BURSA (İHA) - Dünyada tercih edilen, Türkiye'de ise yeterince yararlanılmayan periton diyaliz, hastaların tedavi sırasında günlük yaşamlarını aksatmadan sürdürmesini sağlıyor.
RTS Mesken Diyaliz Merkezi Sorumlu Hekimi Nefrolog Dr. Hüseyin Çelik, böbrek yetmezliğine girmiş hastalarda, hemodiyaliz, periton diyaliz ve böbrek nakli olmak üzere 3 çeşit tedavi yöntemi uygulandığını söyledi. Tedavilerden en idealinin böbrek nakli olduğunu vurgulayan Çelik, "Ancak birçok sebepten dolayı bu mümkün olmuyor. O yüzden hastayı diğer iki tedavi yönteminden birine yönlendiriyoruz. Hastayı böbrek nakline kadar kadar korumayı amaçlıyoruz. Periton diyalizde hastanın karnına bir kateter yerleştiriyoruz. Hasta evinde birkaç kez periton sıvılarını kateter vasıtasıyla karnına veriyor. Bu sıvıyı 7-8 saat içinde tutup sonra yeniden geri alıyor. Bu tedaviyi uygulayan hastamız, ayda bir diyaliz merkezimize gelerek kontrollerini yapıyor. Periton diyalizde en az doktor kadar hemşire de çok önemlidir" dedi.
Türkiye'deki merkezlerde periton diyalizlerin hemodiyalizlere göre ikinci plana atıldığını belirten Çelik, "Türkiye'de diyaliz merkezleri periton diyalizi, hemodiyaliz merkezleri içinde gecekondu tarzında uyguluyor. Yani diğer diyaliz merkezlerinde öncelikli olarak hemodiyaliz tedavileri uygulanırken, periton diyaliz tedavileri geri planda kalıyor. Merkezin sadece periton diyaliz uygulamasını yapması amacıyla çalışma yaptık. Türkiye'de ilk ve tek periton diyalizi uygulayan merkez olma özelliğini taşıyoruz. 3 nefrolog doktor ve 4 hemşire görev yapıyor" diye konuştu.
İnsanların otomobillerine gösterdiği ilgiyi kendi sağlığına göstermediğini ifade eden Çelik, "Aracımızı 10 bin kilometrede bir bakıma sokuyoruz. Ama kendi sağlığımızda ise hastane ve doktorlardan kaçıyoruz. Her insan 40 yaşından sonra mutlaka bir doktor kontrolünden geçmelidir. Böbrek hastalığı çok sinsidir. Erken teşhis yapılsa tedavisi çok daha kolay ve mümkün olur" açıklamasını yaptı.
Böbrek hastalıklarında şekere ve tansiyona bağlı olanlar ile kalıtsal olan hastalıklarla karşılaştıklarını vurgulayan Çelik, "Kanda 'kreatin' diye bir madde var. Bu madde 20'nin altına indiğinde direk diyaliz şüphesi ortaya çıkar. Hastayı bu aşamada yakaladığımız zaman, tansiyonunu düzeltir, şekerini kontrol altına alırsan hasta 3 yıl sonra diyalize gireceğine, 7 yıl sonra diyalize girer. Hem hastanın diyalize girme süresini uzatırız hem de böbrek yetmezliğinde oluşan ve damarları tıkayan maddeler olan kreatinin seviyesini kontrol altına alırız" ifadelerini kullandı.
Çelik, diyaliz hastalarının yakınlarına da eğitim vererek tedavi yöntemi ve yapılması gereken diyet yöntemini anlattıklarını kaydetti.