KAN BAĞIŞI, DİŞ HEKİMLİĞİ ve UYGULAMALAR
Bir süredir bir “kan bağışı” kampanyasıdır gidiyor. Pek çok caddede Kızılay’ın arabaları bangır bangır “kan bağışı” anonsu yapıyor. Ancak görünen o ki kimse sormuyor “Bu kan bağışı nasıl yapılıyor, sağlıklı mı değil mi?”. Her ne zaman ki televizyonlarda bir kan bağışı skandalı kopuyor, birilerinin aklına bu işi “sorgulamak” geliyor, 2 -3 gün süren sürmanşetlerin ardından konu yeniden tozlu raflardaki yerine geri dönüyor.
Branşım gereği “kan” ihtiyacı olabilecek bir işlemim olmaz. Bu açıdan bakıldığında bir “diş hekimi kan bağışı ile ilgili neden yazar?” diye düşünülebilir. Ancak “kan bağışının hangi koşullarda yapıldığı diş hekimini oldukça ilgilendirir”. Aslında “ilgilendirirmiş” demeliyim. Keza ameliyat ettiğim bir hastam, ameliyattan 5 gün sonra kan bağışı yapıp bayıldığı için süturlarını almaya gelememiş olmasaydı durumdan haberim olmayacaktı.
Peki nedir bu durum?
“Kan bağışı ideal koşullar altında alınmıyor.”
Bu noktada, bu yazıyı kaleme almadan önce Kızılay ve de Sağlık Bakanlığı’na bir mektup yazarak uzun bir süre cevap beklediğimi belirtmekte yarar görüyorum. Ancak aylardır mektubuma bir cevap alamadığım için “medimagazin” aracılığı ile yazmış olduğum mektubu açık olarak paylaşmayı uygun gördüm. Maalesef ki hala “kaçak” olarak “diş hekimliği” mesleğini icra etmeye çalışan “dişçilerin” olduğu bir ülkede konu ne yazık ki olduğundan da daha önem arz ediyor.
İlgili birime;
ULUSAL KAN VE KAN ÜRÜNLERİ REHBERİNİN 178. SAYFASINDA GEÇİCİ RET GEREKTİREN DURUMLARDA DİŞ TEDAVİ İLE İLGİLİ YAPILMIŞ OLAN AÇIKLAMA ŞÖYLE GEÇMEKTEDİR:
"Ağız ve diş sağlığıyla ilgili çalışma ruhsatı olmayan yerlerde ve/veya tıbbi diş tedavisi yetkisi olmayan kişilere her türlü diş müdahalesi yaptıran kişiler 12 ay boyunca kan bağışı yapamaz.
Ruhsatlı yerlerde ve yetkin kişilere yaptırılan kanal tedavisi, kaplama tedavisi, diş çekimi veya yapılan her türlü diş müdahaleleri sırasında kanama oluşmuşssa en az 7 gün süre ile kan bağışı ertelenir.
Ruhsatlı yerlerde ve yetkin kişilere yaptırılan dolgu tedavisi ya da diş taşı temizliği gibi yüzeysel müdahalelerde kanama yoksa 1 gün süre ile kan bağışı ertelenir. "
İfadesi yer almaktadır. Buna karşın aynı rehber abortus için ;
" Gebeliğin birinci ve ikinci trimesterinde olan düşüklerde 6 ay üçüncü trimesterinde olan düşüklerde 9 ay beklenmelidir" demektedir.
Sayın yetkili;
Ne yazık ki bu rehber hazırlanırken bir diş hekimine danışılmadığı çok açıkça görülmektedir.
Dünyanın her yerinde ve her tarihte diş hekimliği cerrahi bir branştır (Osmanlı tarihine bakarsanız orada bile “küçük cerrahlar sınıfı” olarak geçer), bu yüzden de "diş hekiminin" ingilizce karşılığı "oral surgeon" ya da " doctor of dental surgery" olarak geçmektedir.
"Ruhsatlı yerlerde ve yetkin kişilere............" ifadesi gerçekten bir trajikomedidir. Ne yazık ki ülkemizde diş hekimliğinde ruhsat kavramına halkımız oldukça yabancı ve "ruhsat" ile "ruhsatsızlık" arasındaki farkı anlayamayacak kadar da cahildir. Bunun yanı sıra ruhsatlı yerlerin de ne kadar sağlıklı olduğu apayrı bir tartışma konusudur.
Kesinlikle unutulmamalıdır ki çapraz enfeksiyonun kolaylıkla ortaya çıkabileceği yerlerden biri de diş tedavisi yapılan mekanlardır.
Bununla beraber diğer maddede yer alan ".......diş taşı temizliği gibi yüzeysel....." cümlesi de şaşırtıcıdır. Çünkü diş taşı temizliği dediğiniz detertraj işlemi invasiv bir uygulamadır.
Hastanın "diş taşı temizliği yaptırdım" ifadesi oldukça muğlak ucu açık bir ifadedir. Hatta sizin rehberde "yüzeysel" olarak ifade etmiş olduğunuz kavram ; supragingival detertrajdan root scaling'e kadar uzanan geniş bir tanımlamayı kapsar ki bu invasiv girişim riskli hastalarda antibiyotik profilaksisini dahi gerektirecek kadar ciddi bir uygulamadır.(ayrıntılar için: http://www.aapd.org/media/Policies_Guidelines/G_AntibioticProphylaxis.pdf)
Sayın Yetkili;
Lütfen 2012 ulusal rehberi hazırlarken bu noktaları dikkate alarak her ne şekilde olursa olsun son 6 ay içerisinde diş tedavisi yaptımış olan hastalardan kan bağışı reddini sağlayınız.
Bir diş hekimi olarak naçizane konuda branşımla ilgili eksikleri tamamlamaya çalıştım, diğer branş hekimlerininin da katacakları pek çok şey olduğuna inanıyorum. Bu bağlamda yenilenmiş Ulusal Kan ve Kan Ürünleri Rehberi’ni görmek bir diş hekimi olarak en büyük arzum.
Lakin Ulusal Kan ve Kan Ürünleri Rehberi’nin ortaya koyduğu çok daha acı bir tablo da var. Devletin kendi kelimeleri ile “kaçak diş hekimliğinin” önüne geçemediğinin kanıtıdır bu rehber. Bu nedenle umudum, devletin, muayenehanelerin pencereleri ile uğraşmak yerine muayene yetkisi olmayan kişilerin “sözde hekimlik” yapmasını engellemenin çarelerini ortaya koyan kanun ve genelgelerle sağlık sahnesinde olmasıdır.
Dt.E.Bihter GÜRLER