Diken'den Mesude Erşan'ın haberine göre, radyasyon onkologları, tedavileri sırasında gelişen bazıları ölümcül yan etkileri kontrol eden destek ilaçları için reçete yazamıyor. Hastalar kendilerini hiç bilmeyen ve takip etmeyen başka uzman doktorlara giderek ve zaman kaybederek tedaviye ulaşabiliyor.
28 Nisan’da Resmi Gazete yayınlanan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Sağlıkta Uygulama Tebliği (SUT) değişikliği ile filgrastim, lenograstim, pegfilgrastim ve lipegfilgrastim etken maddeli ilaçların reçetelenmesi sınırlandırıldı.
Hastaların ilaçlarını alabilmesi için başvuracakları sağlık kurulunda en az bir hematoloji veya tıbbi onkoloji uzman hekimin bulunması şartı getirildi. Ayrıca, sağlık kurulu raporuna dayanarak ilaçları sadece, hematoloji, tıbbi onkoloji, iç hastalıkları veya çocuk hastalıkları uzman hekimleri reçete edebiliyor.
Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği, Danıştay’da SGK’ya yürütmeyi durdurma davası açtı.
‘Hastaların tedavileri aksıyor, empati bekliyoruz’
14’üncü Ulusal Radyasyon Onkolojisi Kongresi’nde sorunu gündeme taşıyan Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gökhan Özyiğit, radyoterapi veya kemoradyoterapiye (ışın ve ilaç tedavisinin birlikte uygulanması) bağlı hastaların kemik iliğinin etkilenmesi ve bağışıklık sisteminin baskılanmasıyla sık karşılaştıklarını söyledi.
Tedavilerin bu yan etkilerinin hayati risk oluşturduğunu ve zamanında ilaçla kontrol edilmemesi halinde ölümlere yol açabileceğini belirten Özyiğit şöyle konuştu: “Radyoterapi sırasında gözlediğimiz bazı yan etkileri yönetemez hale geldik. Bazılarına zamanında müdahale edemediğimizde hastalarımız ölebilir. Yetkilileri hastalarımızı zor duruma düşüren bu kararları bir an önce düzeltmeye davet ediyoruz. Olası can kayıpları dahil tüm olumsuz durumların sorumluluğu, bu kararı alanlarda.”
Kanser tedavisinde radyoterapi veya eş zamanlı kemoradyoterapi sırasında hastanın beyaz kan hücreleri azalıyor. Bu bağışıklık sistemini zayıflatıyor. Hastalar, virüs, bakteri ve mantarlardan kaynaklanabilecek ve yaşamı tehdit edebilecek çok çeşitli enfeksiyonlara açık oluyor. İstenmeyen bu süreçler, radyoterapi, kemoterapinin gecikmesine ya da ara verilmesine neden olabilir.
‘Tedaviler aksıyor, acı çekiyorlar’
SGK’dan kanser hastaları için empati beklediklerini belirten Özyiğit, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle radyoterapi seans aralarının açılması, kanser hastalarında sağkalım olasılığını düşürdüğü bilimsel olarak da gösterilmiş, tartışmasız bir gerçek. Garip olan kemoterapi ilaçlarını yazma yetkimiz varken, tedavilerin yan etkilerini yöneteceğimiz ilaçları reçetelememize izin verilmemesi. Bu inanılır gibi değil! Son düzenlemeyle hastaları mecburen onları daha önce hiç görmeyen, bilmeyen başka uzmanlara göndermek zorunda kalıyoruz. Hastalar randevularını hemen alamıyor, reçete edilene kadar hem tedavileri aksıyor hem de acı çekiyorlar. Pandemi koşullarında dolaşmak zorunda kalıyorlar.”
Bazı şehirlerde tıbbi onkolog, hematolog yok
SUT değişikliği öncesi zaman kaybetmeden söz konusu ilaçlara hemen başlayarak yan etkileri kontrol altına alabildiklerini belirten Özyiğit, “Hastalarda bağışıklık sisteminin desteklenmesi için ilaç verilmesi gerekliliğinin ne zaman ortaya çıkacağı bilinmez. Bu sorunla hafta sonu veya diğer tatil zamanlarında da karşılaşılabilir. Hastaların tıbbi onkolog veya hematoloğa ulaşması ve gerekli ilaçların zamanında başlanmasında gecikmeler yaşanacağı ve telafisi mümkün olmayan durumların oluşacağı aşikâr” dedi.
Pek çok il merkezi hastanesinde dahi onkoloji veya hematoloji uzmanı bulunmadığını hatırlatan Özyiğit, “Örneğin Elazığ Şehir Hastanesi’nde, tıbbi onkoloji veya hematoloji uzmanı bir hekim yok. Onkoloji hastalarının tedavisinden sorumlu tek hekim radyasyon onkolojisi uzmanı hekim. Bu düzenlemeden vazgeçilmezse, ilaçların pek çok yerde uygulanmasını imkânsız hale getirecek” diye konuştu.
Aynı tarihli SUT değişikliği, radyasyon onkologlarından prostat, mesane, rahim, rahim ağzı, kolon, rektum kanserlerine yönelik uyguladıkları radyoterapinin yan etkilerini yönetmek için kullandıkları ilaçları reçete etme yetkisini de elinden aldı.
Özyiğit şöyle konuştu: “Pelvik bölgeye (leğen kemiğinin içinde kalan organlar) radyoterapi uygulandığında, hastalarda idrar yapamama, idrar kaçırma, aşırı aktif mesane sendromu gibi yan etkiler gelişebiliyor. Şiddetli ağrılar çekebiliyorlar, sonda kullanmak sorunda kalabiliyorlar. Yaşam kaliteleri, kanser tedavi süreçleri olumsuz etkileniyor. Bu sorunlar geliştiğinde, bizim hızla müdahale etmemiz çok önemli. Ancak biz bu ilaçları reçeteleyemediğimiz için üroloji, kadın doğum, nöroloji gibi farklı uzmanlara gitmeleri gerekiyor.”
Özyiğit bu düzenlemenin de değiştirilmesi için SGK’ya başvurduklarını söyledi.