Üstelik bu hastalıklarda problem sadece ilaç saatini ertelemek değil. Uzun süren açlık sonrası kan şekerinin düşmesi, sıcak ve susuzluğun etkisi ile vücudun sıvı kaybetmesi gibi sorunlar da bu tip hastalıklarda hayati tehlikeye neden olabiliyor.
Periyodik olarak ilaç kullanan diyabet ve tansiyon hastalarının oruç tutmamaları gerekiyor. İlaç kullanmayanların da beslenme alışkanlıklarına çok dikkat etmesi şart.
Beslenme alışkanlıklarından doğrudan etkilenen bu tip hastalıklarda kişinin vücuduna meydan okumaması gerekiyor. Özellikle düzenli olarak ilaç alması gereken diyabet ve yüksek tansiyon hastalarının oruç tutmasının sakıncalı olduğu biliniyor. Oruç tutmak için ilaçlarını almaktan vazgeçmeleri ya da periyodlarını değiştirmeleri ise hayati risk taşıyor. Bununla birlikte diyabet ve yüksek tansiyon hastalarının ilaçlarını periyodik olarak ayarlayabilmesi de oruç tutmaları için yeterli değil. Çünkü bu tip ilaçların uzun süren açlık dönemlerinden sonra alınmamasıgerekiyor ve idrar sökücü özellikleri sıvı kaybını artırabiliyor.
Şeker hastalığının başlangıç seviyesinde olan ve ilaçsız bir şekilde, sadece diyet ve egzersizle şekerinin kontrol altına alabilen hastalar ise doktor kontrolünde olmak şartıyla oruç tutabiliyorlar.
Beslenmeyle doğrudan ilişkili
Diyabet ve tansiyon hastalığı beslenme düzeni ile doğrudan ilişkili iki hastalık. Bu nedenle Ramazan ayı bu hastalar için dikkat edilmesi gereken bir dönem. Fakat bununla birlikte hastanın oruç tutmasını sakıncalı kılan başka hastalıklar da mevcut.
Kalp, böbrek, diyaliz, karaciğer hastaları ve kanser hastalarının da oruç tutmaları sakıncalı. Özellikle diyalize giren böbrek hastalarında, su dengesi çok önemli olduğu için hayati tehlikeye yol açabilen sorunlar yaşanabiliyor.
Tatlı yerine meyve
Ramazan’da tatlı tüketimi diyabet hastaları için tehdit oluşturuyor.
Diyabet hastaları güllaç gibi iftarlardan sonra servis edilen tatlılar yerine meyve yemeyi tercih etmeli.Şeker oranı, insülin endeksi yüksek olan meyveler daha dikkatli ve az tüketilmelidir. Örneğin:
*1 kutu light süt (200 ml) +1 meyve ya da 3 kayısı ya da erik+2 tam ceviz
*½ paket light bisküvi+1 su bardağı ayran.
Nefsinize yenik düşerseniz...
Besin değeri düşük, boş enerji kaynakları olan şekerli ürünler tüketildiğinde kan şekeri ani bir şekilde yükseliyor. Yine de nefsinize yenik düşüp tatlı yerseniz arkasından mutlaka protein içeriği yüksek besinler almalısınız. Proteinli gıdalar mideden geç boşalarak kan şekerinin hızlı yükselmesini engelliyor.
Sahurda proteinli gıdalar seçmek önemli
Karbonhidratların sindiriminin proteinlere göre daha hızlı ve kolay olması nedeniyle, özellikle sahurda proteinli gıdalar seçmek gerekiyor. Bu sayede daha uzun süre tokluk hissi korunabiliyor ve şeker düzeyi normal düzeyde tutulabiliyor. Su kaybını önlemek için de, sıvı ihtiyacını süt ve ayran gibi hem protein hem kalsiyum açısından zengin sıvılarla sağlamak gerekiyor.
Sakın hızlı yemek yemeyin
Oruç tutan diyabet hastaları gün içinde dinlen- meye alışmış olan sindirim sistemini normal düzeye geçirirlerken dikkatli olmalı ve yiyecekleri yavaş tüketmeli. Acele etmeden, besinler arasında ara vererek, bir öğünü en az 20 dakikaya yaymak diyabet hastaları için önem taşıyor. Aksi takdirde hızlı yemek yendiğinde, kan şekeri çok hızlı yükselmeye başlıyor ve bu durum, hem diyabet hastaları için hem de kilo problemi yaşayan veya kilosunu korumak isteyenler için olumsuz bir durum oluyor.
Sahuru atlatmak sağlığı tehdit ediyor
İlaç kullanmayan diyabet hastalarının oruç tutarken öncelikle yeterli sıvı desteğini sağlaması gerekiyor. Hava sıcaklığı ve sıvı kaybını da dikkate alarak karpuz, kavun gibi su ile birlikte mineral ve vitamin desteği de sağlayan meyveleri bol tüketmelerinde fayda var.
Ayrıca iftar ve sahurda ölçülü yemek yemek, glisemik indeksi yüksek hamurlu, tatlı gıdalardan ve aşırı yağlı besinlerden uzak durmak gerekiyor. İftarla sahur arasında hafif bir ara öğün yapmak da faydalı. Ayrıca diyabet hastalarının kesinlikle sahur yapmadan oruç tutmaması gerekiyor çünkü sahura kalkmamak, aç ve susuz kalınacak süreyi artıracağından vücudun su kaybını artırıyor.
Tansiyon hastaları oruç tutarken beslenmelerine dikkat etmeli
Yüksek tansiyon hastaları da diyabet hastaları gibi genellikle 24 saatte bir ilaç almak durumunda kalabiliyor ve beslenme şekli hastalığın etkilerini önemli ölçüde değiştirebiliyor.
Bu nedenle yüksek tansiyon hastalarının da oruç tutmaya karar vermeden önce sağlık durumlarını dikkate almaları gerekiyor.
Bazı tansiyon ilaçlarının içinde idrar söktürücü bir madde bulunuyor bu nedenle sıvı kaybı da artıyor.
Sıvı kaybı ciddi hipotansiyon ve hipertansiyon ataklarına neden olabiliyor. Bunun yanında, ilaç periyodunu sağlıklı bir şekilde ayarlayabilseler bile, orucun verdiği açlıkla stres hormonları yükseleceğinden ciddi tansiyon yükseklikleri de yaşayabiliyorlar. Bu nedenle ilaç kullanan tansiyon hastalarının da oruç tutmaları sakıncalı olabiliyor.
Oruç tutabilen tansiyon hastalarının da Ramazan ayında beslenmesine daha da önem göstermesi gerekiyor.
En önemli tedbir aşırı tuzla gıdalardan kaçınmak. Bununla birlikte gereğinden fazla yemek yemek, ağır yağlı yiyeceklerden uzak durmak ve hafif sebze yemeklerini tercih etmek de önemli.
En büyük 2 neden şeker ve tansiyon!
Türk Böbrek Vakfı, Ahmet Ermiş Diyaliz Merkezi Başhekim Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Bilal Görçin; “Böbrek yetmezliği ile ilgili sebeplere bakıldığında en büyük iki hastalık şeker ve tansiyondur. Bizim ünitemizde hemodiyalize giren 250 hastanın 150’si şeker ve tansiyonun sebep olduğu böbrek yetmezliğidir” dedi.
Görçin şöyle devam etti: “Bu hastaların bir kısmı diyaliz hastası olur. Şeker ve tansiyon ne kadar iyi kontrol edilirse böbrekler o kadar az etkilenir.
Sağlıklı insanların da bu amaçla özellikle tuzdan ve şekerden uzak durması gerekmektedir. Ailesinde yüksek tansiyon ve şeker olan kişilerin aralıklı tetkik yaptırması, diyete dikkat etmesi ve her iki hastalığı ortaya çıkaran obeziteden kaçınması gerekir.”