Şubat ayı sonunda “Archives of Internal Medicine”de yayımlanan bir çalışmaya göre, son 14 yılda ilaçlarını kendisi yazan asistan sayısında belirgin bir azalma meydana geldi.
On altı tıp merkezinde eğitim görmekte olan bin 267 birinci yıl asistanının katıldığı internet tabanlı bir ankette, asistanların yüzde 8’inin kullandıkları ilaçları kendi kendilerine reçete ettikleri saptandı. Bu oranın 1998 yılında “The Journal of the American Medical Association”da yayımlanmış olan bir başka çalışmadaki yüzde 49’luk orana göre son derece düşük olduğu ifade edildi.
Araştırmacılar, bu kadar belirgin bir düşüş öngörmediklerini söylediler. Söz konusu çalışmanın yazarlarından Charleston’daki Güney Carolina Tıp Üniversitesi psikiyatri bölümünde çalışmakta olan Dr. Constance Guille, kendi çalışmalarıyla önceki çalışma arasında bir miktar fark beklediklerini, ancak değişimin bu kadar dramatik olmasının kendileri için sürpriz olduğunu kaydetti.
Araştırmacılar, azalmanın kısmen, ilaç endüstrisinin tıbbi uygulamalar üzerindeki etkisinin farkındalığının artmasına bağlanabileceğini iddia ettiler. Bu farkındalık sayesinde, geliştirilen kurallar ile ilaç firmalarının akademik tıp merkezlerindeki varlığının azaltıldığı ve asistanlara ulaşan tanıtım numunesi ilaçların miktarının azaldığı ifade edildi. Dr. Guille, tanıtım numunelerinin azalmasıyla asistanların kendi kendilerine ilaç yazma durumlarının azaldığını belirtti.
Ankete katılan asistanların yüzde 11’i, ilk yıllarında en az bir kere kendi reçetelerini kendilerinin yazdığını dile getirdi. Alınan 145 ilacın yüzde 50’si kendi kişisel doktorları tarafından reçete edilirken, yüzde 24’ünün bir çalışma arkadaşları tarafından reçete edildiği saptandı. Birinci yıl asistanlarının hiçbirinin ilaç mümessillerinden tanıtım numunesi almadıkları belirlendi.
İlk anket posta yoluyla yapılmıştı
1998 yılında “JAMA”da yayımlanan araştırmanın yazarlarından ve Philadelphia’daki Pennsylvania Üniversitesi Sağlık Ekonomisi Ensitüsü Başkanı Dr. David A. Asch, her iki çalışma da aynı konu üzerine eğilmesine karşın, kullanılan anketlerin farklı yapılandırılmış olması nedeniyle karşılaştırılmalarının zor olduğunu ifade etti.
“Archives of Internal Medicine”de yer alan çalışmada kullanılan anketin internet üzerinden farklı dallarda eğitim görmekte olan birinci yıl asistanlarına uygulandığı, “JAMA”da yayımlanan çalışmada kullanılan anketin ise posta yoluyla, eğitim görmekte olan bütün iç hastalıkları asistanlarına uygulandığı belirtildi.
Dr. Asch, internet üzerinde yapılan bir anket ile asistanların mahremiyetlerinin zedelenmiş olması hakkında daha fazla endişelenmiş olabileceklerini söyledi. Son çalışmada reçete edilen 47 allerji ve astım ilacının sadece yüzde 2’sinin kendi kendine reçete edilmiş olduğunu söyleyen Dr. Asch, 1998 yılındaki çalışmada reçete edilmiş olan 156 allerji ve astım ilacının yüzde 56’sının kendi kendine reçete edilmiş olduğunu belirtti. Asch, bu nedenle de çalışmanın geçerliliği hakkında endişeleri olduğunu sözlerine ekledi.
Asistanların, kariyerlerinin henüz başında doktorlar olarak uzun çalışma saatleri olduğunu ve ilaç reçete edebilmek de dâhil, birçok yeni sorumluluğa sahip olduklarına dikkat çeken Dr. Asch, konuyla ilgili kırılganlıkları ve yeni edinilmiş olan sorumluluklar nedeniyle kendi kendilerine ilaç reçete etmelerinin daha fazla beklendiğini, ancak bu tip davranışların nadiren gözlemlendiğini söyledi.
2012 yılında yayımlanan çalışmanın yazarları, anketlerine yanıt veren asistanların depresyon ve intihar düşünceleri gibi potansiyel hassasiyeti olan birçok konuda yanıt verdiklerini söylediler.
Dr. Guille, kendilerinin sadece birinci yıl asistanları üzerinde yoğunlaştığını, zira ikinci ya da üçüncü yıl asistanlarının uzun süreli reçete alışkanlıklarını hatırlamakta güçlük çekebileceklerini söyledi. Guille ayrıca, çalışmalarını dâhiliye dışındaki uzmanlık alanlarına da kaydırarak asistanların reçete yazma alışkanlıklarını daha geniş bir yelpazede ortaya koymayı amaçladıklarını da ifade etti.
Kaynak: www.ama-assn.org/amednews