Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim Araştırma Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Ömer Karadaş, yaptığı açıklamada, araç içi ve araç dışı kazalar, beyin damar hastalıkları, toksik maddelere maruz kalma, beyinde kanamalar ya da damar tıkanıklığının beyin hasarına yol açabildiğini söyledi.
Beyin hücrelerinin çok hassas olduğunu, oksijensizliğe çok az dayanabildiğini vurgulayan Karadaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Travmalarda, tüm beyin hücreleri ölmüyor, fonksiyonları bozulduğu için sanki ölmüş gibi değerlendirilebiliyor. Sağlam ya da fonksiyonu azalan beyin hücreleri güçlendirildiğinde bu hücreler ölen hücrelerin yerini alıp aradaki farkı kapatabiliyor. Bu nedenle, çeşitli nedenlere bağlı beyin hasarı gelişen hastalarda mutlaka ölmeyen hücrelerin güçlendirilmesi, hasar gören hücrelerin yenilenmesi ve fonksiyonlarının yeniden kazandırılmasına yönelik tedavilerin uygulanması önem taşıyor."
Karadaş, kafa travmasına bağlı komaya giren hastalara uygulanan yenilikçi tedavilerle hasarlı beyin hücrelerinin güçlendirilerek konuşma, yemek yeme, hareket edebilme gibi temel fonksiyonları tekrar kazandırabildiklerini anlattı.
Erken dönemde başvuran ve daha çok genç hastalarda uygulanan medikal ve cihaz destekli tedaviler hakkında ise Karadaş, "Yenilikçi ilaçlar ve nöronların uyarılmasını sağlayan cihazları kullanarak beyin hücrelerini aktive ediyor ve hasar gören hücrelerin güçlenmesini sağlıyoruz." bilgisini verdi.
"Hastamız yatağa bağlı durumdan çıktı, mobil duruma geçti"
16 yaşındayken geçirdiği trafik kazası sonucu kafa travması geçiren ve komaya giren Zeki Can Akhun'a da medikal ve manyetik tedavilerin uygulandığını anlatan Karadaş, genç hastanın yaklaşık 2 yıl sonra komadan çıkarak iyileşme sürecine girdiğini söyledi.
Karadaş, Akhun'un daha önce tedavi gördüğü hastanede beyin ameliyatı geçirdiğini ancak komadan çıkamadığını, ailenin bir yıl önce kendilerine başvurduğunu aktardı.
Genç yaşta bitkisel hayata giren Akhun'un sağlık durumuna ilişkin bilgi veren Karadaş, şunları anlattı:
"Bize geldiğinde beyin kanaması sebebiyle cerrahi müdahaleyle kafatasının bir kısmı alınmıştı, bitkisel hayat olarak isimlendirdiğimiz koma halindeydi ve cihaza bağlı yaşıyordu. Hastamıza, ilk olarak nöronlar için gerekli vitamin, mineral içerikli beslenme destekleri verildi, antioksidan tedaviler uygulandı, cihaz destekli nöron uyarım tedavileri yapıldı. Bir yıl süren tedavi sonrası hastamız yatağa bağlı durumdan çıktı, mobil duruma geçti. Artık yürümeye başladı, ailesiyle iletişim kuruyor, az da olsa konuşabiliyor."
"Oğlumla geçiremediğimiz 2,5 yılı dolu dolu birlikte geçirmek istiyorum"
Zeki Can'ın babası İbrahim Akhun da oğlunun 2,5 yıl önce geçirdiği trafik kazasında camdan fırladığını ve kafa travması ve beyin kanaması sonrası 3 ay yoğun bakımda kaldığını anlattı.
Artık yapılacak bir şey olmadığının belirtilmesi üzerine oğluna evde bakmaya çalıştıklarını aktaran Akhun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tamamen yatağa bağımlıydı, makineye bağlıydı. Bize, 'Artık bitkisel hayatta, böyle yaşayacak, ileri gitmez geri gidebilir' dediler. Bu acının tarifi yok, Allah kimseyi çocuğuyla sınamasın, imtihan etmesin. Şu an bile gözlerim doluyor."
Gülhane Eğitim Araştırma Hastanesinde uygulanan medikal tedaviden bir ay sonra oğlunun tepki vermeye başladığını, gözleriyle onları takip ettiğini belirten baba Akhun, "Ömer hoca, ilacın etkisini gördüklerini ve tedaviye devam edeceklerini söyledi. Yaklaşık bir yıllık tedavi sonrası bugünlere geldik. algısı açıldı, tepki veriyor, konuşma becerisi yüzde 50 arttı." diye konuştu.
Akhun, oğlunun ilk adımını attığında ve konuştuğunda yaşadığı mutluluğun tarifi olmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Eskiden tek bir kelime dahi konuşamıyordu, ilk kez bana 'baba' dediğinde ne yapacağımı bilemedim. Yavaş yavaş geçmişi hatırlatmaya başladık. Ailesini hatırlıyor, biliyor ama son yılları henüz hatırlamıyor.
İlk adımını da burada attı. Önce ellerini, sonra ayaklarını oynatmaya başladı. Bunlar bile bize büyük bir haz veriyordu. Yürümeye başladıktan sonra dünyalar bizim oldu. Şimdi yeni hayallerimiz var. Oğlumla geçiremediğimiz 2,5 yılı dolu dolu birlikte geçirmek istiyorum. Bir karavan alıp dolu dolu gezmek istiyoruz."
Ayağa kalkıp birkaç adım atan Zeki Can Akhun da iyi olduğunu belirterek, "Taş gibiyim." dedi.