Kanal 7’de yaptığımız Başkent Kulisi programında YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’a dönerek, “Hocam” dedim.
“Eski zamanlarda, Sezer’in Cumhurbaşkanı olduğu dönemlerde YÖK, bazen en fazla oy alanlar dururken, gidip en sondaki isimleri aday gösterir, O’da (Ahmet Necdet Sezer) bazen son sıradaki adayı rektör yapardı. Şimdi Sezer’in eleştirildiği o uygulama bugün sizin döneminizde devam ediyor. Bu haksızlık değil mi?”
“Doğru” dedi YÖK Başkanı, bu durumdan huzursuzluk duyduğunu belli ederek.
Ve sonra şu haberi verdi.
“Seçimlerden sonra yeni anayasa hazırlanırken, hem bu konuda, hem de diğer pek çok konuda, YÖK’le ilgili çok önemli değişiklikler olacak”
Peki nasıl değişiklikler olacak.?
Özcan’ın dediğine göre, YÖK rektörlük seçimlerinden tamamen çekilecek.
Bunun yerine Üniversitelerde oluşacak olan Mütevelli Heyeti, o üniversitenin rektörünü seçecek.
Bu şekilde, hem bu tartışmalara artık bir son verilecek, hem de üniversitelerin güncel siyasetle iç içe olması engellenmiş olacak.
Başka planları da var, Yusuf Ziya Özcan’ın.
Şu kadarını söyleyelim nihai hedefi, başında bulunduğu kurumun yetkilerini azaltmak.
***
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, hükümeti kast ederek “YÖK’ü teslim aldılar” suçlamasını hatırlattım YÖK başkanına.
Bu suçlamayı hemen reddetti.
Ve şöyle dedi.
“Biz, sadece hükümetin ya da bir kesimin faydalanması için işler yapmıyoruz.
Yaptığımız işler bütün herkesin faydasına olacak işler. Ayrıca bütün uğraşımız üniversiteleri güncel siyasetten uzaklaştırmak yönünde. Eskiden böyle değildi ne yazık ki. Biz üniversitelerin, siyasetten bağımsız hareket eden ve sadece bilim üreten yerler olmasını istiyoruz.”
***
Program sırasında bir başka önemli konu daha gündeme geldi.
Üniversitelerde ‘kürtçe enstitüleri açılması’ konusu.
Bu konu daha önce Demokratik Açılım bağlamında gündeme gelmiş ve Mardin Artuklu Üniversitesi’nde ‘Yaşayan Diller Enstitüsü’ adıyla bir Enstitü açılmıştı.
O dönem, “buna neden kürt enstitüsü denmedi ve neden kürt demekten çekiniliyor?” gibisinden eleştirilerde yapılmıştı.
Bende bu haliyle bu soruyu yönelttim Yusuf Ziya Özcan’a.
O’da soruma şu cevabı verdi.
“Mardin’deki Üniversite’nin Yönetimi orada sadece Kürtçe değil,, bütün şark dilleri için bir araştırma enstitüsü kurulmasını istiyordu. (Süryanica, Zazaca, Aramice, Arapça, vs.) Bu nedenle buraya bu isim verildi. Ama şimdi Muş’ta Alparslan Malazgirt Üniversitesi’nda Kürt Dili ve Edebiyatı bölümü açılmasına izin verdik. Bingöl’de de Zaza Enstitüsü açılacak. Buna da izin verdik”
***
Demek ki bir tabu daha yıkılmış oldu böylece.
“Ama” diyerek bir endişesini dile getirdi Yusuf Ziya Hoca.
“Bu bölümlerde ders vermek için hoca bulunabilecek mi bilmiyorum.”
***
Üniversiteleri konuşurken konu bir ara, İstanbul Üniversitesi’nde tartışmalara neden olan ‘üst baş arama’ yönetmeliğine geldi.
Özcan, programa girmeden önce benim yanımda İstanbul Üniversitesi Rektörü Yunus Söylet’i arayıp bu konuda bilgi aldı.
Oradaki durum şu:
2005 yılında İstanbul Üniversitesi önünde öğrenci olmayan bazı gruplar, güvenlik güçlerine saldırarak Üniversite’ye giriyorlar. Bunun üzerine o dönem Üniversite Yönetimi savcılıktan tedbir amaçlı bir karar çıkartıyor. Ve güvenlik güçlerine üniversiteye giren herkesin üzerini arama yetkisi veriliyor. Üniversite’ye öğrenci olmayan çeşitli grupların girmesini engellemek amacıyla. Bu karar her yıl yenileniyor.
İÜ Yönetimi, kararın arkasında durmakla birlikte, bu haliyle bu kararın üniversitenin özgür yapısına zarar verdiğini kabul ediyor.
Öğrendiğimize göre önümüzdeki yıl bu karar yenilenirken bu uygulama ‘sınırlı’ hale getirilecek.