Kansere karşı doğru beslenme yöntemlerini sıralayan Prof. Dr. Egehan, alınan gıdaların hep inorganik ve potansiyellerini artırmak için ölçüsüzce hormon verilen gıdalar olduğunu söyledi. Yanık kırmızı ete dikkat edilmesi uyarısında bulunan Prof. Dr. Egehan, “Kırmızı et, şu an için kolon kanserindeki bir numaralı etken. Aşırı derecede kırmızı et tüketmek, mide ve meme kanserinde de önemli rol oynuyor. Özellikle kırmızı eti yanık olarak tüketmek! Kırmızı etin tehlikeli olmasının nedeni ise şu, hayvanlara süt versin diye ya da hızla gelişsin diye büyüme faktörü veriliyor. Bu büyüme faktörü doğrudan doğruya hayvanın sütünde ve etinde birikiyor. Ve bunu yediğimiz zaman biz de büyüme faktörünü almış oluyoruz. Bununla beraber hayvan, zehirli otlaklarda otluyor. Çünkü biz buralara tarım ilaçları atıyoruz” dedi.
Çocukların beslenme şartları ile ilgili de konuşan Prof. Dr. Egehan, “Maalesef çocuklarımızın beslenme şartları çok kötü. Fast food yiyenler üzerine yapılan bir çalışmada, haftada üç kereden fazla fast food yiyen çocuklarda beyin tümörü, lenfoma ve lösemide üç kat artış olduğu tespit edilmiş. Kızartılmış yağlar, aldığı patates kızartmasını adam yedi kez aynı yağda kızartıyor. Bir kullanımda atılması gereken yağ doğrudan kanserojene dönüşüyor ve kızartmalarla çocukları zehirliyorlar. Çocuklara demek ki kanser riski daha çocukluktan itibaren artmaya başlıyor” diye konuştu.
“SEBZE TÜKETİMİ ARTIRILMALI”
Çocuklara sebze tüketiminin aşılanması durumunda kanser riskini büyük oranda azaltabileceklerini ifade eden Prof. Dr. Egehan, “Yeşil terbiye demek; her yediği kırmızı ete karşılık beş veya 7 kat yeşil sebze ve meyve alması. Çocuklarımıza balık terbiyesi de vermeliyiz, balık yemeyi öğretmeliyiz. Ama tabii doğru balığı seçmeliyiz! Mesela, Marmara denizinde dip balığı yememeliyiz. Çocuklarımızı fast fooddan uzak tutmalıyız, spor yaptırmalıyız. Meyve yemeye alıştıralım. Ama bunların organik olanlarını tercih edelim. Bol miktarda sebze ve meyve tüketmeyi öğrensinler” ifadelerini kullandı.