Medimagazin logo

Üniversite hocasına sözleşmeli model

Sağlık Bakanı Akdağ, Tam Gün yasasının ardından üzerinde çalıştıkları projeyi anlattı: Mevcut durumda, muayenehanesi olan hoca, üniversitede hastaya bakabiliyor ama döner sermayeden pay alamıyor. Sözleşmeli modelde ise gerekli durumlarda görev yapan öğretim üyesi saat başına 200 ila 400 lira alacak
Kaynak: AKŞAM - Doruk ÇAKAR
Üniversite hocasına sözleşmeli model
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, AKŞAM gazetesinin Ankara Bürosu'nu ziyaretinde Tam Gün yasasından kırsaldaki problemlere, telefonla randevu sistemine kadar birçok alanda yaptıkları çalışmaları anlattı.

- TAM GÜN KONUSU TAMAM: Tam Gün uygulaması artık tamamlanmış bir konu. Bunu kabul etmeyen sadece bin 70 doktor kaldı. Burada, muayenehanesi olan öğretim üyesinin üniversitede hastaya teması yasak değil. Sadece döner sermayeden pay alamıyor. Muayenehanesi olan öğretim üyelerinin gerekli durumlarda görev yapabilmesi için sözleşmeli bir model üzerinde çalışıyoruz. Bu modelde sözleşmeli çalışan öğretim üyesinin saat ücreti 200 ila 400 TL arasında olacak. Ancak bu model özellik arz eden durumlar için geçerli olacak. Bu sözleşmeli model, Tam Gün'ü kabul eden öğretim üyelerini de mağdur etmeyecek. Tam Gün'de çalışan öğretim üyelerinin saat ücreti bu rakamın altında. Ancak kadrolu oldukları için hem sabit ücret hem ek ödeme alıyorlar.

- İMAM VE ÖĞRETMEN DEVREYE GİRMELİ: Sosyolojik engeli aşmada eğitim önemli. Ebelerimiz, aile hekimleri, öğretmen, imam gibi toplum önderlerinin devreye girmesi gerekiyor. Köyün itibar edilen öğretmeni erkeklere anlatabilir ya da imamı vaazda söyleyebilir. Kanaat önderleri devreye girerse, 'ailelerin ikna edilmesi' engelini aşabiliriz.

- KAR ARACI KULLANIYORUZ: İhtiyacı olan hastalarımızın uygun merkezlere nakledilmesi bizim için çok önemli. Şu an köylere ulaşmak için 270 kar aracımız var. Bu araçların ulaşamadığı noktalara da hava ambulanslarıyla müdahale ediyoruz. Biz göreve geldiğimizde anne ölüm 100 binde 70, kırsalda bunun iki katıydı. Hedefimiz anne ölümlerini 2015'e kadar 100 binde 10'un altına indirmek.

- TELEFONLA RANDEVU: Ay sonu itibariyle, İstanbul dahil ülke genelindeki tüm hastanelerde muayene için telefonla randevu alınabilecek. 182 numaralı Merkezi Hastane Randevu Sistemi'yle (MHRS) vatandaşlarımız Türkiye genelinde, Sağlık Bakanlığı'na ait tüm hastanelerden, istediği doktoru seçerek, randevu alabilecek. Sistem 20 saniye içerisinde vatandaşa yanıt veriyor. Uygulamayı Kayseri ve Erzurum'da başlatmıştık, Ankara'nın da olduğu birçok ilde pilot uygulamaları yaygınlaştırdık. Ülke geneline yayılacak. Bu sistemle vatandaş randevu saatinde hastaneye giderek, saatlerce beklemeden muayene olabiliyor.

KAYINVALİDELER İKNA EDİLMELİ

Özellikle hamilelerimiz için uyguladığımız programla doğumuna bir ay 20 gün kalan kadınlarımızı ilçe ve şehir merkezlerinde misafir ediyoruz. Böylece anında müdahale gerektiren durumlarda anne ve bebeğin sağlığı korunuyor. Ancak bu davetimize her 4 kadından biri ya da daha azı geliyor. Önümüzdeki en büyük engel, geniş aile yapısında büyüklerin sözünün geçmesi. Özellikle kırsalda ortak yaşam var. Evdeki büyüklerin kararları geçerli oluyor. Anneanne veya kayınvalideler 'Ben tarlada doğurdum. Siz sosyete oldunuz' diye baskı kuruyor. Bunu yenmeye çalışıyoruz.

182'yi aradık 2 dakikada doktor randevumuzu aldık

BAKAN Akdağ, en iddialı olduğu uygulamalardan Merkezi Hastane Randevu Sistemi'ni, AKŞAM ekibine test ettirdi. Akdağ'ın isteği üzerine, sağlık muhabirimiz Doruk Çakar, 182 numaralı hattı aradı ve beklemeden canlı operatöre bağlandı. 2 dakikaya yakın görüşmede sistem operatörü, istediğimiz devlet hastanesinin ilgili branşından seçtiğimiz doktora randevumuzu verdi

üniversite
hocasına
sözleşmeli
model
Yorum (26)
dr cuneyt gocer
Üniversitede çalışan bir doktorun, dışarıda veya muayenehanede ne işi olur, yok eğer olur diyorsanız, üniversitede ne işi var. Ben anlamakta zorlanıyorum. Bana bunu biri anlatabilir mi?
0
Cevapla
nasreddin hoca
Sayın Bakanda bu tamgün konusu 'idefiks'e dönüşmüş. Onu yaptı yetmedi, bunu yaptı yetmedi; şimdi tam bitti derken yeniden birşeyler başlatıyor. Tamgün dışı muayenehane işleten kendi rakkamıyla 1070 olan öğretim üyesine 'sözleşmeli model' getirecekmiş. Nedir bu sözleşmeli model Sayın Bakan. Bu durumdaki hocanın üniversite kadrosu iptal mi olacak yani hocayı istifa mı ettireceksiniz; emekli edeceksiniz. Ya tamgün ya sözleşmeli model; kırk katı mı kırk satı mı. Şu sözlşemeli modelin içini doldurur musunuz? Sözleşmeli modelde özlük hakları ne olacak. Ben bu grubun içindeyim ve 2 yıl ücretsiz izindeyim. Üniversitede hasta bakmıyorum. Emekli olmama 5 yıl var. Bana ya tamgüne dön ya da seni üniversiteden atıp sözleşmeli mi yapacağız diyeceksiniz. Tamgün dışı muayenehanesi olan hekimlere ilk başta döner sermaye katkılı hiç bir işe elini süremez, hastanın muayenehane-para ilişkisini keseceğiz dediniz. Şimdi size akşam'daki habere atfen hasta bakabilir ama döner sermaye alamaz diyorsunuz. Sayın Bakan KHK'dan önce durum zaten böyleydi. (Bir ara danıştay kararı ile muayenehanesi olan da döner alır şekline döndü;ona tepki olsun diye KHK ile radikal çözüm ürettiniz!!; ama bu KHK'sız çözülebilirdi). Şimdi ise muayenahanesi olan hasta bakar ama döner alamaz diyorsunuz. Eskiden zaten böyleydi ama KHK öyle demiyor" döner sermaye sistemi işinde hiçbir faaliyete katılamaz" buyuruyor KHK. KHK ile sizin son söyleminiz çelişkili. Ben muayenehanemde gördüğüm hastanı ertesi günü endoskpisini üniversitede yapacağım ama döner sermayeden para almayacağım ki zaten almıyorum..Bu söyleminiz KHK'ya ters düşüyor. Şurada 1070 kişi kalmış bunun da yarısı zaten ücretsiz izinli. Hala ne diye uğraşıyorsunuz. Sonuç ve Özet: nedir sözleşmeli model. Beni üniversiteden mi atacaksınız. 5 yılım var erken emekli mi yapacaksınız (sözleşmeli olursam).Sözleşmeli ollduğum üniversiteye niye dönüp hasta bakayım sayın Bakan...Saygılarımla
0
Cevapla
irfan kostun
Sayın Bakan, “Üniversite-muayenehane mekiği” ni durdurmak için lütfen acele ediniz. Çünkü tam güncü öğretim üyeleri ile dalga geçiliyor. Üniversitede tam güncü olanlara “ kalitesiz ve verimsiz” deniliyor. Yıllarca üniversiteyi muayenehaneci öğretim üyeleri sömürdüler. Çoğunluğunun şöhreti bireysel mesleki güç mü? Üniversite hastanesinin olanaklarının ve önceliklerinin emirlerine sunulması mı? Bu çok tartışılır bir konu… Son bir yıl muayenehaneciler, üniversite hastanesini eskisinden daha iyi sömürüyor. “Hastanede hasta muayene edemem “ ifadesi ile hastalar muayenehanelere yönlendiriliyor. Reçeteleri ertesi gün asistanların veya emirlerindeki uzmanların, yardımcı doçentlerin, doçentlerin kaşeleri ve imzaları ile üniversite hastanesinde yazılıyor. Muayenehaneden hoca tarafından hastaneye gönderilen hastalara, muayenehaneci hoca hala sınavlara giren bir güç(tehlike) olduğundan asistan tarafından özel hizmet veriliyor. Onlara özel odalar öncelikle bulunuyor. Tetkikleri en kısa zamanda yapılıyor. Bu hastalara muayenehaneci hoca özel vizit de yapıyor. Muayenehaneci hoca doçentlik ve profesörlük jürilerinde görev aldığından doçent adayı, profesör adayı hocalar tarafından da her zaman itaat görmeğe ve bunlar aracılığı ile de üniversite hastanesini sömürmemeğe devam edebiliyor. Üniversite hastanelerindeki mevcut seçim sistemleri ile yandaşlık, korumacılık bu dönemde en üst düzeyde kullanılıyor. Seçmenine yaranmak isteyen yönetici , tam gün karşıtı beyanatlar vererek, onların moralini üst düzeyde tutuyor. Muayenehanecilere “ne zaman gelirseniz gelin, ne zaman giderseniz gidin , ben sizi görmem, önemli olan yaptığınız iş “ ifadesi kullanan anabilim dalı başkanları bu (dışarıda azınlık, içerde çoğunluk olan ) kitleyi sürekli destekliyor. Üniversite sadece sağlık, eğitim ve hizmet üretse, seçim sistemi olmasa, bu destekler çok rahat ortadan kalkacak. Üniversite hastanesi de çıkan yasaya göre çalışabilecektir.
0
Cevapla
Dr Hakan
O özellikli işleri yapan hocalara verilecek saatlık 200-400 tl lik ücrete o hocalar afedersiniz ama k.çıyla güler. Tam gün tamam derken de ben profesör olarak şu anda "KAYBEDECEK HİÇBİRŞEYİ KALMAMIŞ" durumdayım buraya yorumlarda hissettiğim herşeyi yazarım kimseden korkmam, çünkü artık kaybedecek birşeyim yok ve arkadaşlarımın çoğu da böyle hissediyor. Bundan sonra lehimize ya da aleyhimize ne yaparsanız yapın ne söylerseniz söyleyin hiiiçç ırgalamaz, Sayın Bakanım, takılın kafanıza göre...
0
Cevapla
selim sinirli
Kabul etmeyen 1070 dr var. Diğerleri sanki seve seve kabul etti. Ne yapsın adamlar? Kenarda bir birikim yoksa, çocuğun okulu, kredi ödemesi varsa mecbur kaldı devam etmeye. Ama emin olun hapsi hastaneye lanet okuyarak gidiyor. Şuna inanıyorum, inşallah bu tam gün ucubesi bir gün yok olup gidecek. İnşallah başımıza doktorunun değerini veren, onu yarış atına çevirmeyen kişiler gelecek.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir