MEDİMAGAZİN - Amerikan Kalp Derneği Dergisi'nde Perşembe günü yayınlanan çalışma, ürik asidin atriyal fibrilasyon ( AFib ) veya komplikasyonlarının gelişiminde önemli bir rol oynayabileceğini öne sürüyor.
Ürik asit, başta bira olmak üzere alkolde ve kırmızı et, domuz pastırması, dana eti, sakatat gibi besinlerde ve hamsi, sardalye, deniz tarağı gibi bazı deniz ürünlerinde yüksek miktarda bulunan pürinlerin vücut tarafından parçalanmasıyla üretilen bir kimyasaldır. Ürik asit, gut, ağrılı bir artrit türü ve böbrek taşları ile olan bağlantısıyla daha iyi bilinir. Ancak çalışmalar aynı zamanda yüksek ürik asit düzeylerini yüksek tansiyon, diyabet ve kalp hastalığı riskinin artmasıyla ilişkilendirmiştir.
Son araştırmalar, yüksek ürik asit seviyeleri ile AFib arasında bir ilişki olduğunu öne sürüyor.
Ürik asit seviyesi yükseldikçe AFib riski artıyor
Araştırmada araştırmacılar İsveç'ten 339.604 katılımcıyı ortalama 26 yıl boyunca takip etti. 1985'ten 1996'ya kadar araştırmaya katılan kişilerin, kayıt sırasında 30 ila 60 yaşları arasındaydı ve kardiyovasküler hastalığı yoktu. Ürik asit, bir kan testi kullanılarak en az bir kez ölçüldü. Katılımcılar daha sonra ürik asit düzeylerini en düşükten en yükseğe doğru sıralayarak gruplara ayrıldı.
Çalışma, ürik asit seviyeleri yükseldikçe AFib riskinin arttığını buldu. Genel olarak, en yüksek ürik asit seviyelerine sahip olanlar, en düşük seviyelere sahip olanlardan %45 daha yüksek AFib riskine sahipti.
Yüksek ürik asit seviyeleri, takip süresi boyunca yüksek tansiyon, diyabet, koroner kalp hastalığı veya kalp yetmezliği gelişmemiş katılımcılar arasında bile AFib riskini artırdı.