Türkiye Acil Tıp Vakfı (TÜAT Vakfı) tarafından 5-8 Kasım 2023 tarihleri arasında Antalya'da 3'üncüsü gerçekleştirilen Uluslararası Acil Tıp Kongresi'ne 17 ülkeden 1000'in üzerinde bilim insanı katıldı.
Acil Tıp kliniklerinde kritik hasta bakımı, toksikoloji ve travma hastalarına yaklaşım gibi konuların güncel bilgilerinin paylaşıldığı ve tartışıldığı kongrede düzenlenen basın toplantısına TÜAT Vakfı Başkanı Prof. Dr. Şahin Çolak ile yönetim kurulu üyeleri Doç. Dr. Abuzer Coşkun, Doç. Dr. Mustafa Çalık, Doç. Dr. Ertuğrul Altınbilek, Prof. Dr. Özgür Söğüt, Doç. Dr. Semih Korkut ile Doç. Dr. Burcu Genç Yavuz katıldı.
Toplantıda acil servislerde yıllık yaklaşık 140 milyona yakın hastanın muayene edildiği kaydedilerek bu sayının, tüm diğer branş poliklinik başvurularının yüzde 30'una tekabül ettiği vurgulandı. Ülkemizde yaklaşık 2 bin 500 acil serviste acil tıp uzmanları, acil tıp asistanları ve pratisyen hekimlerin hizmet verildiği kaydedilerek pandemi ve afetlerde acilcilerin her zaman en ön cephelerde olduğunun da altı çizildi.
"15 gündür kızarıklığı olan hasta acil değildir"
Demirören Haber Ajansı'na açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Semih Korkut, dünyanın birçok ülkesinde acilde bakılan hasta sayısının toplam hastaların binde 5'i kadar olduğuna işaret ederek bizde ise bu oranın yüzde 25'i bulduğunu belirterek, "Acil sayılarımız gelişmiş ülkelerin çok çok üzerinde. Yıllık yaklaşık 140 milyonun üzerinde bir rakam. Bunda tabii ki sağlık hizmetlerine çok kolay ulaşabilmemizin etkisi var. 10-15 gündür vücudunda kızarıklık olan bir hasta, acil servise gelmemeli örneğin. Bunu, bizim halk eğitimiyle anlatmamız lazım. Ben meslek hayatımda tüp bebek yaptırmak için acile gelen 5-6 hastaya denk geldim. Okullarımızda sağlık eğitimi konusunda daha hassas davranılması gerekiyor" dedi.
Yıllık 130 milyondan fazla hastaya hizmet veriyorlar
Toplantıda konuşan TÜAT Yönetim Kurulu ve Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Şahin Çolak, acil tıp uzmanlarının yıllık olarak 130 milyondan fazla hastaya hizmet verdiğini söyledi.
Kongrenin, 17 ülkeden başarılı birçok bilim insanının katılımıyla yapıldığını, burada acil tıbbın birçok konusunu güncel literatür ışığında gözden geçirme fırsatı bulduklarını aktaran Çolak, acil tıbbın geleceğiyle ilgili de birçok konunun tartışıldığını anlattı.
Prof. Dr. Çolak, programda, acil tıp yan dalları konusunun da konuşulduğuna işaret ederek, "Acil tıp ülkemizde yaklaşık 30 yıldır faaliyet gösteriyor. Fakat henüz kurulmuş bir yan dalın olmadığını görüyoruz. Buna mukabil diğer ülkelerde, özellikle ABD'de, diğer Batılı ülkelerde, Orta Doğu'daki birçok acil tıp kliniklerinde acil tıp ihtisasında yan dallarının oluşturulduğunu görüyoruz. Kongremizin bir tartışma konusu da Acil Tıp Ana Bilim Dalı'nın yan dallarının hızlı bir şekilde ivedilikle kurulmasıydı. Acil radyoloji, tıbbi toksikoloji, yoğun bakım yan dalı gibi yan dalların kurulmasında öneriler de ortaya konuldu." diye konuştu.
"Acil tıp" isminin "Acil tıp+kritik bakım" olarak değiştirilmesi talebi
Bir diğer önemli tartışmanın ise acil tıbbın ismiyle ilgili olduğunu aktaran Çolak, şöyle devam etti:
"Çünkü acil tıp uzmanları artık acil tıp kliniklerinde sadece akut hasta bakmıyor. Aynı zamanda kritik hastaların yönetimini de sağlıyor. Birçok acil servisimiz, hastalar yoğun bakıma yatıncaya kadar ki bu süre bazen 2-3 güne kadar uzayabiliyor, yoğun bakım hastalarına da tedavi veriyor ve bu hastaları yönetiyorlar. Bu yönetim sürecinin yasal bir bağlama oturması açısından kongremizde hocalarımızdan acil tıbbın isminin de değiştirilmesi ve 'Acil Tıp+Kritik Bakım' olmasıyla ilgili güncel bir öneri de geldi. Ana bilim dalımızın yan dallarının kurulması ve acil tıbbın isminin değiştirilmesiyle ilgili önerileri kongremiz bittikten sonra Sağlık Bakanlığımızın ilgili organlarına yazılı bir şekilde ifade edeceğiz."
Prof. Dr. Çolak, acillerdeki günlük hasta başvurularının hastanelerin bulunduğu bölgeye ve yoğunluğuna göre değiştiğini belirtti.
İstanbul şartlarında eğitim ve araştırma hastanelerine günlük başvuruların yaklaşık 1000 ila 2 bin 500 arasında değişebildiğine dikkati çeken Çolak, ortalama olarak bu sayının 700'ün altına genellikle düşmediğini bildirdi.
Olası Marmara depremine hazırlık için eğitim verilmesi planlanıyor
TÜAT Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Ertuğrul Altınbilek ise acil tıp uzmanlarının, hastanede çok fazla sayıda hastaya baktıklarını, bunun dışında sahada, özellikle afet durumlarında bölgelere en önde giden ekipler olduklarını belirtti.
Kongrede afetle ilgili toplantılar da yapacaklarını dile getiren Altınbilek, bundan sonraki süreçte temel yaşam desteği ve olası Marmara depremine hazırlık sürecine katkı sağlamak için eğitimler vermeyi de planladıklarını söyledi.
"Yeşil alanda bu kadar hasta bakmamıza rağmen, hasta bakılma süresi de Türkiye'de oldukça kısa"
Vakfın Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Semih Korkut da Türkiye'deki acil servislerin dünyadaki birçok acil servise göre daha yoğun olduğunu kaydetti.
Görev yaptığı Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinin aciline günde ortalama 2 bin 500 hastanın geldiğinden bahseden Korkut, "Dünyadaki birçok ülkede biz bu rakamları söylediğimizde onlar bizim bu sayımızın haftalık ya da aylık olduğunu zannediyorlar." dedi.
Acillerdeki yeşil alanda bekleme süresine ilişkin örnekler veren Korkut, "ABD'nin en büyük hastanesinin birinde yeşil alanda bekleme süresi 4,5 saat. İngiltere'de 8 saat. Türkiye'de, biz 30-40 dakika içerisinde almaya çalışıyoruz, yeşil alanda bu kadar hasta bakmamıza rağmen. Yeşil alandaki bakılma süresi Türkiye'de oldukça kısa. Zaten kırmızı veya sarı alandaysanız hemen muayene oluyorsunuz." şeklinde konuştu.
Hipertansif hastalarda acil durumlarda güncel kılavuz önerileri, koroner arter sendromu güncel tedavileri, vertigo, kuduz, kızamık, solunum yolu enfeksiyonları ile depremde acil yardım gibi konuların ele alındığı kongre 8 Kasım'da sona erecek.
