Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi ve Türk Hemşireler Derneği iş birliği ile gerçekleştirilen 8. Uluslararası 19. Ulusal Hemşirelik Kongresi, dün Ankara’da başladı.
Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen kongrede mdünyanın her yerinden alanında uzman isimler bir araya geldi. Küresel ve ulusal krizlerin art arda yaşandığı, kriz yönetiminde ve küresel sağlığa ulaşmada hemşireliğin baş aktörlerden biri olduğuna işaret edilen kongrenin teması, bu yıl “Yarına kim kalacak?” olarak belirlendi. Hacettepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şahap Armağan Tarım, kongrenin açılış konuşmasını yaptı.
Cumhuriyet'ten Merve Kılıç'ın haberine göre; Tarım, “Fakültemizin ev sahipliği yaptığı kongrenin temaları, sağlık alanında gösterdiğimiz benzersiz çalışmalar göz önüne alındığında zamanlama bakımından son derece kritiktir. Bu bağlamda küresel krizlerde sağlık yönetimi, göç ve hemşirelik gibi konular ele alınacak; dijital teknolojilerin entegrasyonu tartışılacaktır” dedi.
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Leyla Özdemir de “Gelişmiş ülkelerde hasta randevu kuyruklarının uzadığı, acil durumlara akut durumlarda müdahale edilemediği, yetişmiş sağlık insan gücünün ülkemizden talep edildiği düşünüldüğünde ülkemiz; sağlık sistemi kurgusunun başlangıçta doğru ve yerinde bir temele dayandırıldığı ve bu temelle kriz durumlarında sağlık sisteminde bir aksam yaşanmadığı görülmektedir” dedi.
“Sosyal yapıda hızlı bir değişim var”
Türk Hemşireler Derneği Başkanı ve kongrenin Eş Başkanı Doç. Dr. Azize Atlı Özbaş da konuşmasında “Türk Hemşireler Derneği, cumhuriyet tarihinin ilk sivil toplum kuruluşlarından biridir. 1933 yılında kurulmuştur ve 1940’lı yıllardan itibaren kamu yararına dernek statüsü taşıyan bir örgüttür. Tüzüğümüzün ilk maddesi ‘Yaşamın temel amacının üretmek olduğu varsayımına dayanılarak üretmek için gerekli fiziksel, ruhsal ve sosyal şartların sağlanması için çalışmak’tır. Bu şartların sağlanması için sağlıkla ilgili alanlardaki bütün gelişmeler bizim ilgi alanımızdır” dedi.
Kriz çağı olarak tanımlanan bir toplumda yaşanıldığını kaydeden Özbaş, “Dünyaya baktığımızda iklim krizinin, ekonomik krizlerin, sosyal krizlerin, sağlıkla ilgili pandemilerin ön planda olduğu, giderek genişleyen çatışma alanlarının olduğu, yanı başımızda savaşların devam ettiği, ülkemizde 5 milyondan fazla göçmenin, 150 milyondan fazla da kayıtsız göçmenin bulunduğu dünyada yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Özbaş, “Ülkenin sosyal yapısında çok hızlı bir değişim var. Deprem gibi çok büyük bir felaket yaşadık. Pandemi gibi küresel bir krizin hemen peşinden meydana geldi. Bunlara uyum sağlamaya çalışırken Dünya Sağlık Örgütü, maymun çiçeği virüsünü dünyanın halk sağlığı sorunu ve acil olarak harekete geçilmesi gereken bir durum olarak ilan etti. Krizler çağının gereği olarak bireyin toplumun ve ailenin sağlığından sorumlu olan mesleğin üyeleri olarak nasıl bir yol haritası çizmemiz gerekiyor fikrinden yola çıkarak bu kongrenin temasını oluşturduk” diye konuştu.
“Sorgulayan meslek grubu olmayı arzuluyoruz”
Kongrede kendilerini ve çevrelerini masaya yatırmak istediklerinin altını çizen Özbaş, “Küresel bazda olan bu değişimlerde neler yapacağımızı tartışalım istiyoruz. İlk adım bütün paydaşlar bir araya gelebilmeyi öğrenmekti. Bugün uluslararası düzeyde katılımcılarımız var. Küresel krizlerle ilgili deneyimlerini paylaşacaklar. Sağlık Bakanlığından katılımcılarımız olacak” açıklamasını yaptı.
Özbaş, “Soran, sorgulayan, analiz eden, mesleki değerlerinin farkında olan, eleştirel bakan, birilerinin sağ kolu ve nesne değil; özne olan, yaptığı işe sahip çıkan bir meslek grubu olmayı arzuluyoruz. Forumda sizlerin konuşmasını, tartışmasını umut ediyoruz” dedi.