Medimagazin logo

Tiroid hastalıklarının sıklığı toplumlar arasında farklılık gösteriyor

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Kubat Üzüm, tiroid hastalıklarının görülme sıklığının toplumlar arasında farklılık gösterdiğini ifade ederek, “Tiroid nodülleri oldukça sıktır ve ultrasonografi ile neredeyse her iki kişiden birinde nodül saptanabilir. Hipotiroidi kadınlarda daha sıktır ve sıklığı yaşla birlikte artar; 60 yaş üzerindeki her 10 kadından birinde subklinik hipotiroidi görülür. En sık sebebi Hashimoto tiroiditidir. Hipertiroidi daha nadir görülür.” dedi.
Kaynak: MEDİMAGAZİN
Tiroid hastalıklarının sıklığı toplumlar arasında farklılık gösteriyor
Prof. Dr. Ayşe Kubat Üzüm
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

MEDİMAGAZİN - Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Kubat Üzüm, “25 Mayıs Dünya Tiroid Günü” dolayısıyla Medimagazin'e açıklamalarda bulundu.

1.       Hastaların farkında olması gereken tiroid bozukluklarının yaygın belirti ve semptomları nelerdir?

Tiroid hastalıklarını oldukça sık görmekteyiz. Tiroidin az çalışması (hipotiroidi) veya çok çalışması (hipertiroidi) söz konusu olabileceği gibi bazen de tiroid nodülü veya tiroidin büyümesine ait bulgular ortaya çıkabilir. Halsizlik, yorgunluk, üşüme, kilo almaya meyil, yüz ve göz kapaklarında şişlik, kabızlık, cilt kuruluğu, saçlarda dökülme, unutkanlık, konsantrasyon güçlüğü, uyku hali, kas ağrıları, sesin kabalaşması, cinsel istekte azalma, infertilite, adet düzensizlikleri gibi şikayetlerle gelen hastalarda akla hipotiroidi gelmelidir. Hipertiroidide ise sempatik sistemin uyarılmasına bağlı olarak çarpıntı, sinirlilik, terleme, sıcağa tahammülsüzlük, huzursuzluk, uykusuzluk gelişebilir. Saçta incelme, nemli cilt, kadınlarda adet düzensizliği eşlik eder. Hastalar çok yemelerine rağmen kilo kaybetmekten şikayet ederler. Sistolik hipertansiyon, sinüs taşikardisi ve aritmiler ortaya çıkabilir. Otoimmün tiroid hastalıklarına göz bulguları da eşlik edebilir.

Bazen de öksürük, boğazda takılma hissi, yutma güçlüğü, ses kısıklığı, boğulma hissi gibi bazı bası bulguları ile karşımıza çıkarlar ve bu durumda da nodüler guatr veya basit guatr akla gelir.

2.       Tiroid bozuklukları toplumda ne kadar yaygın ve bunlarla ilişkili belirli demografik özellikler veya risk faktörleri var mıdır?

Tiroid hastalıklarının sıklığı toplumlar arasında farklılık göstermektedir. Tiroid nodülleri oldukça sıktır ve ultrasonografi ile neredeyse her iki kişiden birinde nodül saptanabilir. Hipotiroidi kadınlarda daha sıktır ve sıklığı yaşla birlikte artar; 60 yaş üzerindeki her 10 kadından birinde subklinik hipotiroidi görülür. En sık sebebi Hashimoto tiroiditidir. Hipertiroidi daha nadir görülür. Toplumda aşikar ve subklinik hipertiroidi prevalansı %1,2 civarıdır. Kadınlarda daha sıktır. Çevresel ve genetik faktörler, sigara, aşırı iyot maruziyeti hipertiroidide rol oynar.

3.       Tiroid fonksiyonlarını değerlendirmek ve tiroid bozukluklarını tespit etmek için tipik olarak hangi tanısal testler kullanılır?

Tiroid fonksiyon bozukluğundan şüphe edildiğinde ilk planlanması gereken test serum TSH ölçümüdür. TSH düşük bulunursa sebrest T3, serbest T4 ölçülmelidir. Serum TSH konsantrasyonu yüksek bulunursa sT4, etyolojik değerlendirme amacı ile tiroid otoantikorları (AntiTPO, AntiTg) planlanmalıdır. Ultrasonografi tiroid bezinin kanlanması, parankim ekojenitesi, nodül varlığı ve nodülün vasfının belirlenmesinde yardımcıdır. Sintigrafi ise tiroid hormon fazlalığının sebebini belirlemede ve sıcak-soğuk nodül ayrımında yol göstericidir.

4.       Bir tiroid bozukluğu teşhis edildiğinde, mevcut tedavi seçenekleri nelerdir? Spesifik bozukluğa bağlı olarak nasıl farklılık gösterirler?

Tedavi, tiroid bozukluğunun ne olduğu ile ilişkili olarak değişir. Aşikar kalıcı hipotiroidinin tedavisi ömür boyu levotiroksin yerine koyma tedavisidir. Levotiroksin ile hedef TSH aralığı sağlanmaya çalışılır. Tirotoksikozun tedavisi de tiroid hormon fazlalığının sebebine göre değişir. Graves hastalığı, toksik multinodüler guatr, toksik adenomda antitiroid ilaçlar ile tiroid hormon sentezi inhibe edilir. Graves hastalığında hastaların bir bölümünde remisyon sağlanabilirken toksik multinodüler guatr ve toksik adenomda remisyon beklenmez ve hasta özellikleri de dikkate alınarak tiroid cerrahisi veya radyoaktif iyot ile kalıcı çözüm planlanır. Subakut tiroidit ise non-steroid antitinflamatuvar ilaçlar, gerek duyulursa glukokortikoidler ile tedavi edilir.

5.       Tedavi edilmeyen tiroid bozukluklarının bazı potansiyel komplikasyonları veya uzun vadeli etkileri nelerdir?

Hipertiroidi tedavisiz kalır veya kontrol altına alınamaz ise kalp yetmezliği, ritim problemleri, sarkopeni, myopati, osteoporoz, psikiyatrik problemler gelişebilir. Yaşlı hipertiroid hasta, hipertiroidiye ait hiçbir bulgu olmaksızın atriyal fibrilasyon, kalp yetmezliği, nefes darlığı ile karşımıza çıkabilir. Bu durum apatetik hipertiroidi olarak adlandırılır. Hipertiroidi kontrol altına alınmaksızın araya giren bir cerrahi işlem, enfeksiyon, myokard enfarktüsü gibi bir faktör tiroid krizi veya tiroid fırtınası olarak adlandırılan fatal seyirli bir tabloya sebep olabilir.

Hipotiroidi; karpal tünel sendromu, hiperlipidemi, hipoventilasyon, uyku apne sendromu, kalp yetmezliği, mortal olabilecek miksödem koması gibi önemli problemlere yol açabilir.

prof dr ayse kubat uzum
tiroid
25 mayis dunya tiroid gunu
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir