Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Füsun Yarış, ileri evre kanserle 4 yıllık kararlı mücadelesini hem hasta hem de hekim olarak paylaşıyor. Üniversitede öğrencilerine "Kötü haber verme" dersi veren Prof. Yarış, 2009'da dersten çıktıktan sonra ileri evre kanser olduğunu öğrendi. Prof. Yarış, kötü haberi duyduğu ilk anı şöyle anlattı: "Ultrasonun probu üzerimdeyken 'Kocaman iki tane kitlen var. Üstelik asit de var. Bu belki de evre 4C' denildi. Muayeneyi yapan hekim asistana 'Gel, bak. Böylesini çok nadir görürsün' diyecek kadar mesleğinin etik değerlerini unutmuştu."
'HEKİM SAHİP ÇIKSIN'
Artık yaşamak için hiçbir şansı olmadığını düşünen Prof. Yarış, "O gece evde yalnız olsaydım intihar edecektim. Hastaya, 'Başarabilirsin' denmesi gerekiyor. Şu kadar yıl yaşarsın demek yanlış" dedi. Füsun Yarış, tedavi sürecinde pek çok sorunla karşılaştığını belirterek şöyle konuştu: "Karnımda 12 kiloya kadar çıkan asitle 8 gün bekletildim. Neden? Çünkü hoca kongrede. Her gün 2 kere vizit yapıyorlar ama bana sormuyorlar nasılsın diye. İletişim kurmaya çalışıyorum ağzımı açtığımda susturuyorlar. 'Penisilin ve sefalosporin anaflaksim var' diye yazdım ve başucuma astım. Yine de sefalosporin verildiğini son anda fark edip engelledim. Verilseydi, saçma bir antibiyotik alerjisinden ölecektim." 'İnsani' dediği meslektaşları sayesinde kanseri yenen Yarış, şimdi kanser hastalarına danışmanlık yapıyor. Ve şu mesajı veriyor: "Hastanın vazgeçmemesi için önce hekim hastadan vazgeçmemeli, Ben, sevdiklerimi üzmemek için mücadele ettim ve kanseri yendim."
"İlk ameliyatımda, nasılsa ölecek diye cerrah tek bir lenf bezi almamış karnımdan. Ama 7 ay sonra başka bir cerrah 50 lenf bezi aldı" diyen Füsun Yarış, bazı hekimlerin hastayı bir nesne olarak görmesinden ve empati yapmayışından yakınıyor.