Medimagazin logo

42 bin iş yeri hekimine ihtiyaç var!

İstanbul Üniversitesi (İÜ), iş yerlerinde bulundurulmaları yasayla zorunlu kılınan ''iş yeri hekimi" ve "iş güvenliği uzmanı" açığını karşılayabilmek için kolları sıvadı.
42 bin iş yeri hekimine ihtiyaç var!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Türkiye'deki iş yerlerine "iş yeri hekimi" ve "iş güvenliği uzmanı" bulundurma zorunluluğu getiren 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 20 Haziran 2012'de yürürlüğe girdi. 50'den az çalışanı olan "tehlikeli" ve "çok tehlikeli" sınıfındaki iş yerlerinde 1 Temmuz 2013 tarihinden itibaren, 50'den az çalışanı olan "az tehlikeli" sınıfındaki kamu kuruluşlarında 1 Temmuz 2014'te uygulamaya girecek olan yasa, diğer iş yerlerinde ise 1 Ocak 2013'ten itibaren uygulamaya konuldu.

Özellikle bu yılın Temmuz ayından itibaren iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı bulundurmakla yükümlü olan, 50'den az çalışanlı ve "tehlikeli" ya da "çok tehlikeli" sınıfındaki iş yerlerinin, uzman bulma konusunda sıkıntı yaşayacağını dikkate alarak, eğitim programları düzenleme kararı alan  İÜ, sonrasında yapılacak sınavda başarılı olanlara "iş yeri hekimi" ve "iş  güvenliği uzmanı" sertifikası verecek.

-Prof. Dr. Özgülnar: "Uzman personel risk değerlendirmesi yapacak"

İÜ İstanbul SEM İş Yeri Hekimliği ve İş Güvenliği Uzmanlığı Eğitim Kurumu Sorumlu Müdürü Prof. Dr. Nuray Özgülnar, konuyla ilgili olarak AA Muhabirine yaptığı açıklamada,  kamu ve özel sektör ayrımı gözetmeksizin, tüm çalışanların kanun kapsamına alındığını hatırlatarak, artık bütün işyerlerinde iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi gibi uzman personelin de görev yapacağını söyledi.

Uzman personelin, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önleme adına önceden risk değerlendirmesi yapılacağını anlatan Özgülnar, artık çalışanların belli aralıklarla sağlık gözetiminden geçirileceğini ifade etti.

Kanunun çok proaktif ve çok caydırıcı cezalar içerdiğini ifade eden Özgülnar, "Risk bazlı ve önleyici yaklaşım, her konuda geniş çaplı çalışan katılımı, nitelikli uzman desteği ve sertifikasyon, haberdar etme ve diğer kişileri kapsama, programlı, nitelikli eğitim ve belgeleme ile bütün işyerlerine risk değerlendirmesi yapılma zorunluluğu getirmektedir. Cezaların hem miktarları ciddi olarak yüksek hem de tek sefere mahsus değil. İş yerleri, gerçekleştirilmeyen her faaliyet için ve gerçekleştirilmeyen her ay için ayrı ayrı cezaya tabi tutulacak" diye konuştu.

-İÜ iş sağlığı ve güvenliği eğitimine el attı

Prof. Dr.  Nuray Özgülnar, üniversitelerinin, "iş yeri hekimi" ve "iş güvenliği uzmanı" açığını kapatmak için, 500 yıllık eğitim deneyimi ve uzman kadrosuyla eğitim programlarına başladığını söyledi.

İÜ Sürekli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi ile İstanbul Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı işbirliğinde  "İşyeri Hekimliği ve İş Güvenliği Uzmanlığı Eğitim Kurumu" yetkisi belgelerini aldıklarını belirten  Özgülnar,  "Amacımız, hem yasa kapsamında ihtiyaç duyulan uzman sayısına katkıda bulunmak, hem de genç arkadaşlarımıza yeni iş imkanları açmaktır" dedi.

Prof. Dr. Özgülnar, eğitim kadrolarında İÜ'nin seçkin ve yetki belgeli uzman akademisyenlerinin görev aldığını vurgulayarak, kısa süre önce başladıkları program çerçevesinde, Haziran sonuna kadar 4. ve 5. iş güvenliği uzmanlığı eğitim programlarının yanı sıra ikinci işyeri hekimliği sertifika yenileme eğitimlerini tamamlayacaklarını dile getirdi.

-İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanına neden ihtiyaç var?

İş güvenliği uzmanı, iş yeri hekimi ve diğer sağlık personeli sayısındaki yetersizliğin yanı sıra yönetmeliklerin tamamının çıkarılmamış olması, periyodik kontrol ve ölçümlerle ilgili belirsizliklerin bulunduğunu belirten Özgülnar, saha ölçümlerinin, ortam ölçümlerinin, gaz ve toz ölçümlerinin hangi kuruluşlarca ve hangi esaslara göre yapılacağı sorularını akla getirdiğini söyledi.

Farklı özelliklerdeki işyerlerinin tamamında uzman yetersizliğinin yaşanacağına dikkati çeken Özgülnar, şu ifadeleri kullandı:

"2010 verilerine göre, toplam 11 milyon 30 bin 939 çalışan için gereken iş güvenliği uzmanı sayısı en az 17 bin 750, işyeri hekimi sayısı 28 bin 287 olarak tahmin edilmektedir. 2014 Temmuz ayından itibaren kamu kuruluşlarında çalışanlar da kanun kapsamına alındığında, çalışan sayısı yaklaşık 18 milyon olacaktır. Böyle olunca en az 30 bin iş güvenliği uzmanı gerekecektir. 2013'te yaklaşık 28 bin iş yeri hekimi gerekmektedir. 2014'te iş yeri hekimi sayısının ise en az 42 bin olması bekleniyor."

-"İş sağlığı ve güvenliği bir yaşam tarzıdır"

Prof. Dr. Nuray Özgülnar, "İş sağlığı ve güvenliği bir yaşam tarzıdır. Çünkü hayatın her yerinde riskler ve tehlikeler bulunmaktadır. Güvenlik kültürü tüm yaşamı içine almalıdır" dedi.

Mevcut  iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı sayısının ihtiyaçtan uzak olmasının, iş yerlerinde tedirginliğe yol açtığını dile getiren Özgülnar, sertifikalı olarak aktif iş yeri hekimliği yapan hekim sayısının yaklaşık 7 bin olarak tahmin edildiğini, sertifikası olan mevcut hekim sayısının ise 30 bin civarında olduğunu söyledi.

Bu hekimlerden sertifikasının yenilenmesi gerekenlerin sayısının bilinmediğini ifade eden Özgülnar, Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın işbirliğinde, sertifikaların yenilenmesi, hekim muayene süreleri, çalışma koşulları gibi konularda ortak uzlaşının oluşturulmasının gerektiğini belirtti.

İş yerlerinde uzman kadroların bulundurulmasının önemine işaret eden Özgülnar, "İş sağlığı ve güvenliği bir yaşam tarzıdır. Trafikte araç kullanırken, tatilde piknik yaparken, denizde yüzerken, evde yemek yaparken, evi temizlerken de önemlidir. Çünkü hayatın her yerinde riskler ve tehlikeler bulunmaktadır. Güvenlik kültürü tüm yaşamı içine almalıdır" diye konuştu.

42
bin
yeri
hekimine
ihtiyaç
var!
Yorum (19)
Atila Keskin
Aklın yolu birdir.Derhal Kamuda çalışan hekimlere işyeri hekimliği yapma hakkı geri verilmelidir.İşyeri Hekimliğ Anayasa ve Kanunlara dayalı bir Kamu Görevidir.Hekim sıkıntısı çekerken günde 1 saat kamu hekimlerinin fazla çalışmasıyla bu sorunu çözmek varken neden bu anlamsız ısrar anlamak mümkün değil.Hekimlerin mesleğini icra ederek para kazanmalarına karşı bu düşmanlık niye.
0
Cevapla
aydin sinal
bir"is yeri hekimi" en az 1 yil cerrahi,bir yil dahiliye,1 yil hijyen ve cevre sagligi ihtisasi yaninda acil yardim,is yeri güvenligi yasalari ,isci calisma kosullari kanunlari gibi konularda kurslar ve seminerler yaparak 3-4 yilda uzmanlik almasi lazim,yoksa( 5 dakkada besiktaj aile hekimligi ) kursla sanki sürücü ehliyeti almis gibi hekimlik yapacaksa isverenin emrine girer,isciye hicbir faydasi olmaz.
0
Cevapla
Mücahit Altuntaş
Sağlık "AĞIR VE TEHLİKELİ" iş grubundadır. Hekimler hasta muaynelerini iş sağlığı ve güvenliği anlamında yeterli sürede , uygun ortamda , hastayı takip edebildikleri , geri bildirim alabildikleri ortamda yapmaları gereklidir. Acil servisler başta olmak üzere , birçoksağlık kurumunda hekimlerin muayne sürelerini en az 15-20dakika gibi iş sağlığı ve güveliği kriterlerine çekmek gerekmektedir. Beş dakikada yada tanımlanmamış sürelerde muayne yapmak olağan hasta hekim ilişkisi halindedir.Bu uygulama Hem HASTA HAKLARI , hem MALPRAKTİS kanunu , hem yıllardır Ceza Yasasında olan MESLEKİ ÖZEN VE DİKKAT KURALINA aykırıdır. Ağır ve Tehlikeli gurupta olan Sağlık ortamları İş sağlığı ve Güvenliği kanuna uygun yeniden ele alınmalıdır. Acil servilerde , yoğun poliklinik ortamalarında meslektaşlarımızın mecburen uygulamak zoeunda kaldığı bu uygulamalı SAĞLIK SİSTEMİNİ yeniden ve Adan Z ye ele alarak değerlendirmek icap etmektedir. Sağlıkta artan şiddet konusuda Ağır ve Tehlikeli iş anlamında farklı bir sorunlu alana işaret etmektedir.Bir meslektaşımızın görevini yaptı ve ölüm bildiriminde bulundu diye cinayetle öldülmesi bunun göstergesidir. Sağlık Ağrı ve Tehlikeli iştir. Hastaya yeterli süre ayrılmadan hasta anlaşılamaz.HASTALIK YOKTUR HASTA VARDIR.Her hastanın kendine özgü özellikleri vardır.Ayrı ayrı değerlendirlimesi , kayıt edilmesi uygun tedavi alması gerekir. Bunların yapılması ve iş yükümüzü azaltmak için sağlıkta birinci basmaktan itibaran “ BÜTÜNCÜL YAKLAŞAN , HASTAYI HER YÖNÜYLE DEĞERLENDİREN HEKİMLİK “ gerekmektedir. Birinci basmakta tanı ve yaklaşım yeterli değilse ikinci basamağa hastanın onamını almak kaydıyla "ELEKTORNİK ORTAMDA VE DANIŞIKLI SEVK SİSTEMİ" işletmek gerekmektedir. Bu sağlıkta işlerin hızlı , akılcı , sevk takip elektornik kayıt ile uygun olmasını da sağlayabilecektir. Sağlık sisteminin A dan Z ye organize olması.İşbirliği , bütüncül hekmilik yaklaşımını sergilemeli. Yeterli sürede hasta değerlendirme ve sevk sistemini kurgulaması zorunluluktur.Bilim , aklı , mantık ,izan buna ihtiyaç duymaktadır.Hem hasta güvenliği hem çalışanın İş Sağlığı ve Güvenliği için bunları yapmalıyız. Sayın Prof. Dr. Nuray Özgülnarın dediği gibi "İş sağlığı ve güvenliği bir yaşam tarzıdır. Çünkü hayatın her yerinde riskler ve tehlikeler bulunmaktadır. Güvenlik kültürü tüm yaşamı içine almalıdır" Güzel ,kapsamlı bu ifadedeyi her alana taşımalıyız.
0
Cevapla
DRACTANALP
kamuda kardiyolojinin dönerleri azaldı galiba kardiyologlar bile iş yeri hekimliğine heveslendiğine göre
0
Cevapla
Frankie Bellevan
aydın abi:sence türkiye'de bırak işçiyi,insan sağlığını,hayvan sağlığını,doğa sağlığını(taksim gezi parkı) düşünen var mı? sence ben bunları söylediğim için eski kgb şimdiki ismiyle fsb ajanı mıyım? ne dersin aydın abi? werder veremem'den(namı diğer bremen) kucak dolusu selamlar,sevgiler.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir