Medimagazin logo

Botoks sonrası hayatını kaybeden Solmazgül'ün davasında 1 tutuklu sanık tahliye edildi

Beylikdüzü'nde bir güzellik merkezinde kalçasına botoks yaptırdıktan sonra Kübra Boyraz Solmazgül(38)'ün ölümüne ilişkin açılan davanın görülmesine devam edildi. Duruşmada ölen Kübra Solmazgül'ün annesi Aysel Solmazgül, iki kız kardeşi ve bahsi geçen güzellik merkezi müşterilerinden Nalan Küçükakyüz tanık olarak dinlendi. Mahkeme heyeti sanık Öner Özsoyer'in yurt dışına çıkış yasağı şeklinde tahliyesine karar verirken, Erdal Doğruya'nın tutukluluk halinin devamına hükmetti ve eksikliklerin giderilmesi için mahkemeyi erteledi
Kaynak: DHA
Botoks sonrası hayatını kaybeden Solmazgül'ün davasında 1 tutuklu sanık tahliye edildi
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Büyükçekmece Adliyesi 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen ve 2'si tutuklu 4 sanığın yargılandığı davaya tutuklu sanıklar Öner Özsoyeri, Erdal Doğruya ve tutuksuz sanık Ömer E. SEGBİS ile duruşmaya katıldı.  

Tutuksuz sanık Bülent B. ve taraf avukatları da duruşma salonunda hazır bulundu.  

"BENİ HASTANEYE GÖTÜRÜN DEDİM GÖTÜRMEDİLER" 

Baba Ekrem Solmazgül, duruşmadaki ifadesinde olay yaşanmadan 3-4 gün öncesinde bulundukları eve taşındıklarını, kızının yaptırdığı işlem sonrasında annesini arayıp adresi sorduğunu anlattı. Kızını bir kadının eve getirip bıraktığını belirten baba Solmazgül, "Biz ne olduğunu sorduğumuzda kadın bize 'Tansiyonu düştü' dedi ve gitti. Kızımıza sorduğumuzda 'Ne tansiyonu, kalçama dolgu yaptılar, çok fenayım, beni hastaneye götürün dedim götürmediler' dedi. Kızımı hastaneye eşim götürdü. Hastanedeyken karşı taraftakiler kızımın telefonundan arayıp durumunu sordular, biz kendilerine ne enjekte etmişlerse söylemelerini istedik ancak, bize "Hı,hı" diyerek cevap verdiler. Bana iğneyi doktor olmayan ancak doktorla beraber olan Melik isminde kişinin vurduğunu kızım söyledi. Sanıklardan şikayetçiyim." dedi. 

"O GÜN MÜDAHALE ODASINDA BANA DA BOTOKS YAPILDI" 

Bahsi geçen güzellik merkezi müşterilerinden Nalan Küçükakyüz, sanık Ömer E.'nin sanık Erdal Doğruya'yı kendilerine doktor olarak tanıttığını belirterek, "O gün müdahale odasında bana da botoks yapıldı. Botoksu Öner Bey ilacın karışımını ise Erdal Doğruya yaptı. Kübra Boyraz ile konuştuğumuzda Öner Bey'in elinin ağır olduğu, Erdal Bey'in elinin daha hafif olduğunu ve bundan sonraki işlemi ona yaptıracağını söyledi. Ölümün olduğu olay öncesinde benim kapı aralığından gördüğüm kadarıyla her iki arkadaş birlikte Kübra'ya işlem yapıyordu. Bana yapılan uygulamalar neticesinde baş ağrısı çekmeye başladım. Nüroloji doktoruna gittiğimde bana bilinmeyen sıvılar enjekte edildiğini ve bu yüzden başımın ağrıdığını söyledi. Ben de ilgili kişiler hakkında dava açacağım" diye konuştu.  

"EVE GİT YAT DÜZELİR"

Kardeşi Nagihan Y. duruşmadaki ifadesinde ablasının sosyal medya üzerinden sanıklara ulaştığını ve Melih diye biriyle konuştuğunu anlattı. Ablasının sanığa 'Benim başıma en kötü ne gelebilir' diye sorduğunu sanığın yüzde 98 su bazlı bir madde konulduğunu, bu maddenin tehlikesiz bir madde olduğunu, başına hiçbir şeyin gelmeyeceğini, en fazla toplanma olabileceğini, onu da gerekirse çıkartabileceklerini söyledi. Nagihan Y. "Ablam bana girdiği işlemleri anlatırdı. Operasyonları 2 kişi yapıyormuş. Bir kişi bir taraftan iğne vururken diğer kişiye de hangi taraftan, nerelere vuracağını işaretleyip anlatıyormuş. Ablam hastaneye kaldırıldıktan sonra kendisiyle telefonda konuştuğumda 'İğne yaparken çok bastırdılar, acıdı bağırdım ama durmadılar, işlemi yapmaya devam ettiler. Operasyondan sonra kalbim çok çarptı, midem bulandı hastaneye götürün dememe rağmen eve git yat düzelir diyerek beni eve getirdiler' dedi. Ablama enjekte edilen sıvı yağlı bir sıvıymış ve estetik operasyona uygun olmayan bir sıvıymış" şeklinde konuştu. 

"BENİ HASTANEYE KALDIRIN ÖLMEK İSTEMİYORUM" 

Kübra Boyraz'ın bir diğer kardeşi Emine G.'de tanık olarak dinlendi. Emine G. "Ablama 2 defa işlem yapılmış, 2'inci müdahaleden sonra ablam memnun kalmamış. Ben ablamla annem üzerinden telefonla görüştüm, ablam 'beni hastaneye kaldırın ölmek istemiyorum' diyordu. Ablama sorduğumda 2 sanığın birlikte işlem yaptığını söyledi" dedi. 

"KIZIM PERİŞAN HALDE EVE GETİRİLDİ" 

Duruşmada 4'üncü tanık olarak dinlenen Kübra Boyraz'ın annesi Aysel Solmazgül, "Kızım akşam bir kadının kolunda perişan halde geldi. Dışarıya çıkarken bize görüşmem var demişti. O sırada başka şehirde olan kızım görüntülü aradı, Kübra ablası ile konuşurken dolgu yaptırmaya gittiğini duydum. Kızımı hemen hastaneye götürdüm, ölmeden önce kızım bana doktorların karı koca gibi olduğunu ikisinin kendisine işlem yaptığını söyledi." ifadelerini kullandı. 

Mahkeme heyeti Öner Özsoyer'in yurt dışına çıkış yasağı şeklinde tahliyesine karar verirken Erdal Doğruya'nın tutukluluk halinin devamına hükmetti ve eksikliklerin giderilmesi için mahkemeyi erteledi.  

İDDİANAME  

Büyükçekmece Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Kübra Boyraz Solmazgül'ün 9 Temmuz 2020'de kendisini Melih diye tanıştıran şüpheli Ömer E.'den randevu aldığı, uzmanlık eğitimi ve sertifikası bulunmayan pratisyen hekim Öner Özsoyeri tarafından kalça dolgusu yapıldığı anlatıldı. 19 Eylül'de yeniden Ömer E.'den randevu alan Kübra Boyraz'ın saat 17.54'te geldiği işyerinden saat 20.20'de bu kez yarı baygın şekilde çıktığı, burada bacaklarından kucaklanıp gelen araca bindirilerek işyerinde çalışan Kadriye A.'nın kolunda evine getirilerek babasına teslim edildiği anlatıldı. Kızının fenalaştığını gören baba Ekrem Solmazgül tarafından önce bir devlet hastanesine oradan da özel bir hastaneye kaldırılan Kübra Boyraz'ın, ertesi gün 20 Eylül 2020'de hayatını kaybettiği kaydedildi. Şüpheliler Erdal Doğru ve Öner Özsoyeri'nin tıbben uygun olmayan dolgu maddesini hatalı şekilde Kübra Boyraz'a enjekte etmek suretiyle bilinçli taksir niteliğindeki eylemleri sonucu ölüme sebebiyet verdikleri belirtildi. Şüpheliler doktor Öner Özsoyer ve Erdal Doğru'nun "Bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme" ve "Sağlık hizmetleri temel kanununa muhalefet" suçlarından toplam 5 yıldan 12 yıla kadar hapisleri talep edildi. Şüpheli Erdal Doğru'nun ayrıca doktor olmadığı halde hasta tedavi etmesinden dolayı da 1219 sayılı madde uyarınca 2 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Diğer şüpheliler Ömer E., ve Bülent B.'nin ise "Sağlık Hizmetleri Temel Kanuna'na muhalefet" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi istendi. Ayrıca, iddianamede pratisyen hekim Öner Özsoyeri Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu raporuna göre 2009 yılında yine birçok kişiye tıbben uygun olmayan maddeleri estetik amaçlı enjekte etmesi sonucu yaraladığı gerekçesiyle şikayet edildiği bilgisine de yer verildi.  
 

hastane
botoks
iddianame
supheli
Yorum (2)
mesut bayraktar
güzellik merkezleri derhal kapatılmalıdır.... istisnasız kötüye kullanılıyor... ne kadar yapılmaması gereken cerrahi girişim varsa hepsi yapılıyor, çünkü etkili olan ve vatandaşın para verdiği işlemler cerrahi girişimlerdir.... ilk başlarda düzgün ve dürüst bir estetisyen makyaj-masaj-pedikür-manikür-cilt bakımı gibi işlemler yapıyor, fakat piyasa koşulları ve rekabet gereği , yaptığı bu işlemler işletmesini ve geçimini sağlayamadığı için, ..yaşamak ve ayakta kalabilmek için cerrahi işlemlere girişiyor, çünkü para gelmezse batacak-iflas edecek, tüm birikimini kaybedecek.... işte bu engellenmez kısır döngü nedeniyle , güzellik merkezleri düzelmez, derhal kapatılmalıdır...halk sağlığını DERİNDEN tehdit ediyor... eli yanan gözü yanan genital bölgesi ( poposu vs..) yanan yüzü yanan dudağı düşen skar dokusu oluşan ölen .... hekim ve hekim dışındaki kişiler cerrahi müdahaleler yapılıyor.... haberdeki işlem bir büyük cerrahi müdahaledir... küçük cerrahi (sünnet gibi ) mühdahale değildir... cerrahi nosyonu olmayan , eğitimi olmayan kimse yapmamalıdır... hekimlik ve uygulamaları sadece diploma ile yapılabilir... kanun böyle(1219 sk madde1 -2-3) hekimlik ve uygulamaları sertifika ile yapılamaz, kanunen yasaktır. tüm güzellik uzmanlarının elindeki '' güzellik uzmanı'' sertifikaları geri alınarak '' güzellik-estetik TEKNİKERİ'' olacak şekilde değiştirilmelidir. DERHAL DERHAL DERHAL !!! vatandaş oradaki uzman kelimesini, hekim, uzman hekim olarak algılıyor... 2-3 haftalık, dandirik milli eğitim veya halk eğitim aracılığıyla verilmiş sertifikasyonla uzmanlık olmaz... 15 yıllık hekimim, her günyeni şeyler öğreniyorum ve eskiden yaptıklarımı beğenmiyorum, çünkü mesleği icra edebilmek için vicdan gerekli... sende vicdan olmazsa , bu verilen sertifikalar işte böyle suistimal edilir... şimdi gelelim işin hasta boyutuna; hastalar bilmiyormu bunların hekim tarafından yapılması gerektiğini ??? %100 değil, %1000 değil, %1000000... BİLİYOR !!! peki biliyorlarda neden insanlar bunlara gidiyor.... çünkü bunlar ucuz çalışıyor, az para istiyor.... vartandaş para vermemek uğruna canını sağlığını hiçe sayıyor... şahsen ben çevremde yapılan bu tür girişimlerin hepsini BİMER-CİMER e şikayet etmekten şikayet kutum doldu taştı...hep şablon cevap ve incelemeler yapıldı... işte bir şey yapılmamasından cesaret alıyorlar... işte burada görev mahkeme hakimine düşüyor, buradan ona sesleniyorum; bunun esas sorumlusu şunlardır; il valisi il sağlık müdürü ilçe sağlık müdürü ilçe belediye başkanıdır... eğer hakim, vicdanlı ve adaletli birisi ise 1219 sk a aykırı faaliyet gösteren bu yeri neden bulmadınız, denetlemediniz ve kapatmadınız diye bunlara hesap sorup, cezasını çektirmeldir...yoksa düzelmez.... her şey 1 vicdanlı hakimin 1 davetiyesi ile düzelir...
4
Cevapla
Mesut Bayraktar
Çok Şükür Tüm Eczanelerde & Depolarda Şuan Botox Satılmıyor. Yasaklanmış. Sorun Şu; Tıbbi Kullanım İçinde Botox Bulamıyoruz ! Hekim Dahi Ulaşamıyor! Buda Yanlış !
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir