Türkiye'nin ilaç sektöründe sahip olduğu büyük potansiyelinin hükümet ve özel sektör arasında yaşanan diyalog eksikliği nedeniyle kullanılamadığını söyleyen dünya ilaç devi MSD'nin Doğu Avrupa, Afrika ve Ortadoğu Kıdemli Direktörü Jeffrey Kemprecos, "İlaç şirketlerinin Türkiye'ye yatırım yapacak hevesi kalmadı" dedi.
Türkiye'nin işleri zorlaştırdığına dikkat çeken Kemqrecos, Avrupa ve ABD'de bir ilacın ruhsat alma süresi ortalama 1 yılken Türkiye'de geri ödeme onayıyla beraber 3 yıl olduğunu söyledi.
MSD'nin Boston'daki araştırma merkezinde yapılan basın toplantısında konuşan Kemprecos, "Dünya ilaç sektörüne yapılan Ar-Ge yatırımları 100 milyar dolara ulaştı. Türkiye bu pastadan sadece 40 milyon dolar alıyor. Türkiye dünya Ar-Ge bütçesinden 1 milyar dolar alabilir. Ancak ruhsatlandırmada büyük problemler var" açıklamasını yaptı. Komprecos, aralık ayında hükümetin ilaç fiyatlarına yüzde 25 oranında yaptığı indirimlerin de Türkiye'ye yapılacak yatırımların önünü kestiğini dile getirdi.
‘Büyümek isteyen Singapur'a baksın'
Rekabetçi bir yapıya sahip olan yenilikçi ilaç ve biyoteknoloji sektöründe Singapur, Çin ve Hindistan gibi ülkelerin öne çıktığına dikkat çeken MSD'nin Boston'da bulunan araştırma laboratuvarlarının başkanı Ruppert Vessey de ilaçta büyümek isteyenlerin bu ülkeleri örnek alması gerektiğini söyledi. Vessey, "Singapur, Çin ve Hindistan'ın öne çıkmasının nedeni devletlerinin bu alanda özel politikalar oluşturması. Singapur sadece ilaç şirketleriyle iletişim kurabilmek için ayrı bir bakanlık oluşturdu. İlaçta büyümek isteyen ülkelere de bu yolu tavsiye ediyoruz" diye konuştu.
Vessey, MSD'nin Ar-Ge yatırımları hakkında da bilgi verdi. MSD'nin 2009 Ar-Ge bütçesinin 7 milyar dolar olduğunu, 2010 yılında ise bu rakamın yüzde 15 oranında artacağını dile getiren Vessey, Ar-Ge merkezinde 350 kişinin gen teknolojisi üzerinde çalıştığını söyledi. Boston'un ABD ilaç sektörünün merkezi haline geldiğini belirten Vessey, Boston'da bulunan Harvard, MIT gibi ilaç sektörüne yetenekli beyinler yetiştiren dünyanın en önemli üniversitelerinden en yetenekli gençleri çekmeye çalıştıklarını ifade etti.
MSD'nin Boston'daki merkezinde kanser hastalığı konusunda araştırmalar yürüten MSD Araştırma Laboratuvarı Biyoloji Programı Sorumlusu Dr. Cem Cüneyt Elbi de Türkiye'nin yatırım çekebilmesi için belirli düzenlemeler yapmasının önemine değindi. Elbi, dünyada MSD gibi büyük ilaç şirketlerinin yanı sıra "melek yatırımcı" denilen bireysel ve kurumsal yatırımcıların bir araya gelip ilaca yatırım yaptığının altını çizdi. Elbi, yenilikçi ilaçların geliştirilmesi konusunda Türkiye'de Ar-Ge ve klinik araştırmalar yapılabileceğini, bu konuda büyük birikimi olduğunu belirtti.
BOSTON, TÜRKİYE İÇİN ÖNEMLİ BİR ÖRNEK
Boston, 700 milyar dolarlık dünya ilaç sektöründen aldığı yaklaşık yüzde 45 pay ile ABD'de ilaç sektörünün kalbinin attığı merkezlerden biri. Massachusetts eyaletinin başkenti olan şehirde Harvard, MIT gibi önemli üniversiteler bulunuyor. Şehirde ilaç sanayi bu okulların çevresinde kümelenmiş durumda. 600'e yakın ilaç şirketine ev sahipliği yapan Boston'da yerel meclis ile özel sektörün arasındaki diyaloğu yürüten ve kaynakların doğru kullanılmasını sağlayan bir de konsey bulunuyor. Milletvekilleri ve özel sektör temsilcilerinin de yer aldığı 22 kişi tarafından yönetilen BİOMAS Konseyi 600 şirketi temsil ediyor. BİOMAS Konsey Başkanı Peter Abair konseyin yaptıklarını şöyle açıkladı: "Biyotekonoloji ve yenilikçi ilaçların gelişimi için birçok politika geliştiriyoruz. Özel sektör ve devlet arasındaki işbirliği çok iyi sonuçlar veriyor. Bu sayede hem meclis yetkilileri hem de sektör temsilcileri iyi bir diyalog kurdu. Bu da Boston'un ilaç sektöründe öncü şehirlerinden biri olmasında en büyük etken."
KANSERDE KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ BAŞLAYACAK
Kanser tedavisinde dünyada artık kişiye özel yöntemler uygulandığını anlatan Cem Elbi, "Her hastanın kendine özgü yapısı ve genetiği vardır. Bu nedenle bir kişide etkili olan tedavi diğerinde işe yaramayabilir. Artık dünyada her hastanın kendi yapısı ve bünyesine özgü tedaviye doğru gidiş var" diye konuştu. Kanser hücrelerinin yenilenmeyi unutarak kendi kendilerini yok edecek bir çalışma üzerinde çalıştıklarını söyleyen Elbi, son çalışmalarına ilişkin şu bilgileri verdi: "İnsan vücudundaki hücrelerin DNA'ları her gün yenileniyor. Mesela güneş altında uzun süre kalan kişilerin hücreleri zarar görür ama bu hücreler yenilenince sağlığın tehlikeye girmesi söz konusu olmaz. Üzerinde çalıştığımız araştırmada bu yenilenme sürecini göz önüne alarak yeni bir yöntem geliştirmeyi umut ediyoruz. Çünkü kanser hücreleri de kendi kendilerini yenileyebiliyor. Eğer hücrelere yenilenmeyi unutturursak kendilerini yok etmelerini sağlayabileceğiz. Bu tedavi kolon, yumurtalık, meme ve prostat kanserinin tedavisinde etkili olacak
REFERANS