Doktorlar duygusal insanlardır. Niye mi? ALO 184 hattını devletin kendilerine aba altından sopa göstermesi olarak algılarlar. Ama bilmezler ki ALO 184 doktorların şiddet görmesi veya olumsuz durumlarla karşılaşma olasılığını bir nebze azaltır. “Ne diyorsun sen doktor? “Diyen doktor arkadaşlarıma sesleniyorum. Evet ,şiddet görmesi veya olumsuz durumlarla karşılaşmamızı azaltıyor. Nasıl mı? Bence şöyle;
Önce burada insan yani bizim muhatabımız olan hasta ve hasta yakını psikolojisinden bahsedelim. Hasta ve hasta yakını “ACİLE” gelirler. Durumu acil olsun ya da olmasın ”ACİL SERVİSE” gelirler.Burada yakın zamanda yapılan bir araştırmadan kısaca bahsedip devam edelim.Hasta yakının acil servislerde hastadan daha çok depresif duygu duruma girdiği saptanmış bir çalışmada.Yani hastayı “ACİL SERVİSE” getiren hasta yakını daha stresliymiş.Hastanelerimizde hepimiz “ACİL” servislerin hastanenin ulaşıma en müsait yerine yapıldığını ve “ACİL” yazısının kırmızıyla büyük harflerle yazıldığını biliyoruz.Renklerin insan psikolojisine etkisinden bahsetmeyeceğim ama zaten durumu acil olmayan kişinin “ACİLE” gittik veya gidiyoruz havasına girdiğinde bir anksiyete durumuna girdiğini hepimiz biliyoruz veya şahit olmuşuzdur.
Örn: Gelen hasta yakının doktora yani bana başka bir hastayı muayene ederken sırasını beklemesini söylediğimde söylediği ilk söz:
-Ama biz ACİL geldik doktor!
-Neyi var hastanızın?
-Kendini iyi hissetmiyormuş, ishal olmuş.
-?!?!? (Güler misin ağlar mısın?)
Tabi burada eğitim durumu da faktörlerden biri. O ayrı konu, şimdi oturup eğitim sorununu tartışırsak ona günler haftalar yetmez. Ama elde olan bu. Yani bize gelen ve sorun yaşadığımız hasta ve hasta yakını profili %70-75 böyle. Şimdi öncelikle neyi değiştirmeli? Kişiyi değiştiremeyiz biz doktoruz. O zaman neler değişebilir? Bence öncelikle ACİL servisin ismi ve rengi değişmeli. Mesela aklıma ilk geleni söyleyeyim (siz daha güzel önerilerde bulunursunuz umarım); “öncelikli servis” gibi daha az anksiyete oluşturan bir isim olabilir ve rengi mavi olabilir. Gelen hasta en azından ACİL modundan ve anksiyete durumundan bir nebze kurtulabilir ki zaten acile gelenlerin büyük bir çoğunluğu acil değil. Ayrıca burada devlet sağlık politikasında acilde yaşanan bu sorunlar için ACİL lerin gerçek acil ve diğerleri olarak ayrılması, ACİL servislerin acil olmayan vakalarca işgal edilmemesine önlem almalı ve yaptırım uygulamalı. Yoğunluğun azalması hem çalışan stresini (Acilde çalışan kişinin stresi ne olabilir diye düşünen arkadaşlarıma bir çalışmadan bahsetmek isterim.Acilde çalışan doktor ya da sağlık çalışanın,sınırda nöbet tutan askerden daha çok anksiyete seviyesi olduğu saptanmış,yani o kadar) bir nebze azaltır hem de ekstra motivasyon sağlar.
Şimdi yazıyı okuyan arkadaşlar eğer buraya kadar geldiyse benim başlıkta söylediğim şiddeti azaltmada bir nebze pozitif katkı sağlayacağı hipotezimi nasıl kanıtlayacağımı merak etmiştir. Ben şöyle düşünmekteyim. Yukarıda ACİL SERVİSE gelen hasta ve daha stresli olan hasta yakını doktora karşı (örnekleri birçok şekilde olabilir) kendilerine tanıyla ilgili, tedaviyle ilgili (ya da bunlar tamdır da yaklaşımı beğenmemiştir) bir şekilde haksızlığa da uğradığını düşünmektedir. Daha stresli olan hasta yakını bu duruma iki şekilde tepki verebilir. Eğer sağlık sisteminde ALO184 gibi bir “KALE” alındığı ya da şikayetine cevap verilen bir sistem varsa ona başvuracağım diyerek acilden ayrılır, öfkesini bu şekilde yatıştırır.Ya da başhekim vb üst makamlara gideceğini düşünür.Ama halkımız bilir ki bu kişilere ulaşmak zordur ve “KALE” alınacak mı şüphelidir.İkinci ve olumsuz olan yön ise;cezayı kendisi kesmesidir yani doktora şiddet yolunu seçer.Bana soracak olursanız 184 bence suspansatuar enerji emici bir sistemdir ve doktora şiddetin önünü biraz da olsa kapatmaktadır.
Bazı doktor arkadaşlarımız diyeceklerdir ki ama olur olmaz her şeyi şikayet ediyorlar. Bizden bunun üzerine savunmalar isteniyor. Bu yazıya doktorlar duygusal insanlardır başlığı atmamın nedeni buradan geliyor. Evet devlet işinde her soru veya aslı olsun olmasın sorunlar cevap bulur. Bu da soruşturmalar üzerinden gider. Bu devletin OLAĞAN sistemidir ve olması normaldir. Bizim yani doktorların alındığı nokta nedir.”SAVUNMA” istenmesidir. Aynı yukarıda ki “ACİL” kavramı gibi sanki suçluymuşuz gibi “SAVUNMA” istenmesi. Evet bence bu kavram da devlet eliyle değiştirilmeli. Savunma değil de yine ilk aklıma gelen “soruşturma veya bir durum hakkında bilgi istem formu ya da dilekçesi” olabilir bunun ismi. Bu sistem hem doktoru incitmemiş olup hem de SÖZDE veya gerçekten haksızlığa uğrayan kişinin o içindeki kale alınmama duygusuna biraz merhem olacaktır.
“Ee doktor arkadaşım işimiz gücümüz mü yok? Biz hasta mı bakacağız yoksa hasta veya yakınının kale alınma duygusuna merhem olsun diye her şikayete savunma ya da senin dediğin soruşturma ya da bir durum hakkında bilgi istem formu veya dilekçesi vb. dolduracağız? “Diye düşünen arkadaşlarım olabilir. Bana kalırsa ben savunma veya diğer ismi ne konacaksa onu doldurmayı kabul ederim, şiddet görmek yerine.O yüzden ben bu ALO184 ü birçok arkadaşımızın tersine bazı eksiklikleri ve incelikleri düzenlenmesi şartıyla şiddeti önlemede bir nebze de olsa olumlu buluyorum.
Ancak önceki “Gribe antibiyotik yazan doktor yazımda ki gibi “devlet bu işe çare bulsun, ALO184 kalksın” demek yerine affınıza sığınarak kendi fikirlerimi ve önerilerimi paylaşmak için bu yazıyı yazdım. Sizinde bu konuda ki FİKİRLERİNİZİ ve ÇÖZÜM önerilerinizi bekliyorum. Bazılarımız gibi tekvando kursuna gitmek gibi değil ama. Tabii ki o da bir seçenek ama ÇÖZÜM değil. Hepinize sağlıklı ve huzurlu meslek günleri dilerim…
Dr.Burak B.