ERZURUM - Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Atatürk Üniversitesi (AÜ) Kültür ve Gösteri Merkezi'nde düzenlenen ''Üniversite Hastaneleri Birliği Toplantısı''nda yaptığı konuşmada, Sağlıkta Dönüşüm Programı ile Türkiye'nin sağlık siteminin temelinden değiştiğini söyledi.
Üniversite hastanelerinin problemleri olduğunu dile getiren Akdağ, toplantının amacının da, bunlara temas etmek olduğunu ifade ederek, üniversite hastane yöneticilerinin bu hususta son yıllarda büyük çaba gösterdiğini söyledi. Bunun bir yönetici problemi olmadığına dikkati çeken Akdağ, şöyle konuştu:
''Bazen kamuoyunda bu şekilde konuşulduğu gibi bir intiba var. Ama bu sistematik bir yönetim problemi, bence bunu kabul etmemiz gerekiyor. Yani şu anda bu hastanelerle ilgili geri ödeme sistemlerinden tutun da yönetim biçimlerine, satın alma usullerine ya da bu hastanelerdeki genel prensiplere, mevzuata kadar problemler... Bunun bir kısmını çözdük, bir kısmını çözme yolundayız. Hepsini çözebileceğimize de inanıyorum.''
Tam Gün Yasası ve performans tartışmalarının da içinden rahatlıkla çıkılabileceğini belirten Akdağ, Marmara Üniversitesi ile birlikte bunu çalışmaya başladıkları zaman, sorunların büyük kısmının çözülebileceğini gördüklerini, hala çözülemeyen bazı sorunların da çözülme aşamasında olduğunu vurguladı.
Performans uygulamalarıyla ilgili ortaya konulan şikayetlerin tamamen yönetmeliklerle ilgili uygulamalarla, pratikle alakalı olduğunu anlatan Akdağ, bu sorunları üniversitelerin rahatlıkla çözebileceğini ifade etti.
Birlikte kullanımla alakalı tartışmaların da olduğunu dile getiren Akdağ, ''Bu konudaki fikrimi şeffaf bir biçimde size söyleyeyim. Benim kafamdaki ana model aslında şudur; bunu YÖK ile de konuştuk. Söyleyeceğim cümle önemli bir cümle ve tartışma başlatacaktır, Türkiye'de. Tartışma başlatması için söylüyorum. Sağlık Bakanlığının 66 civarında eğitim ve araştırma hastanesi var. Bunlardan 61'i aktif olarak eğitim hizmetleri veriyor'' dedi.
'BAKANLIK EĞİTİM HİZMETLERİNİ ÜNİVERSİTEYE DEVRETMELİ'
Şu anda aktif olarak hastane hizmeti veren tıp fakültesinin sayısının da 60 civarında olduğunu ifade eden Akdağ, şunları ifade etti:
''Benim kanaatime göre Sağlık Bakanlığı, eğitim hizmetlerini üniversiteye devretmelidir. Üniversiteler de hastane işletmeleriyle ilgili hususu Sağlık Bakanlığı’na devretmelidirler. İşte bunu konuştuğumuz zaman büyük bir tartışma kopmuş oluyor. 'Sağlık Bakanlığı hastanelere göz dikti' tartışması bu... Halbuki bunun Sağlık Bakanlığı’na hiçbir yararı yok. Sağlık Bakanlığı için bu yük olacaktır. Sağlık Bakanlığı’nın o kadar çok işi var ki... Ama dünyada buna benzer örnekler çok.''
Farklı ülkelerdeki sağlık uygulamalarından örnekler veren Bakan Akdağ, ''İngiltere'de hastane yönetiminde, klinik yönetiminde hemşirelerin inanılmaz önemli rolleri var. Bir ziyaretimizde, hemşireye hastanedeki uygulamayı sorduk. 'Yatışa, çıkışa kim karar veriyor?' dedik. 'Hastanelerin bir sistematiği var. Hasta gelir yatar, öteki ameliyat olacak hastalara da bakılır, gidilir' dedi. Ama hakikaten bu iş böyle, bu mümkün. Biz bunun yürüyebilir olduğunu birçok üniversitede, tıp fakültesinde, öyle zannediyorum ki, belki 2011'in sonuna, 2012'nin yarısına kadar zaten göstermiş olacağız. Tabii ki, dikensiz gül bahçesi olmayacak, tartışma alanları olacaktır'' diye konuştu.
''Üniversite hastanelerinin mali durumlarının iyileştirilmesi gerekiyor'' diyen Akdağ, Sağlık Bakanlığı olarak, Türkiye'nin en büyük sağlık işletmesi grubu olarak bu meseleyi çalışmaya başladıklarını söyledi.
Üniversitelere mutlaka destek verilmesi gerektiğinin altını çizen Akdağ, ''Yani üniversitelere sadece borçlarını azaltmaları maksadıyla verilebilecek ya da verdiğimiz hazine hibelerinin kalıcı olmayacağını söylemek isterim. Hazıra dağ dayanmaz. Mutlaka bu tedbirler alınmalıdır. Yalnız bu tedbirler alındıktan sonra da yönetimlere yaptırım uygulanmalı. Yani, eğer hastane yönetimi, kendisine bu kadar imkanlar verildiği halde, yine oranın mali işletmeciliğini yürütemiyorsa, o zaman o yönetimin de gitmesi gerekiyor'' şeklinde konuştu.
Sağlık Bakanı Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Hastane yönetimini, Sağlık Bakanlığı’nın yapması hususu, zaman zaman tartışıldı. Biz buna çok gönüllü değiliz doğrusu. 'İlla ki biz bunu almalıyız' anlamında da söylemedim, bunu. Yollardan biri de budur. Bu yolun iyi bir yol olduğuna inanıyorum. Üniversitelerin kendi tercihiyle alakalı şeylerdir. Hatta bu üniversitelerin tercihine bırakılabilir. İsteyen böyle yapar, isteyen üniversitenin alacağı tedbirlerle buna kendisi devam eder. Ama her halükarda yöneticilerin gelirlerinden tutun da yönetici olarak işlerine devam etmeleri hususunda mutlaka yaptırım uygulaması vardır. Sağlık Bakanlığı için de her iş için de böyledir. Yani yaptırımı olmayan bir yöneticilikten verimlilik çıkaramazsınız, bu eşyanın tabiatına aykırıdır.''
Bakan Akdağ, konuşmasının ardından, öğretim üyelerinin sorularını da yanıtladı.