Medimagazin logo

Tıp fakültelerinin sayılarındaki artış tıp eğitimini olumsuz etkiliyor

Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından hazırlanan ''Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi 2010 Yılı Raporu''nda tıp fakültelerinin sayılarındaki artışa dikkat çekildi ve bu durumun tıp eğitimini olumsuz etkileyeceği uyarısı yapıldı.
Tıp fakültelerinin sayılarındaki artış tıp eğitimini olumsuz etkiliyor
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

ANKARA- TTB Genel Merkezinden Genel Sekreter Feride Aksu Tanık, Ankara Tabip Odası Başkanı Bayazıt İlhan, Onur Kurulu Üyesi Doç. Dr. Orhan Odabaşı ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Kiper tarafından düzenlenen basın toplantısında, mezuniyet öncesi tıp eğitiminin değerlendirildiği rapora ilişkin bilgi verildi.


     Ankara Tabip Odası Başkanı İlhan, nitelikli tıp eğitiminin sağlık sisteminin olmazsa olmazı olduğuna dikkati çekerek, ''Nitelikli tıp eğitimi ihtiyacı ülkemizde bir kenara bırakılmış durumda. 'İthal hekim' tartışmalarıyla yurtdışından niteliksiz hekim getirilmesi söz konusu olacak'' görüşünü dile getirdi.


     Kısa bir süre önce yapılan düzenlemeyle tıp eğitiminde denklik alımının da kolaylaştırıldığını ifade eden İlhan, tıp alanındaki mesleki hatalardan bu düzenlemeleri yapanların da sorumluğu olacağını savundu.


     TTB Genel Sekreteri Feride Aksu Tanık da Türkiye'de tıp fakültelerinin hiç bir alt yapı gözetilmeden açıldığını ileri sürdü.


     Muayenehanelere standart getirilirken, tıp fakülteleri için böyle bir durumun söz konusu olmadığını söyleyen Tanık, ''Tıp fakülteleri yaşamsal öneme sahip kurumlardır. Tıp fakültelerinde nitelikli sağlık eğitimi için araştırmalar yapılmalıdır. Tıp fakülteleri üzerinde ülkenin geleceği ile ilgili tehlikeli bir kumar oynanıyor'' dedi.


     Tanık, raporla ilgili değerlendirmesinde de Türkiye'deki 20 tıp fakültesinde anatomi laboratuvarı, 37'sinde multidisipliner laboratuvar, 29'unda temel tıp bilimleri laboratuvarı, 30'unda pataloji laboratuvarı, 27'sinde ise mesleki becerileri geliştirecek laboratuvar bulunmadığına işaret etti.


     TTB Onur Kurulu Üyesi Odabaşı, raporun içeriğinin hazırlanmasıyla ilgili bilgiler aktardı. Raporun Türkiye'deki mevcut tıp fakülteleri dekanlarına gönderilen anket formları aracılığıyla hazırlandığını bildiren Odabaşı, şu noktalara dikkati çekti:


     ''Türkiye'de 1980'li yıllardan başlayarak her on yılda bir tıp fakültesi sayısı yaklaşık iki kat arttırılmıştır. Yeni açılacak tıp fakülteleri ile birlikte sayı 2010 yılında 74'e yükselmektedir.


     Öğrenci alan tıp fakültelerinden 9'unun öğrencileri başka bir tıp fakültesinde eğitim almaktadır. Devlet üniversiteleri tıp fakültesi sayısında artış ile birlikte vakıf üniversitelerinin tıp fakülteleri üzerindeki artış üzerinde durulması gereken durumdur.''


     Odabaşı, tıp fakültesi hastanelerinde tam zamanlı çalışmada artış olduğunu ancak uygulanan performans kriterlerinin eğitimi geriye iterken hizmet işini ön plana çıkardığını söyledi. Odabaşı, bunun da öğretim üyelerini daha fazla hastaya bakma ve ameliyat yapma gibi bir tercihe zorladığını savundu.


     Rapora göre, Türkiye'de 2009-2010 ders yılında tıp fakültelerinde toplam 38 bin 536 öğrenci eğitim görüyor. 2010 ÖSYM verilerine göre, 54 devlet üniversitesi ile 10 vakıf üniversitesi tıp fakültesine öğrenci alıyor. Tıp fakültelerinde 4 bin 976 profesör, 2 bin 781 doçent ve 2 bin 656 yardımcı doçent olmak üzere toplam 10 bin 413 öğretim üyesi bulunuyor.


     Raporda, tıp fakültelerindeki yardımcı doçent sayısının yetersizliğine de vurgu yapılarak, ''Öğretim üyesi, öğrenci sayılarında bu orantısız artış dikkat çekici olup özellikle yardımcı doçent sayısında görülen artışın kısa ve orta erimde öğretim üyesi sayılarında önemli eksikliklere yol açacağı ortadadır'' değerlendirmesinde bulunuldu.


     Tıp fakültelerinde temel bilimler eğitiminde de sorunlar yaşandığına işaret edilen raporda, bir çok fakültede kadavra bile bulunamadığına dikkat çekildi.


     Raporda, tıp fakültelerinde fiziksel ve teknik altyapı sorunları da yaşandığı, fakültelerin büyük bölümünde kütüphane gibi birimlerin yer almadığı kaydedildi.

tıp
fakültelerinin
sayılarındaki
artış
tıp
eğitimini
olumsuz
etkiliyor
Yorum (3)
bg
Ben anadolu lisesi mezunuyum. ben girdiğim sene (1990) bütn il dahilinde 1 taneydi ve 72 kişi 2 sınıf olarak alınırdı. ilerleyen senelerrde nakiller fala ile 41-42 yi geçmezdi sınıfın muvcudu. Normal orta okul- lise 55-60 kişilikti. ve biz Anadolu lisesi sınavlarını kazanacaz diye yırtınırdık. sonra ne oldu; öncelikle 2 sınıf yerine 4 sınıf aldılar (144) kişi ve nerdeyse her ilçede açıldı. önceden 400 000 nüfüslu ilde ilk 72 ye girmen gerekiyordu (hadi 5. sınıfa giden 10 000 öğrenci olsun). Şonra 40-50 bin nüfusta (heralde 3000 i geçmez sınava giren) ilk 150 ye girmek yeterli oldu. Benim zamanımda Anadolu liselerine girmek bir FENOMENdi. Şİmdi ben kimsenin ağzında duymuyorum bile. TIP FAKÜLTELERİNİN HALİ DE BÖYLE OLUR YAKINDA.
0
Cevapla
Tolga Kaan
Tıp mezunu olmayan arkadaşlar yüzünden doğuda çakılı kaldık. Arkadaşlar zorunlu hizmet yapmıyor en iyi yerlere kadroları veriliyor. Tıp okuyanla okumayan aynı haklara sahip. Niye hala bir düzenleme yapılmıyor.Aralarında yaklaşık 1 ay olmasına rağmen 2010 yılı 2.ünvan değişimi ile kurumiçi naklen atama kurasında açıklanan kadro farklarına dikkat çekerim.Ünvan değişimde 5tane istanbul kalanı il merkezi.1 tane de kurum içine serpiştirseydiniz dikkat çekmeseymiş. Hem bu ünvan değişikliğinde kadın doğumcu ve göğüs cerrahının işi de ne anlamış değilim doğrusu. Artık ne adalete ne eğitime hiçbirşeye inanmıyorum. Yarın başımıza neler geleceği belli değil,yaşayıp gidiyoruz işte dualarınızı eksik etmeyin.
0
Cevapla
ay
tıp fakültesine girdiğim yıl 25 adet tıp fakültesi vardı, kapasitesinin 3 katı öğrenci alınmıştı, bunu hocalar söylüyordu. o günlerde bizler de kalabalıktan ve eğitimin kalitesinden şikayetçiydik. Ve bu durum en köklü tıp fakültelerinden biri için geçerliydi, yani öğrenci sayısı fazla da olsa akademisyenlerin, hocaların sayısı, yeterliliği, tecrübesi, kalitesi durumu idare ediyordu. çok kıymetli hocalardan eğitim alıyorduk. şimdi artık bu durumlar sorgulanabilir. hem öğrenci sayısı hem tıp fakültesi sayısı fazla (en son 81 diye biliyorum) hem de eğitimin kalitesi çok tartışılır. durumun vehameti korkunç.tıp fakültelerinde okumanın kıymetinin ve prestijinin 2 yıllık yüksekokullardan farkının kalmadığı bile söylenebilir.Öğrenciler kendilerini geliştirebilirlerse ne ala. Yani bu okullardan mezun olacak kişilere nasıl kendini emanet edeceksin, nasıl güveneceksin? Durum içler acısı. Siz doktor sayısını arttırabilirsiniz, ancak iyi eğitilmemiş hekim faydadan çok zarar getirir. Unutmamalısınız ki hekimler temelde bilim insanıdırlar, çok üstün kalitede eğitilmeleri gerekir, çünkü ülkemizin sağlığı ve geleceği onlara emanet.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir