başka nöbetçi doktor vardı. Onu çağırdık, o hemen çocuğumuzla ilgilendi. Bu sırada oğlum lavaboya gitmek isterken baygınlık geçirdi. Hemen kendi doktorunu da çağırıp ameliyata aldılar. Ameliyat sonrası, çocuğumun durumunun kötü olduğu söylendi. Yoğun Bakım Ünitesi'nde tedaviye alındı. Orada oğlumun septik şoka girdiğini kan zehirlenmesi olduğunu söylediler. Ancak ameliyatı yapan doktor başka bir şey söylüyor. Bu çocuk 22 ay önce beyin ameliyatı oldu, beynindeki iyi huylu tümör alındı. Beyin ameliyatından kurtuldu, apandisit ameliyatında öldü. Ölüm haberini aldıktan sonra savcılığa gidip suç duyurusunda bulundum. Nereye giderse gitsin hakkımı sonuna kadar arayacağım."

Bu arada, olayla ilgili Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi ve İl Sağlık Müdürlüğü Hasta Hakları birimleri tarafından soruşturma başlatıldığı belirtildi.

İKİ GÜN ÖNCE DE BİR APENDEKTOMİ VAKASI SONRASI ÖLÜM OLMUŞTU

apendektomi
sonrası
bir
ölüm
daha
Yorum (17)
RKTR
Geçenlerde bu sütunlarda bir zavallı “Neden cerrahi branş tercihleri düşsün ki ?” diye soruyordu. Bu vakada tam olarak ne olduğunu bilemiyorum. Rahmetli hastanın hekimleri hatalı olabilir de, olmayabilir de. Aslında çoğu zaman ortada gros bir hata yoktur, ama bu ayrı konu. Ne olursa olsun, benim çok iyi bildiğim 4 şey var: 1. Hastanın acılı babası olup bitenleri kendi bakış açısından, kendi zihinsel kapasitesi çerçevesinde gözlemlemiş ve bir takım şeylerin illa ki hatalı olduğuna / olması gerektiğine karar vermiş. Birkaç gün içinde kaçınılmaz olarak avukata gittiğinde, kafasındaki “AĞIR HEKİM HATASI” fikri iyice kuvvetlenecek, artık felek gelse aksini kabul etmeyecektir. İnanın hep böyle olur. Özellikle “avukata gitme” aşamasının altını çiziyorum. Çünkü bundan önce belki hekimlerin aslında hatalı olmadığını, komplikasyon olgusunu kabul edebilecekken, avukat, hele hele Savcı aşaması sonrası artık hiçbir güç sizin hatalı olmadığınıza inandıramaz hasta yakınlarını. 2. Yine meslektaşlarına “katil” diyen bazı arkadaşlarımızın bir türlü anlayamadığı gibi; biz burada “kusurlu olan hekimler cezalandırılmasın” demedik. Sadece; tıbbi şikayetler doğruca avukat ve savcılara gitmek yerine, Batı’da olduğu gibi önden bir değerlendirmeden geçsin, konunun akademisyenleri olguyu, her şeyiyle tüm dosyayı incelesin, hastaya bakan herkesle görüşsün, şikayeti tarafsız ve objektif bir biçimde değerlendirsin istedik. Ve haklı olan şikayetler elbette Yargı’ya intikal etsin. Buna kimsenin itirazı olamaz. AMA; “zırvalar / para almak için atılan iftiralar / yanlış anlamalar / kışkırtmalar / cidden komplikasyon olan şeyler de önden elensin, mahkemeye gidip 12 sene boyunca Milli Tıp Hukuku Formülü ile zavallı suçsuz doktorların canına okumasın” dedik. Bu ülkede tıp akademisyeni sayısı ne kadar oldu acaba, tahminimce en az 10.000 Profesör ve Doçent ünvanlı yetişmiş insan kaynağımız vardır. Bu insanlarımızdan, tabii maddi hakları da verilerek, bir “jüri” formunda bu tür vakaları incelemeleri istenebilir. Amerika’da bunu bizzat avukatlar yapıyorlar, ve bu şekilde şikayetlerin en az % 70’i en baştan reddediliyor. Kalanların da çoğunu hekimler kazanıyormuş. Beni de Adli Tıp’tan önce ÜNİVERSİTE JÜRİLERİ kurtarmıştı. Böyle bir uygulama mahkemelerin cidden feci olan yükünü de hafifletir. Yargıtay’da 2.5 milyon dosya olduğu söyleniyor. 3. Zaten kötü olan tıp eğitimimiz daha da kötüleşince, ve acillerle polikliniklere eften püften saçma sapan şeylerle başvurular iyice çoğalınca, bu tür vakaların sayısı ne yazık ki daha da artacaktır. Tabii dava sayısı da artacaktır. 4. Devlette defansif tıp yaygınlaşmaya başladı. Bunun doğal sonucu olarak, artık hastalar tedavi olmak için özele gidip tonla para vermek zorunda kalabiliyorlar. Çok da uzak olmayan bir gelecekte bazı ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de, hastalığa ve ameliyata spesifik “Komplikasyon Sözleşmeleri” imzalanacağı günleri görebiliriz. Bakınız Amerika, HASTA BAKIMINDA KUSURLU OLSALAR DAHİ, HEKİMLERE DAVA AÇILMASINI ENGELLEMEYİ, MAHKEME OLAYINI TAMAMEN BİTİRMEYİ tartışmaya başladı; en az 3 eyalette bununla ilgili kanun teklifleri hazırlandı. Elbette kusurlu hekimlere bazı yaptırımlar uygulanabilecek, ama hastaya baktığı esnada İÇİNDE BULUNDUĞU KOŞULLAR da hesaba katılarak. Belki bir takım eğitimlerin tekrarı istenebilecek, hekimin bazı şeyleri yapması belli süre için engellenebilecek. Batı’da hapis filan zaten yoktu, bu yasalar kabul edilirse artık avukat ve tazminat da olmayacak. Bunun için makul ölçülerde ödeme yapacak bir fon planlanmış. Risk grubuna ve özgeçmişlerine göre tüm hekimler buna ödeme yapacaklarmış. Aslında bu da istenebilir, ama ben “ön-değerlendirme”ye dahi razıyım.
0
Cevapla
Dr
Küçük bir özel hastanede ameliyat olan yakınımı ziyarete gittim. Sadece hemşirenin bulunduğu serviste hastamın şokta olduğunu düşündüm. Başka tanıdığım cerrah dr arayıp durumu anlattım,kendi dr ameliyattan sonra kurumu terketmişti hastam 36 yaşında, bilinci bulanmıştı. Hemşirelere tansiyon, saturasyon bile ölçtüremedim. Doktoru da aramadılar. Neticede durumu kötüleşen hastam, laparoskopide zarar gören safra kanalı, pulmoner emboli vs 35 gun başka hastanede yattı. Evet ikisi de komplikasyon, ama post op takiplerin amacı da bu değil mi? Cerrahlık zor, riskli, ama iş ameliyathanedebitmiyor. Cerraha iyi bir post op bakım ekibi de gerekir.
0
Cevapla
bigmücahid2002
Evet sevgili meslektaşlarım , Malpraktisten kaçmak için riskli vakalara girmiyorsunuz ana bu olayda da görüldüğü gibi bu asla bir çözüm değil. Basit bir apendektomi de veya kolesistektomide dahi ölüm ve her çeşit morbidite mümkün. Bu nedenle derneklerin bir araya gelip çok büyük bir eylem planı yapıp hükümet malpraktis yasasını yumuşatmadan ve RKTR rumuzlu meslektaşımızın dediği gibi bir ön değerlendirme mekanizması kurulmadan bu eylemler asla sonlanmamalı.
0
Cevapla
cumhur
Hasta doktor ilişkisini bozan,birbirine düşman ettiren,müdaheleden uzak tutan,hastaya el sürdürmeyen bu ucube yasasının acilen kaldırılması.Her komplikasyonda doktoru suçlu ve katil gösteren bu yasa tamamen insan haklarına aykırıdır.Hem çalışan hemde vatandaş yönünden.Vatandaşı sağlık sisteminden tamamen mahrum edecek bir yasadır bu.
0
Cevapla
Dr.Cevdett
Allah hiç bir cerrah arkadaşın başına vermesin. Apandisit, basit bir ameliyat deyip geçmemek lazım. Ameliyatın büyüğü-küçüğü-basiti olmaz. Yurt dışında kasık fıtığı ameliyatı sonrası sepsis gelişip kol ve bacakları ampute olan hastalar var.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir