İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch-HRW), Türkiye’de plastik geri dönüşümünde çalışan çocuk işçiler olduğunu belirterek Eylül ayında İnsan Hakları İzleme Örgütü Raporu’nu paylaştı.
Plastik geri dönüşümü sırasında ortaya çıkan zararlı kimyasallar ve ağır metaller ise DNA’yı değiştirecek kadar büyük zararlar verebiliyor.
Türk TORAKS Derneği, İnsan Hakları İzleme Örgütü raporuna göre, tesislerin şehir merkezlerine yakın olduğunu ve çalışanların yeterli koruyucu ekipman kullanmadığının tespit edildiğine dikkat çekti.
Türk TORAKS Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sebahat Genç, “Atık plastiklerin geri kazanımı sonrası yeniden değerlendirilerek hammadde haline getirilmesi işlemi plastik geri dönüşümü olarak adlandırılıyor. Bu geri dönüşüm, atık plastikleri türlerine göre ayırarak başlamaktadır. Granül makinesi ile birlikte temiz plastikler eritilir ve granül haline getirilir. Birçok işlemden geçirilerek tekrar kullanılabilecek hammadde elde edilmiş olunur.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün plastik geri dönüşüm tesisleri ile ilgili araştırmasında çarpıcı bilgiler verilmektedir. Bu araştırmada, geri dönüşüm tesislerinin çocuk işçi çalıştırdığı, işçilerin çeşitli sağlık sorunları yaşadıkları ve sağlık hizmetine ulaşmakta zorluk çektikleri belirtilmektedir” dedi.
“Arsenik, cıva, kadmiyum gibi ağır metaller ortama yayılıyor”
Plastik Geri Dönüşümü sırasında ortaya çıkan zararlı kimyasalların ve ağır metallerin insan sağlığına zararlı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Genç, sözlerine şöyle devam etti:
“Bilimsel araştırmalar geri dönüşüm tesislerinde plastiğin veya diğer atıkların işlenmesiyle ve yüksek ısıda eritilmesiyle polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH), polibromine difenil eter (PBDE), poliklorine dibenzo-p-dioksinler (PCDD) ve furanlar gibi birçok kimyasallar ve kurşun, cıva, arsenik ve kadmiyum gibi ağır metallerin ortama yayıldığını ve bunlara maruziyetin çeşitli hastalıklara yol açtığını göstermektedir.
Özellikle izinsiz çalışan işletmelerde, gerekli önlemler alınmadığında ve denetim yapılmadığında bu sorunların daha fazla yaşanması kaçınılmazdır. Araştırmalar, atık dönüştürme işlemleri sırasında ortaya çıkan zararlı gazların ve tozların sinir sistemi hastalıklarına, tiroid fonksiyon bozukluklarına, şeker hastalığı ve kısırlık gibi hormonal hastalıklara ve ayrıca astım, kalp-damar hastalıkları ve immün sistem bozukluklarına, DNA hasarına yol açabileceğini göstermiştir.”
“Birçok akciğer hastalığı ve kansere neden oluyor”
Türk TORAKS Derneği Çocuk Göğüs Hastalıkları Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Yasemin Gökdemir, çocukların havadaki kirleticilere karşı daha hassas olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Çalışılan yerdeki hava kirleticileri, toksik ajanlara maruz kalmak, solunum yolları ve akciğer için büyük bir tehdit oluşturur. Özellikle çocuklar havadaki kirleticilere karşı daha hassastır. Atıkların dönüştürülmesi esnasında ortaya çıkan kirleticiler çocuklarda gelişim bozukluklarına, oksidatif stres artışına (zararlı serbest radikallerin hücrelere zarar vermesi), DNA hasarına, aşı yanıtında azalmaya, solunum fonksiyonlarında düşüşe, solunum ve diğer sistemlerin hastalıklarına, sinir sistemi gelişim bozukluklarına yol açabilir.
Erken dönemde rinosinuzit, larenjit, üst solunum yolu tıkanıklığı, bronşit, bronkokonstriksiyon, alveolit, akciğer ödemi gibi isimlerle adlandırdığımız, solunum yollarında iltihabi olaylar, daralma ve akciğer dokusunda şişme ile giden bir dizi hastalığa sebep olabilirler. Uzun dönem maruziyette ise astım, bronşit, bronşiolit gibi kronik havayolu hastalıkları, akciğer dokusunda sertleşme, plevral fibrozis (akciğer zarında sertleşme ve yapışıklıklar) ve kansere yol açabilmektedir.
Günümüzde yapılan çalışmalarda plastik artıkların solunum yoluyla akciğere alındığı ve bronşiollerde (en uç solunum yolları) tespit edildiğini göstermektedir. Geri dönüşüm sırasında plastiğin parçalanması ve eritilmesiyle ortaya çıkan gazların ve diğer toksik maddelerin gelişimini tamamlamış çocukların akciğerlerine ve diğer organlarının gelişimine zarar vereceği aşikârdır.”
“Günümüzde üretilen plastiğin tüm dünyada ancak yüzde 9’u geri dönüştürülebilmektedir”
Plastik kirliliğinin önlenmesinde geri dönüşüm önemli bir yöntemdir ancak tek başına çözüm değildir. Türk TORAKS Derneği I. Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Bayram, en önemlisinin plastik üretimi ve kullanımının azaltılması olduğuna dikkat çekti ve şunları söyledi:
“Günümüzde üretilen plastiğin tüm dünyada ancak yüzde 9’u geri dönüştürülebilmektedir. Gelişmiş ülkeler plastik atıklarını Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere satarak bu sorunu çözdüklerini düşünseler de bu global bir sorundur.”
“Ülkemizde plastik geri dönüşüm tesislerinde çocuk işçi çalıştırdığı belirtilmektedir”
Prof. Dr. Bayram, raporda yayınlanan bilgilere dikkat çekerek sözlerine şöyle devam etti:
“İnsan Hakları İzleme Örgütünün araştırmasında verilen bilgiler, ülkemizde geri dönüşüm tesislerinin yerleşim yerlerine ve okullara çok yakın olduğunu, kurallara uygun işlem yapılmadığını, kanunlara aykırı olarak çocuk işçi çalıştırıldığını gözler önüne sermiştir. Türk Toraks Derneği olarak hükümetlerin insan hakları alanında üstlendikleri yükümlülükler doğrultusunda bu zararlı etkileri ele almaları ve sağlık hakkı ile özdeşleşmesi gereken sağlıklı bir çevre hakkını da korumaları gerektiğini hatırlatırız.
Bu tesislerde çalışanların genellikle çocuk işçiler, mülteciler ve belgesiz göçmenler gibi, Türkiye'deki en savunmasız ve ötekileştirilmiş kesimlerden olması da ayrı bir sorundur. Türkiye’de çocukların tehlikeli koşullarda çalıştırılmalarını yasaklayan koruyucu yasa hükümleri bulunmasına rağmen, plastik geri dönüşüm tesislerinde çocukların çalıştırılıyor olması denetim eksikliğinin bir göstergesidir. Hem uluslararası hukuk hem de Türk hukuku, çocukların, sağlıklarına zarar verme ihtimali olan işlerde çalıştırılmasını -tehlikeli çocuk işçiliği- olarak kabul eder ve yasaklar.
Ülkemizde, plastik geri dönüşüm işiyle bağlantılı insan hakları ihlallerini önlemek amacıyla, ruhsatsız plastik tesislerinin faaliyetlerinin, Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliği ve ilgili diğer kanun ve yönetmelikler uyarınca durdurularak bu tesisler adına derhal ruhsat başvurusunda bulunulması sağlanmalıdır.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, çevre yönetmeliklerine uyulmasını sağlamak amacıyla, geri dönüşüm tesislerine yönelik olarak etkin ve düzenli denetimler gerçekleştirmeli, yasalara aykırı olarak evlerin ve okulların yakınında bulunan tesisleri kapatmalı veya yerlerini değiştirmeli ve hava kirliliğinden kaynaklanan risklerle ilgili çalışan ve o çevrede yaşayan kişilerin bilgilendirilmesini sağlamalıdır.
Sağlık Bakanlığı, plastik geri dönüşüm tesislerinin yakınındaki bölgelerde sağlık etki değerlendirme çalışmaları yürütmeli; elde edilen verileri ulaşılabilir hale getirmelidir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, geri dönüşüm tesislerindeki işverenler tarafından; çalışan işçiler için düzenli ve kapsamlı iş sağlığı ve güvenliği kontrolleri gerçekleştirilmesini, bilgilendirici eğitimler verilmesini, etkin korunma yöntemleri sağlanmasını, uygun ve yeterli kişisel koruyucu ekipman temin edilmesini ve çocuk işçi çalıştırma yasağına uyulmasını etkin bir şekilde sağlamalı ve denetlemelidir.”