MEDİMAGAZİN - Çalışma, 10.000'den fazla kişiyi incelemiş ve COVID-pozitif hastaların hiçbir belirti bildirmeyenlere kıyasla tat yoğunluğunda %21, koku yoğunluğunda %47 ve oral tahriş yoğunluğunda %17 azalma bildirdiklerini ortaya koydu.
Sadece koku değil
Daha önce yapılan çalışmalarda COVID-19'un tat üzerindeki etkileri konusunda çelişkiler yaşanmış ve ağırlıklı olarak koku kaybına vurgu yapılmıştı. Bu yeni araştırma, koku duyusundan bağımsız olarak tadın da büyük ölçüde etkilendiğini vurgulayarak virüsün daha az bilinen bir etkisine ışık tutuyor.
Katılımcılardan kahve, şeker, sofra tuzu gibi ev eşyalarının ve kafur ve wasabi gibi nazal ve oral tahriş edici maddelerin koku ve tat yoğunluğunu derecelendirmeleri istendi. Bu yenilikçi yaklaşım sayesinde çalışma, COVID-pozitif bireylerde saf tat uyaranlarının yoğunluğunun azaldığını göstererek tat üzerindeki etkileri koku üzerindeki etkilerden ayırmayı başardı.
Çevrimiçi, ev tabanlı testlerin etkili olduğu kanıtlandı
Bu büyük çalışma, pandemi sırasında vurgulanan çevrimiçi, ev tabanlı kemosensör testinin etkinliğini de vurguladı. Araştırmacılar, binlerce katılımcının kimyasal duyularının keskinliğini takip etmelerine olanak tanıyan basit, invazif olmayan, kendi kendine uygulanan bir test kullandılar.
Başarısına rağmen ekip, kendi kendine raporlamanın COVID-19 nedeniyle koku veya tat kaybı yaşayan önemli sayıda kişiyi hesaba katmayabileceği konusunda uyarıyor.
Rutin test için arayın
Araştırma ekibi, COVID-19 ve diğer nedenlerden dolayı kemosensoriyel etkiler yaşayan tüm hastalar için rutin koku ve tat testi yapılmasını savunuyor. Bu, COVID-19 ve diğer patojenlerin tat ve koku alma duyularımızı nasıl etkilediğinin anlaşılmasını derinleştirmeye yardımcı olabilir ve müdahalelerin geliştirilmesinin önünü açabilir.
Çalışma, virüsü ve insan vücudu üzerindeki etkilerini anlamamızda, özellikle de daha önce yeterince çalışılmamış ve yanlış anlaşılmış bir konu olan tat alanında ileriye doğru atılmış önemli bir adımı temsil ediyor.
Bulgular, Chemical Senses dergisinde yayınlandı.
