25'inci ve 26'ıncı dönem CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, Bodrum'da yemek yerken rahatsızlanması üzerine kaldırılıp, bir süre tedavi gördüğü özel hastaneden, daha sonra Ankara'daki hastaneye sevk edildi. Pekşen, 16 Eylül'de hastanede hayatını kaybetti. Ezgi Pekşen, babasının koronavirüs aşısı nedeniyle hayatını kaybettiğine ilişkin iddialar üzerine Twitter'daki hesabından açıklama yaptı. Ezgi Pekşen, babasının, yediği balığın kılçığının yemek borusunun 32'nci santimetresinde açtığı deliğin fark edilememesi ve uygulanan yanlış tedavi sonucu hayatını kaybettiğini ileri sürdü.
Haluk Pekşen’in kızından yanlış teşhis iddiası: 'Size bir endoskopi yapalım demediler'
Bunun üzerine Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı, soruşturma başlattı. Ezgi Pekşen, teftiş kurulu müfettişlerine 5 saat ifade verdi. Avukat Pekşen, Bodrum'daki hastanede yaşanan süreci tüm ayrıntılarıyla anlattı, uygulanan tedavilere ilişkin ellerindeki tüm belgeleri de teslim etti. Teftiş kurulu şimdi hastane yönetimi ve tedaviyi yürüten doktorların da ifadesine başvuracak. Ardından bilirkişi raporu hazırlanarak soruşturma yürütülecek.
DHA'ya konuşan Ezgi Pekşen, 15 Ağustos günü Bodrum'da tatildeyken babasının yemek yediği sırada rahatsızlandığını söyleyerek, "Hemen hastaneye gittik. Babam yaşadığı durumu en ince ayrıntıları ile anlattı; göğsünde bir yanma olduğunu, yemek esnasında başladığını ve bu yanmanın etrafa doğru yayıldığını, yatarken arttığını ve otururken azaldığını söyledi. Akabinde doktorlar tetkikler aldılar, EKG çekildi. Kalp rahatsızlığı olabileceğinden korktular; ancak kalple ilgili her şey çok sağlıklı ve normal çıktı. Kan testinin sonuçlarının çıkmasını beklediler ve bütün kan değerleri de sağlıklı çıktı. Akabinde ağrıkesici verip bizi eve gönderdiler" dedi.
'Bir türlü teşhis konulamadı'
Ezgi Pekşen, babasının rahatsızlığının gece boyunca sürdüğünü anlatarak, "Sabah erkenden yine hastaneye gittik. Hastanede bu sefer anjiyo yapmayı teklif ettiler; ama kabul etmedik çünkü babam, kalple ilgili bir sıkıntısı olmadığını yine tekrar etti. Gastroenteroloji bölümüne babamı servise aldılar. Süreç giderek kötüleşmeye başladı. Babam, hastanede onu ziyarete gelen tüm doktorlara tek tek tüm hikayesini en ince ayrıntısına kadar anlattı, 'biri belki doğru bir teşhis koyar' diye; ancak bir türlü teşhis konulamadı.
Cumartesi günü babam yoğun bakıma kaldırıldı, fenalaşması sebebi ile. O gece babama Perikardit (kalbi çevreleyen fibroseröz kesenin iltihaplanması) teşhisi konuldu. Halbuki hastaneye biz Pazartesi gitmiştik. Sonradan sürecin devamında anlıyoruz ki, oradaki balık sebebi ile oluşan tıkanıklık tam 32'inci santimetrede kalp hizasında olduğu için alınmadığı için zamanında kalbe doğru yol yapıyor ve orada bir enfeksiyon meydana geliyor. Süreç içinde sürekli farklı teşhis koydular. Asıl sebebi bir türlü çözemedikleri için türlü tahminlerle süreci yönettiler ve giderek daha da kötüleşen bir duruma sebebiyet vermiş oldular" diye konuştu.
Ezgi Pekşen, babasını uçak ambulansla Ankara'ya getirdiklerini anlatarak, "Bu süreçte Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca bize çok yardımcı oldu. Babama burada hemen endoskopi yapıldı ve yemek borusundaki delikler tespit edildi. Ama çok geç kalınmıştı. Maalesef babamı kaybettik. Şu anda babam burada değil ve yapılacak hiçbir şey onu geri getirmeyecek; ama en azından kendimi şöyle avutmak istiyorum ki; o olsaydı böyle davranırdı. Gerçekten ona layık bir şekilde bu sürecin tüm sorumlularının bu yaşattıklarının sorumluluğunu almalarını diliyorum" dedi.
'Elimdeki delillerle birlikte ifade verdim'
Ezgi Pekşen, bakanlığın soruşturma başlattığına değinerek, "Aşı ile ilgili spekülasyonların olmaması adına sosyal medyada yaptığım açıklama çok fazla kişi tarafından duyulmuş. Bu aynı zamanda Sağlık Bakanlığı tarafından da duyuldu. Sayın Fahrettin Koca da süreci yakından takip edeceği konusunda bizi bilgilendirdi.
Akabinde ben Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Baş Müfettişi tarafından arandım ve bu konu ile ilgili resen inceleme başlattıklarını, benim de bilgilerime başvurmak istediklerini söylediler. Ben de elimdeki delillerle birlikte gidip ifade verdim. Şimdi bundan sonra muhtemelen sorumlu hastanede doktorların da ifadesi alınacaktır ve akabinde elde edilen bilgi ve belgeler doğrultusunda gerekli idari ve cezai incelemeler sonuca bağlanacak şekilde devam ettirilecektir" dedi.
'Korona çok yönlü düşünmeye engel olmamalı'
Ezgi Pekşen, bu süreçte devlet ile işbirliği içerisinde çalışma yürüteceklerini kaydederek, "Biz bir hukuki yola başvurmak istersek dahi bununla ilgili şahsi hiçbir talebimiz ve beklentimiz asla söz konusu olamaz. Öyle bir şey olsa bile bu konu ile ilgili her ne kurum kuruluş varsa kazanımlar ona bağışlanır. Benim tek isteğim gerçekten sisteme yönelik bir değişiklik olması. Korona hayatımızın gerçeği; ama bu diğer hastalıkların ya da rahatsızlıkların var olduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Çok yönlü düşünmeye engel olmamalı. Buna dair bir aydınlanma yaratsın insanlarda. Çünkü babam hep insanları aydınlatmaya çalışırdı" dedi.