Medimagazin logo

Acilde çalışmak, 4.000- 5.000 lira döner sermaye almak: Daha büyük bir ceza var mı?

Kaynak: MEDİMAGAZİN OKUYUCU KÖŞESİ
Acilde çalışmak, 4.000- 5.000 lira döner sermaye almak: Daha büyük bir ceza var mı?
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Beş yaşında ki oğluma ne iş yaptığımı sorarsanız; nöbetçi diyecektir. Yılda, üç dört ay ayrı kaldığım, uzun resmi tatillerde arkadaşları tatile çıkarken, nöbetim var diyerek tatile götüremediğim oğlumdan ve eşimden özür dileyerek, canımı çok sıkan bir durumu hekim arkadaşlarımla paylaşmak istiyorum. İşini son derece iyi ve dürüst olarak yapan, branşı ne olursa olsun, çalıştığı hastanenin acil servisini, acil çalışanları ile beraber sahiplenen hiçbir hekim arkadaşımın aşağıdaki satırlardan alınmayacağını umuyorum.

 

Önce Sağlık Bakanlığı’na şikayet ettiler. Yetinmediler. Başbakanlığa şikayet ettiler. Yarın muhakkike gidip ifade vereceğim.  Bir hekimin nasıl 4 500 Lira döner sermaye kazanabileceğini anlatacağım. Özetle şunları anlatacağım.

 

Medimagazin okurlarının bildiği şeyler aslında. Resüstasyon sırasında, dışarıda 5-10 dakika beklemek zorunda kalan diğer hasta ve yakınlarının şerefimize, namusumuza küfür ederken nasıl sakin kalabildiğimizi anlatacağım. Ayağındaki nasırı ya da batmış tırnağı almadığımız için (aslında iyi performans puanı da vardır ya!), maaşınızı ben veriyorum, alacaksınız! diyen hastalarla, çocuğuna ki; bu ortamda büyük ve gereksiz riskler alarak; sırf korumak amacıyla tomografi çekmediğimiz için bizi tehdit eden hasta yakınlarıyla, bir serum bile takmadığımız için anamızı, şerefimizi orta malı haline getiren hasta ve yakınlarına nasıl tahammül edebildiğimizi anlatacağım. Keyfi olarak ya da ameliyatta, yoğun bakımda olup mecburen acile geç gelen bir konsultan yüzünden işittiğimiz hakaretleri, hakkımızda sırf bu yüzden SABİM’e, BİMER’e yapılan şikayetleri anlatacağım.  

 

Öyle uç şeylerden bahsetmeyeceğim. Hava yolu kontrolü sırasında kusmuk ve kan olan önlüğümü değiştirmeğe gittiğimde, başka doktor yok mu lan burada diye bağıranlardan bahsetmeyeceğim. Bir jiletçinin doğradığı bedeninden gözüme bulaşan kanı düşünmeğe vakit bulamadığımdan söz etmeyeceğim. İkinci yılında istifa eden acil asistanlarından, acile gelmemek için haklı olarak direnen pratisyenlerden bahsetmeyeceğim. Hasta olan ve ağlayan çocuğuyla telefonda konuşan personelim için, biz burada ölüyoruz, o.ya bak telefonla konuşuyor diyenden de bahsetmeyeceğim. Bir aylık alçısını bir gece yarısında aldırmak için bizi tehdit edenlerden, ben ayağıma derhal bir nörolog, kardiyolog, plastik cerrah vs. istiyorum diyen hastalarla nasıl çaresiz tartıştığımızdan bahsetmeyeceğim. Yatması gerekmeyen bir hasta için yakınlarının, ölsün mü benim hastam, ben YATIRTMASINI bilirim tehditlerinden bahsetmeyeceğim. Üç dört kişinin zor zapt ettiği psikiyatri hastası mı, aslında doğuştan tek sorunu şiddet ve terbiyesizlik olan bir insan mı olduğu anlaşılmayanlarla nasıl tek başımıza karşı karşıya kaldığımızı anlatmayacağım. Evinde ya da yolda ölmüş ve acilde sadece “eks duhul” olarak bulunan yakını yüzünden, acil servisi savaş alanına çevirenlerden bahsetmeyeceğim. Kavga eden iki grubu da aynı acile getiren polislerden ve 112’den bahsetmeyeceğim. 112’nin her gün 50 üzerinde hasta getirmesinden hiç bahsetmeyeceğim. Hastalara yatacak yer bulmak için, yoğun bakım yatağı bulabilmek için telefon başında geçen sürelerden ve işittiğim hakaretlerden bahsetmeyeceğim. Konsultanlarla mücadeleden hiç bahsetmeyeceğim. İV yatan hasta tedavisi önerip, yatışı gerekmemektedir diye not düşenlerden mi, diyabetik her hastada intaniye, endokrin ve dahiliyenin tıbbı yeniden yazmalarından mı, Göğüs Hastalıklarının süper kardiyak tanılar koyması, kardiyologların bir EKO ile bütün tıbbı reddedip, bütün kardiyak dışlamayı yapıp göğüs hastalıklardan daha fazla göğüs hastalıkları tanısı koymalarından mı, izole ayak travmasını yatırmadan önce genel cerrahi, beyin cerrahi konsultasyonu isteyen ortopedistlerden mi, acile getirebilmek için kırk takla attığımız radyologlardan mı?; hiç bahsetmeyeceğim. Ne iş yaptığı anlaşılamayan, nöbet bile tutmadan, hem de bir eğitim ve araştırma hastanesinde pratisyen olarak bile başhekim yardımcılığı yapıp sizlerden çok kazananlardan hiç bahsetmeyeceğim. Kronik hastalığının rutin kontrolü için polikliniğe gidip 21 puan bırakan hastanın, acile hastalığının akut sorunlu dönemlerinde gelip, 2-3 saat uğraştırıp bize de 21 puan bırakmasından da bahsetmeyeceğim. Stabilize etmek ve yatırmak için 3-4 saat uğraştığımız HASTA ve YAKINLARINDAN 21 puan alırken sizin stabil olarak servisinize yatırdığımız aynı hastadan , vizit ile beraber 36 puan almanızdan da bahsetmeyeceğim.ÇÜNKÜ ETİK OLMAZ.

 

Şikayet edenler hekim arkadaşlarımız. Canları sağ olsun. Acile bir işi düşüp de yanımıza gelip, sizinki iş değil ya, Allah yardımcınız olsun, çekilmez vallahi diyen arkadaşlarımız. Forumlarda, yorumlarda bizi acilde çalışmak için eğitim almadık, çalışamayız diyen arkadaşlarımız. Kantinde, yemekhanede karşılaşınca “Yahu iyi dayanıyorsunuz” diyen hekim arkadaşlarımız. Öğlen bir buçuk saat yemek ve ihtiyaç molası veren, saat 15:30’dan sonra sıra yok deyip, poliklinik hastalarını Acile  gönderen, bizi “puana boğan!” arkadaşlarımız. Aile hekimliği sonrası yaşanılan hekim sıkıntılarında bile Acile gelmeyen, 1000 hastayı 3-4 hekimle boğuşmak zorunda bırakan, bizim sigortamız bile farklı; biz ne anlarız acilden diyen arkadaşlarımız. Her ay döner sermaye listesini görünce “acilciler ne yapıyor ki” diyen arkadaşlarımız. Sizin her şikayetiniz ETİK’tir. Her nöbetten sonra istifa sınırına gelen biz acilcilere verdiğiniz destek için teşekkürler. Ayrıca ayda 230 saat nöbet yazdığımız ve 230 saatinin tamamında dur duraksız çalışan acil asistanlarımıza bu özverilerinden dolayı sonsuz teşekkürler.

 

Uzm. Dr. C. A.

acilde
çalışmak
4.000-
5.000
lira
döner
sermaye
almak:
daha
büyük
bir
ceza
var
mı?
Yorum (102)
Uzm
Ben "acildekiler ne iş yapıyor" demeyeceğim.. Aksine her zaman "acildekilere madalya takmak lazım" diyenlerdenim. Yazdıklarınız abartısız doğru hatta eksik diyebilirim. Allah sabır versin.
0
Cevapla
Hasan Ekim
Acil servisler sosyolojik araştırmaların yapılabileceği yegane yerlerdir.Orada herşey ile karşılaşılır. Ama bugüne kadar böyle bir araştırma yapmak isteyen bile olmadı. Çünkü kimseler oraya uğramak istemiyor.Orada görev yapan hekimlere dünyaları versen karşılığı olmaz. Çünkü herşey candan gidiyor. İyi bir toplum yapımız olup olmadığı acillere bakılarak karar verilebilir. Acil asistanı bulunamıyor.Çünkü yukarda acil hekimi arkadaşımızın anlattıkları malesef gerçek.Bu gerçeklerle kimse de göz göze gelmek istemiyor.
0
Cevapla
fatma
bakanlığın beklediği yorumlar böl parçala birbirine kırdır ve yönet yazınız güzel sayı dr.C.A. sistemi getiren uygulayan sizi bu yazıyı yazdıran sistem kimin eseri
0
Cevapla
gölgelice
Acil servisler "acil servis" değil ki. Pratiyenliğimde bir ilçe hastanesinde 3 yıl acilde çalıştım, ortalama günde 30-40 hasta bakardım; hasta gibi hastaydı. Şimdi aynı acilin günlük hasta sayısı 500 civarında ilçenin nufusu 60 000 idi şimdi 75 000. Hiç bir şikayet yok, demek ki herkes memnun. Doktor performansını yapıyor, hasta da nezlesine, sivilcesine baktırıyor. Olansa üstünden traktör geçen hastaya oluyor; orta yerde yatıp film için sıra bekliyor. Nasılsa bir şey yapamaz şuur kapalı, hele şu sorun çıkaranın waters grafisi bir çıksın da...Acil servis reçeteleri ödenmesin acil servisler 1 günde asli işine döner. Ne dersiniz?
0
Cevapla
a.ozer
çok zor bir iş yapıyorlar....muhatab aldıkları insanımızın da eğitimi empatisi çok iyi durumda değil....çok stresli iş....yıpratıcı.....acil bir trafik kazası sonrası gittiğim devlet hastanesindeki doktor arkadaşlara minnettarım.....asker ve polsin yıpranma hakkı gibi yada her türlü tazminat verilmeli.....
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir