OKUYUCU KÖŞESİ:
okuyucu@medimagazin.com.tr
Sağlık Bakanı hemşire olsaydı 70 milyon insanın hastalık yükünü çeken sağlık personelinin nerelerde, nasıl ve hangi şartlarda çalıştığının analizini yapmakla işe başlardı herhalde. Bir önceki bakanlığın ssk, bağkur ,emekli sandığı gibi kurumları birleştirerek ne kadar doğru bir iş yaptığını örnek alarak hiç zaman kaybetmeden personel arasındaki vekil,4b,4c,4924,657 gibi farklı personel gruplarını tek çatı altında toplardı herhalde.
Hani eskiden bir işçi devlet hastanelerinde muayene olamıyordu ve işçiye çok büyük haksızlık yapılıyordu ya, yeşil kartlı üniversite hastanesine gidemediğinde onlara yapılan en büyük haksızlık bu oluyordu ya. Şimdide aynı haksızlığın personele yapıldığını ve bunun personel arasında ne kadar huzursuzluk yarattığını görerek hemen düzeltmeye çalışırdı herhalde.
Aile hekimliği modelini getirmeden önce bir nebze olsun mevcut sistemin eksikliklerini giderdikten sonra yeni sistemler denemeye başlardı herhalde. Gerçi mevcut sistemde yapılacak olan akıllı birkaç iyileştirme yeni bir sistemin gerekli olmadığını ortaya koyacaktır ama illaki yeni sistemle başlanacaksa böyle başlardı herhalde.
Mesela; Beş senedir daha Türkiye’nin yarısına bile hakim olunamayan aile hekimliği ile uğraşılırken, sağlık ocaklarındaki personel ne yapıyor, ne ediyor, kaç saat çalışıyor, kaç saat nöbet tutuyor, ben bunların çalışma saatini 24 saate çıkardım ama bunların can güvenliği var mı, yok mu, yeterince haklarını veriyor muyum, vermiyor muyum, performansa dayalı bir sistem getirdim fakat personelin bu ücreti az almasının nedeni ne? Bunlar hasta az geldiği için 70-80 muayene yapamıyor ama bulundukları yerde devlet hastanesi ve 112 olmadığı için 24 saat kapıları çalınıyor, hem kırsalda çalıştırıyorum hem de haklarını vermeyerek iki kez cezalandırıyorum, sağlık ocağında çalışan personel ile hastanede çalışan personel arasında ki fark ne, herhangi bir kriter getirdim mi, getirmedim mi diye düşünüp düzeltmeye çalışırdı herhalde. (şu anda günlerden Pazar ve saatler 21:00’ı gösteriyor. Bu yazıyı 19:30’da yazmaya başladım ve o saatten bu yana üç kere sağlık ocağına gittim geldim. İkisi akşam iğnesi,biri bıçakla elini kesme).
Beş senedir pilot düzeniyle aile hekimliğine geçen yerlerde doktora bu işin masrafı da var adı altında 5000-6000 Tl verildiğini ama yaptığı iş ile ilgili pekte farkı olmayan sağlık ocağı hekimine 1300 Tl verildiğini görür görmez bu adaletsizliğe son verirdi herhalde. Tabi bu haksızlığı daha önceki yetkili kişilerinde gördüğünü fakat neden düzeltmediklerini düşünmeden de edemezdi!
Daha önce 3000-4000 nüfusa bakan bir sağlık ocağında doktor, ebe, hemşire, sağlık memuru, memur, hizmetli varken (hiçbir zaman tam olmadı da) bir anda ne oldu da bir doktor bir sağlık personeline bırakıldı bu iş diye düşünerek, düzeltme yoluna giderdi herhalde. Yoksa bu çarkın iki kişiyle dönmeyeceğini onlar biliyordu da, doktora nasıl olsa iyi para veriyoruz alsın bir hemşire çalıştırsın diye mi düşündüler diye de düşünmeden edemezdi herhalde.
İnşallah bu aile hekimliği düzeninin iki kişiyle dönmeyeceğini bilmiyorlardır. Eğer biliyorlar da doktora verdikleri paraya güveniyorlarsa iş kötü. Peki daha önce sağlık ocağındaki beş personelin işini yapan hemşirenin maaşına ne demeli. Sıkıldım artık her şeyi düzeltmekten.
Her şeyin adil olması dileğiyle.
Sağlık memuru R.Y