Medimagazin logo

Bakan Akdağ’dan dört tavsiye

Türkiye’de sağlık hizmetlerinin bu dönemde 10 üzerinden 7.5-8 olduğunu belirten Sağlık Bakanı Recep Akdağ, “Bu dönemde kaliteyi 10 üzerinden 9’a çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.
Kaynak: TÜRKİYE
Bakan Akdağ’dan dört tavsiye
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, arkadaşımız Gökhan Kaya’nın sorularını cevapladı.

1- 112’Yİ GEREKSİZ YERE ARAMAYIN
2- İHTİYAÇ YOKSA ACİLE GİTMEYİN
3- İLAÇTA DOKTORA ISRAR ETMEYİN
4- KENDİ SAĞLIĞINIZA SAHİP ÇIKIN

> Gökhan Kaya ANKARA

Türkiye’de sağlık hizmetlerinin bu dönemde 10 üzerinden 7.5-8 olduğunu belirten Sağlık Bakanı Recep Akdağ, “Bu dönemde kaliteyi 10 üzerinden 9’a çıkarmayı hedefliyoruz” dedi. Refik Saydam’dan sonra en uzun süre Sağlık Bakanı olan ve dört dönem bu görevi üstlenen Bakan Akdağ, sağlığın gündemine ilişkin gazetemize çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sağlık Bakanlığı görevinin dua almak için güzel yerler olduğunu ama diğer taraftan kul hakkına girmek gibi endişesinin de olduğunu söyleyen Akdağ, 9 yıldır temsiliyet hariç makam koltuğuna hiç oturmadığını açıkladı.

ŞUNLARA DİKKAT EDİN!
Bakan Akdağ, dört önemli uyarıda bulunarak vatandaşlardan şunları istedi; “Birincisi 112’yi gereksiz yere aramamalıyız. İkincisi doktorlara ilaç yazması hususunda asla ısrar etmemeliyiz. Doktor senden benden neyi yazacağını iyi biliyor. Üçüncüsü hastane acillerine gerçekten ihtiyacımız olmadıkça hasta götürmeyelim. Dördüncüsü de Sağlık


Bakanlığı’nın bizim sağlığımızı belli noktalarda bizim yerimize koruyamayacağını bilelim. Bireysel olarak kendi sağlığımızı koruyacak hayat biçimine dönmemiz lazım.”

YÜRÜME BANTLI HASTANELER
29 Bölgede dev şehir hastanelerini 2015 yılına kadar bitireceklerini belirten Bakan Akdağ, “Bunların 6’sı İstanbul’da olacak. Orada iki tane dev şehir hastanesi yapacağız. Anadolu yakasında arsa arıyoruz. Onun dışında İstanbul’un 6 bölgesinde yine yeni hastanelerle oradaki hastanecilik yapımızı çok kuvvetlendireceğiz. Bütün Türkiye’de de böyle olacak. Örneğin Karadeniz’de Samsun-Trabzon, Doğu Anadolu’da Van, Erzurum, Güneydoğu’da Elazığ-Malatya, Diyarbakır, Kayseri gibi buralara kendi bölgelerinin hakim şehirlerine hastaneler inşa edeceğiz. O hastanelerde her türlü imkanın mükemmel olmasını istiyoruz. Mesela yer üstünde otopark olmayacak bu hastanelerde. Çevreci bir yaklaşımla yemyeşil bir çevresi olan hastaneler düşünün. Hastane içinde hastalar yürüme bantlarını kullanacaklar. Gerekirse hasta golf arabalarıyla bahçeye taşınacak” diye konuştu.

YABANCI DOKTOR TALEBİ
Türkiye’ye Türk vatandaşı olmayan doktorların gelip çalışabilmesi gerektiğini belirten Bakan Akdağ, “Yıllardır biz Türkiye’den dışarıya beyin göçü oluyor demiyor muyuz? Bırakalım Türkiye de dışarıdan beyin gücü alsın. Üstelik sağlık turizmi gelişiyor. Buna karşı çıkmak demode milliyetçiliktir” dedi. Türkiye’nin çok ciddi bir sağlık personeli açığı bulunduğunu hatırlatan Akdağ, “Yabancı doktor konusunu hükümetimize sunacağım. Tahminimize göre Türkiye’de geleyim çalışayım diyen yabancı doktor sayısı, kısa vadede 2 bin ve 5 bin arasında olabilir” diye konuştu. Gençlerin tıp fakültelerini tercih ettikleri halde kontenjanlarının az olduğunu da vurgulayan Akdağ, “Tıp fakültelerine 5 bine yakın öğrenci alınıyordu ve bu sayı bugün 8 bine ulaştı. Bunun 12 binlere çıkması lazım” diye konuştu. Akdağ, Türkiye’deki 120 bin hekim sayısını 200 bine ulaştıracaklarını ve 80 bin daha hekimin yetişmesi gerektiğini söyledi.

RANDEVU SİSTEMİ 2012’DE
Yıl sonuna kadar bütün hastanelerde Merkezi Hastane Randevu Sisteminin hayata geçirilmiş olacağını belirten Bakan Akdağ, “Vatandaşımız hastaneye gittiği zaman randevusunu alarak gidecek. Doktorun ismine randevu verilecek. Şu anda bu alanda bin kadar canlı operatör görev yapıyor. Sistemin yaygınlaşmasıyla birlikte 5 bini bulacak” dedi. Ayrıca 2 ambulans uçağı vatandaşın hizmetine sunduklarını belirten Bakan Akdağ, 3 ambulans uçak için de ihalenin tamamlandığını, şu anda teslimat aşamasında olduğunu açıkladı.

Saçımı değirmende ağartmadım


Tıp fakültelerinin eğitim ve araştırma kısımlarının üniversitelere, üniversitelerin satın alma kısmının da sağlık bakanlığına karşılıklı devri konusunda çalışma yaptıklarını belirten Bakan Recep Akdağ, “Üniversitelerin eğitim ve araştırma yaparken aynı zamanda hastane yönetmeleri gerekmiyor. Dünyada üniversitelerin hastaneleri yok. Eğer bu mümkün olmazsa elimizdeki kanunlar ortak çalışmaya imkân veriyor. İsteyen her üniversiteyle ortak çalışıyoruz. Bunu Rize’de, Erzincan’da, Sakarya’da yapıyoruz ve şimdi Marmara üniversitesinde yapıyoruz. Hükümetin üniversite hastanelerine son bir yıl içerisinde 400’ü hibe 400’ü de eskiden vatandaştan alınan özel muayene parası olmak üzere 800 milyon lira ayırdığını anlatan Bakan Akdağ, “Kendisine 150 milyon lira hükümetin kanunla hibe para verdiği tıp fakültesi hastanesinin borcu şimdi 200 milyon liranın üstünde. 200 milyon lira akla ziyan bir borç. Her alanın bir uzmanlığı olur. Biz de bunun uzmanıyız. 9 senedir bu saçları değirmende ağartmadık” dedi.

bakan
akdağ’dan
dört
tavsiye
Yorum (7)
Ruhi Bunalım
''Kul hakkına girmekten korkarım'' sözünü okuyunca aklıma ben ve meslektaşlarım geldi. Ne gariptir ki, yıllardır 3 kuruşa köle gibi çalıştırılıp artık birbirimize düşman hale getirildik. Bu, kul hakkı değil midir?
0
Cevapla
Bekir Bezgin
5-Mümkünse, çok sinirli değilseniz doktor dövmeyin.
0
Cevapla
Dr. M.K.
5.DOKTORUN KAFASINA VURMAYIN.KABA ETİNE HAFİF DARBELERLE İDARE EDİN! 6.SAĞLIK İÇİN PARA ÖDEMEMEK İÇİN 40, GEREKİRSE 41 TAKLA ATIN! 7.İLK 4 MADDE İÇİN DE MÜMKÜNSE İÇİNİZDEN GÜLÜN! CANIMI SIKMAYIN!
0
Cevapla
Hasan Ekim
Öğretim üyelerinin alım satım memuru olması son derece yanlış bir uygulama. İhalelerin yasal statüsünü ayrıntılı bilmek gerekir. Bu da eğitim öğretim işlerini bırakmayı gerektirir. Nitekim şimdiye kadar ki uygulamalarda birçok rektör veya başhekim suçlu bulundu veya tazminata mahkum edildi. Bakanlığın alım satım işlerini profesyonlece yapıp öğretim üyelerinin sadece ameliyat ve eğitim-öğretim işleriyle ilgilenmesi verimi de artıracaktır. Zaten ihalelerden çıkar sağlamak gibi bir düşünce olmayacağına göre herkesin buna olumlu bakacağına inanıyorum.
0
Cevapla
metin delen
Yani vatandaş bir şey isteyecek istediği bir ilacı ya da tetkiki sen yapmayacaksın..Anında hasta hakları soruşturma açar....Vatandaş direkt benim istediğim ilacı yazmadı demiyor dilekçesinde,bana kötü davrandı benimle ilgilenmedi diyor.Süslüyor dilekçeyi.Hekimler nerede ise hergün savunma yazıyor.Moral motivasyon sıfır.Ayrıca sözlü ve fiziksel şiddet cabası.Hekimler tam bir paspas edilmiş durumda.Ezilmiş ve kişiliksiz hale getirilmiş durumda.O zaman hekimde mecburiyeten kamu kaynaklarını korumak yerine ne isteniyorsa onu yapmak zorunda kalıyor.Yada az bir eforla çözülecek sağlık problemleri risk almamak düşüncesi ile kişilere ve devlete daha ağıra mal oluyor.Şu an sağlık sistemindeki harcanan paranın en az beşte biri hastaların yada yakınlarının yada yerel siyasetçilerin hekimler üzerinde kurduğu baskının neticesinde işe yaramaz tetkik ve ilaçlara gittiğini düşünüyorum. Buda nereden bakarsan bak 8-10 milyar tl demekt ir.Birde görünmeyen komplikasyonlar var.zaman kaybı iş ve işgücü kaybı çalışma şartların getridiği verimsizlik ve iş yapıyormuş gibi görünüp yapmama vs vs.Sağlık bakanı kötü bir patron.çalışanına saygısı yok.Ama üretilen (mal ve hizmette) kalite giderek düşüyor farkında değil belki umurunda değil.Onun tek kaygısı oy memnuniyet siyaset denklemi.Ama bu eninde sonunda geri dönecek ve dönüyorda...
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir