Yozgat Devlet Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Veli Kurt, anne ve babaların çocuklarına ilgi göstermesini, onların yeteneklerini keşfetmelerine yardımcı olduğunu, aksi takdirde ilgisizliğin onların yeteneklerinin körelmesine neden olacağını söyledi.
Yozgat Fatma Temel Turhan Bilim Sanat Merkezi toplantı salonunda Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Veli Kurt tarafından ailelere yönelik 'Üstün ve Özel Yetenekliler ile Yaşamak' konulu seminer verildi.
Seminerde, anne ve babalara önemli uyarılarda bulunan Dr. Kurt, "Çocukların anne ve babaları, öğretmenleri, arkadaşları, bu çocuklara gerekli alakayı gösterir, sabırla onları dinler ve motive ederlerse, kendilerinden beklenen performansı gösterirler. Aksi takdirde ilgisizlik, hor görülme ve baskı gibi sebepler yüzünden yetenekleri körelir. Her 100 çocuktan en az ikisinin üstün zeka veya özel yeteneklere sahip olduğu bilinmektedir. Bu tür çocuklar, diğerlerine göre daha erken yasta konuşma, okuma ve yazmayı öğrenirler. Doymak bilmez meraklarıyla sürekli yeni şeyler öğrenme azmi taşırlar." dedi.
Çocuk, üç yaşındayken temel dört işlemi yapabiliyorsa, dört yaşından önce kendiliğinden okumaya başladıysa, bu çocuğun üstün zekalı olduğu, ölçüm yapmaksızın uzmanlar tarafından söylenebildiğini kaydeden Dr. Kurt, "Buna benzer olarak, üç yaşında her türlü müzik aletini çalabilen ya da olağanüstü resim yapabilen bir çocukta da olağanüstü müzik ve resim yeteneği bulunduğu apaçık ortadadır. Bu türden çocuklar okul sistemi içinde kolaylıkla tanınır. Üstün veya özel yetenekli çocukların yeteneklerini geliştirerek, kapasitelerini en üst düzeyde kullanmalarını sağlamak, ülkemizin bugünü ve geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.
Muhakeme ve problem çözme yetenekleri gelişmiştir. İlgi ve dikkat süreleri uzundur. Hafızaları güçlü olduğu için önemli detay, kavram ve prensipleri unutmazlar. Çok fazla soru sorarlar. Farklı farklı konularla ilgilenirler. İnsana, hayata ve kainata yakın bir alaka duyarlar. Rutin ödevlerden çabuk sıkılırlar. İşleri kendi bildikleri gibi yapmak isterler. Sınıfta çok fazla dikkat çekebilirler. Okuldaki derslerini fazla çaba harcamaksızın takip edebildikleri için, öğrenim hayatları boyunca uzun süreli, düzenli ve planlı ders çalışma alışkanlığı kazanamazlar." diye konuştu.
Çocukların istek ve taleplerinin aileleri tarafından dikkate alınması gerektiğinin altını çizen Kurt, "Çocukların duyguları beslenmezse, toplum dışında kalabilir, hatta suça meyilli hale gelebilirler. Normal sınıf ortamında onların meraklı sorularına, sorguladıkları çözüm yöntemlerine cevap verilmezse problemli bir çocuk durumuna gelebilirler. Bu çocukların erken yaşlardan itibaren yeteneklerinin gelişmesi ve yeşermesi için özel ve değişik uygulamalar hazırlanmalıdır. Çevresindeki insanların üstün veya özel yetenekliliğe gösterdiği tepkiler ve kendisi ile ilgili hissettikleri, onu duygusal olarak yıpratabilir. Üstün zekâlı çocuklar, ebeveynleri tarafından sevilmelerinin nedeni olarak başarılı ve yetenekli olmalarını görürler. Bu nedenle de sürekli başarılı ve en iyi olma kaygısı taşırlar ki bu durum, kendilerinde huzursuzluk ve güvensizlik yaratır. Öğrenim hayatları süresince, yeteneklerinden yararlanabilecekleri ve kendilerini gösterebilecekleri bir eğitim modeliyle karşılaşamazlar ve çevresi tarafından desteklenmezlerse, geliştirme imkânı bulamadıkları yeteneklerinden hiçbir zaman yararlanamama gibi bir riskle karşılaşmaları mümkündür." şeklinde konuştu.
Ebeveynlerin, çocukların yeteneklerinin körelmemesi için her konuda titiz davranmaları gerektiğini söyleyen Kurt, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu riskle karşılaşmamak ve yeteneklerinin atıl duruma düşmemesi için öğrencilerin, erken tanılanmaya ihtiyaçları vardır. ebeveynler, bu özellikteki çocukların öğretmenlerinin seçiminde titiz davranmalıdırlar. Her çocuk gibi, üstün zekâlı çocuklar da fiziksel aktivitelerle ilgilenmeye ihtiyaç duyarlar. Diğer çocuklara sağlandığı gibi; koşmak, zıplamak, atlamak, tırmanmak gibi basit eylemlerden salıncakta sallanmak, top oynamak, bisiklete binmek gibi oyunlara ve futbol, basketbol, voleybol, yüzme gibi sportif faaliyetlere kadar pek çok fiziksel etkinlikle diğer çocuklarla birlikteyken ilgilenebilme imkanı sağlanmalıdır."