Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı, dün yaptığı açıklamada artık pandeminin bittiğini söyleyerek “Tabii ki başka virüsler, pandemiler dünyada görülebilir. İklim değişikliği, globalleşen dünyada 3 yılda, 5 yılda bir farklı pandemiler görülebilir ama koronavirüs anlamında artık pandeminin sonuna geldik. Vaka sayılarımız da haftalık olarak kat kat düşmeye başlayacaktır. Hayatını kaybeden vatandaşlarımız üzücü olarak sabit sayılı biraz daha devam edebilir" demişti.
Doç. Dr. Savaşçı’nın aksine Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ise salgının bir yerinde olunduğunu ancak neresinde bulunulduğunu kimsenin bilmeyeceğini söyleyerek, "Salgın zaten yapısı gereği böyle düz bir çizgi gibi artışlar, azalışlar göstermediği için dalgalar şeklinde seyrediyor; aynen deniz yüzeyi gibi ama hiçbir zaman o azalma dönemleri, 'Salgın bitti' anlamına gelmiyor. Çünkü genellikle bir bekleme döneminden sonra bu durum da değişiyor. İlk başta bu süreç daha uzundu, birkaç aydı. Bu son dalga olabilir ve bundan sonra vakalar da yavaş yavaş azalarak salgında belirli bir döneme girilebilir. Bu koronavirüsün toplumda ortadan kalkmasıyla da gerçekleşebilir ya da bazı solunum yolu enfeksiyonları yaparak da koronavirüs yaşamına devam edebilir. Bunu da şu an bilmiyoruz çünkü her iki şeklini de gördük. Bunun ardından yeni bir dalga gelme ihtimali var fakat bu dalganın gelme ihtimalini hiç kimse bir veriye dayandırarak söylemiyor çünkü böyle bir veri yok" diye konuştu.
Dünki açıklamasında Doç. Dr. Savaşçı, Omicron´un etkisi ile pandemide son noktaya gelindiğine vurgu yapmış,"İngiltere ve ABD´yi takip ettiğimiz için özellikle tam aşılıların mart ayından itibaren sadece toplu ulaşım araçlarında ve hastalık belirtileri gösterenler dışında maske takılmasına gerek kalmayacağını düşünüyorum. Sadece hapşıran, öksüren, ateş belirtisi olanların maske takarak, etrafa bulaştırıcılığın önlenmesi lazım. Onun dışında vatandaşlarımız aşılıysa maske takmasına gerek yok. 2 yılda herkes nerede, ne yapacağını öğrenmiş oldu. Dolayısıyla artık daha bilinçliyiz. Omicron'da şunu gördük; özellikle aşılılarda gerçekten akciğer tutulumu olmadan, gripten de daha hafif belirtilerle seyrediyor. Dolayısıyla toplumsal huzuru kaçıracak derecede kısıtlamalara gitmenin şu an için anlamı yok. Aşılı ise ve bağışıklık sistemini baskılayacak ilaç kullanmıyor ve 65 yaş üzeri değilse maske takmasına gerek yok, onlar yine kendilerini korumaya devam edecekler" diye konuşmuştu.
Prof. Dr. Ceyhan, ise koronavirüs önlemlerinin kaldırılmasında Batı'nın her zaman örnek alınmaması gerektiğini, her ülkenin kendince bir şeyi idare etmeye çalıştığını belirtti. Yapılan en büyük hatalardan birinin, başka ülkeye bakarak Türkiye'de sonuçlar çıkarmak olduğunu kaydeden Ceyhan, "Örneğin; Delta dalgası başlamadan, İngiliz varyantının oluşturduğu Alfa dalgası azalmaya başlamıştı sonrasında herkes 'İngiltere şu yasakları kaldırdı, maske kuralını gevşetti' deyip sürekli devleti de zorlamaya başladılar, 'Önlemleri kaldırın' diye. Gerçekten de kaldırdık. O dönemde Rus turistleri PCR kontrolü bile yapmadan kabul etmeye başladık. Turistik otellerde maskeleri çıkardık ve sonuç şu oldu; 'Geri dönüp baktık ki İngiltere yanlış yapmış' ve dolayısıyla biz de yanlış yapmışız. Neticede İngiltere, Rusya ve Türkiye vakalarını aşağı indiremeyen 3 ülke olarak kaldı. O halde demek ki her zaman bir Batı ülkesinin yaptığını yapmak iyi sonuçlanmıyor. Zaten mantıken de çok yanlış bir davranış çünkü onlar da sonuçları yeni görüyor biz de yeni görüyoruz. Onlar kadar biz de biliyoruz bu salgınla ilgili verileri ama 'Onlar yapıyorsa doğrudur' şeklinde yaklaşım, bir defa son derece hatalı" dedi. (