Türkiye ilaç sektörüne yönelik Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) ve Avrupa İlaç Endüstrileri ve Birlikleri Federasyonu (EFPIA) desteğiyle IQVIA tarafından hazırlanan rapor yayımlandı. Raporda, Türkiye’deki sağlık harcama tutarlarındaki değişimler dikkati çekti. Rapora göre, Türkiye kişi başı cari sağlık harcamasının GSYH’ye olan yüzde 3,7 ile OECD ülkeleri içinde son sırada yer aldı. Ayrıca, kişi başı cari sağlık harcaması 1,66 dolar ile sondan ikinci sırada bulunuyor. Ayrıca, son yıllarda kamu tarafından karşılanan sağlık harcamasındaki düşüş de dikkati çekti. 2000 yılında cari sağlık harcamalarının yüzde 61,7’si kamu tarafından karşılanırken bu oran genel sağlık sistemi sonrası 2009’da yüzde 80,5’e çıktı. Ardından yüzde 77-79 aralığında devam ederken, 2022 yılında yüzde 45,2’ye geriledi. Yine OECD ülkeleri kıyaslamasında Türkiye bin kişiye düşen hekim sayısı binde 2,9 ile sondan ikinci sırada yer alırken, hastane yatağında bin kişiye 3,1 yatak ile 22. Sırada yer aldı.
Ekonomim'den Mehmet Kaya'nın haberine göre; bin kişi başına ölüm ise 969 kişi ile Türkiye’de OECD ortalamasının üzerinde gerçekleşerek bu grupta 11. sırada oluştu. Türkiye’nin en olumsuz verisi ise bebek ölümlerinde görüldü. 1 yaşının altında 1000 bebekte ölüm Türkiye’de 9,1 ile OECD içinde en yüksek 4 oran oldu.
İlaç pazarında Türkiye’nin yeri
Türkiye’nin 2023 verilerine göre küresel ilaç pazarındaki sıralaması 10,3 milyar dolar ile 19. Sırada oluştu. Küresel ilaç pazarı büyüklüğü içinde ilk 20 ülkenin payı yüzde 87,3 olarak belirlendi. Tutar bazında ilaç Pazar büyümesi ilk 20 ülkede yüzde 8,8 olmasına karşılık, Türkiye’nin büyümesi yüzde 32,7 olarak gerçekleşti. Türkiye’nin küresel pazardaki payı ise yüzde 0,6 olarak belirlendi.
Şirket bazında küresel ilk 50 büyük ilaç firmasının Türkiye pazarındaki payı yüzde 48 olarak belirlendi. Bu oran ile Türkiye, küresel büyük firmaların Pazar payının görece düşük olduğu ülkeler arasında yer aldı. Patent koruması devam eden ilaçlar dikkate alındığında da bu kapsamdaki ilaçların Türkiye pazarı içindeki payı yüzde 14 ile en düşük olduğu üçüncü ülke olarak yer aldı.
Son dönem öne çıkarılan biyoteknolojik ilaçlarda da Türkiye’nin Pazar büyüklüğü 1,6 milyar dolar olarak belirlendi. Seçilmiş ülkelere göre yapılan kıyaslamalarda, bu alanda ABD pazarının büyüklüğünün 300 milyar doların üzerinde olduğu vurgulandı. Rapora göre Türkiye’de halen 130 referans biyoteknolojik ilaç, 25 adet biyobenzer olmak üzere toplam 155 biyoteknolojik ürün satışta bulunuyor. Genel ilaçlarda Türkiye’de görece jenerik ilaçların ağırlığı yüksek olsa da biyoteknolojik ilaçlarda Türkiye’deki biyobenzer ilaç ağırlığının yüzde 9 olduğu, bu alanda Birleşik Krallık, Almanya, Fransa, İtalya, İspanya’dan oluşan grubun yüzde 14 biyobenzer ilaç payına eriştiği belirlendi.
Pazar büyüklüğünde Dolar bazında yükseliş gözlendi
Raporda, daha önce sektör tarafından dile getirilen, ilaç fiyatlamasında ayrı bir kur uygulanmasının Türkiye’de 2022’de yüksek kur artışı nedeniyle dolar bazında pazarın küçülmesine yol açtığı ancak 2023’te kur artış hızının yavaşlaması nedeniyle gerçek kur-ilaç için uygulanan kur arasındaki makasın açılma hızının düştüğü; bu nedenle de 2023’te OECD içinde Türkiye pazarının yüzde 32,7 ile en hızlı Pazar büyümesini gördüğü kaydedildi. Kutu bazında büyümenin ise yüzde 3,5 olduğu belirlendi. Türkiye’de ortalama kutu fiyatlarının ise 3,3 dolar ile gelişmiş Avrupa ülkelerinin oldukça gerisinde olduğu belirtildi.
Denetlenmeyen satışlar yüzde 12 milyar TL
Türkiye’de satılan ilaçların TL bazında satış kanallarına yönelik olarak bilgi verilen raporda, Türkiye’de ilaçların 207 milyar TL’sinin eczanelerden, 25 milyar TL’sinin hastanelerden satıldığı, 12 milyar TL’lik ilacın da denetlenmeyen kanallardan satıldığının tahmin edildiği vurgulandı.
Yenilikçi ilaçlara erişim
Türkiye’de ilaç sektörü tartışmalarında öne sürülen unsurlardan biri olan fiyat belirleme mekanizmasının firmaların yeni ürünlerini getirmede çekingen davranması iddialarına yönelik bir veri de raporda yer aldı. Raporda, Türkiye’nin yenilikçi tedavilere (yeni tür ilaçlara, yeni ilaçlara) erişim istatistiklerine yönelik olarak, “2019-2022 yılları arasında EMA’dan ruhsat onayı alan 167 yenilikçi tedavi değerlendirilmiştir. Bu tedavilerin ülkelerdeki erişim oranları incelendiğinde, 147 ilacın erişilebildiği Almanya yüzde 88 erişim oranı ile ilk sırada yer almış, onu takip eden İtalya, Avusturya, İsviçre gibi gelişmiş ülkelerde yenilikçi ilaçlara erişim oranı yüzde 70’in üzerinde olmuştur. Çalışma kapsamında incelenen yenilikçi tedavilerden 6’sına erişim sağlanabilen Türkiye, yüzde 4 erişim oranı ile incelenen ülkeler arasında Malta ile birlikte erişimin en düşük olduğu ülke olmuştur” bulgusuna yer verildi.
Raporda ayrıca, her bir yıl yeni ruhsat alan ilaçların Türkiye’de aynı yılda erişim oranına yönelik bilgi de verildi. Buna göre 2018’de yeni ruhsat alan ilaçların Türkiye’de varlığı yüzde 20 seviyesindeyken, bu oran 2023’te yüzde 4’e indi. Benzer şekilde nadir hastalıklar için yeni ruhsat alan ve literatürde “yetim ilaç” olarak adlandırılan ilaç grubunda, yeni ruhsat alan ilaçlara Türkiye’de erişimin çok düşük düzeyde kaldığı da belirtildi.
Türkiye’de satılan ilaçların kutu bazında yüzde 88’inin, değer bazında ise yüzde 57’sinin yerli üretim olduğu raporda yer aldı. Kutu bazında yerli ürün satışının 2023’te bir önceki yıla göre yüzde 7, TL değer bazında ise yüzde 104 büyüdüğü, 2023 yılında Türkiye ilaç pazarında yerli üretim ilaç satışlarının yaklaşık yüzde 36’sının referans ilaçlardan oluştuğu ve bu kapsamdaki satışların yüzde 98 büyüme gösterdiği kaydedildi.
Türkiye ihracat pazarında 28. Sırada
Türkiye’de üretilen ilaçların dış satışında 2023’te 2,2 milyar dolar ile dünyada 28. Sırada yer aldığı belirtilen raporda, ihracatın GSYH’ye oranının da yüzde 0,2 seviyesinde bulunduğu belirlendi. Türkiye’nin ithalatta ise 29. Sırada bulunduğu raporda yer aldı.