Sütte antibiyotik tartışması: Numunelerin binde biri bile değil

Antibiyotik kalıntısının hayvanlar hastalandığında onların tedavi edilmesinde kullanıldığını belirten Eker, çok nadir durumlarda bunların içinde hâlâ antibiyotik kalıntısı bulunan sütlerin ise toplatıldığını kaydetti. Eker, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı arasında ağaçlandırma protokolü imzalanmasının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Eker bir gazetecinin sütte kanser ve siroza yol açabilen antibiyotik kalıntılarına rastlandığına ilişkin haberleri hatırlatması üzerine, "Bu çok insafsızca bir şey, çok üzüldüm bir gazetede gördüm. Antibiyotik kalıntısı bulunan sütler toplanabiliyor, işlenebiliyor, sanayi sütü haline gelebiliyor. Ancak bu binde bir bile değil, yani bin tane örneğin içerisinde 1 tane bile değil. Ama bu dünyanın hiçbir yerinde yüzde 100 mutlaka sıfır değerine zaten sahip değil. Biz tabii bize sorulduğunda zaman zaman (rastlanabiliyor) dedik. Ama bunu piyasadaki sütler kanserojen veya aflatoksin var diye verilmesi gerçekte Türkiye adına, çiftçisi, üreticisi, tüketicisi, gıda sanayii adına insafsızlık, doğru değil." değerlendirmesinde bulundu.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker, "binde bir bile değil" ifadesinin her bin tanesinde 1 tanesi anlamına gelmediğinin altını çizerek "Bunun istatistiki olarak kaydında binlerce örnek alıyorsunuz bunun içinden bir tane ya çıkıyor ya çıkmıyor demek." dedi. Böyle bir durum tespit edildiğinde de bunlarla ilgili işlem yapıldığını vurgulayan Eker, bu tip durumlarda ağır cezalar verildiğini, örneğin sütte antibiyotik tespit edildiğinde 10 bin lira ceza verildiğini, bu tip sütler tespit edildiği anda zaten imha edildiğini kaydetti. İnsanların uzun süre tekrarlanan sürelerde antibiyotikli süt içmeleri durumunda o antibiyotiğe karşı bir direnç gelişebildiğine işaret eden Eker, "Ama sık sık belirli bir miktar tüketildikten sonra kuşkusuz. Bunun da önüne geçmek gerekiyor. Bu binde bir ihtimali bile biz elimine etmeye çalışıyoruz, endişe edecek o konuda bir şey yok. Bizim getirdiğimiz yeni mevzuat AB ile de uyumlu. Yani Brüksel'de neyse Bursa'da o, Amsterdam'da neyse Ankara'da o. Hiç bundan endişe etmeyin." değerlendirmesinde bulundu.